Hava Durumu

Övünelim mi, dövünelim mi?

Yazının Giriş Tarihi: 16.04.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.04.2024 17:32

Eğitim sistemi desem ve biraz beklesem; bin ah işitirim!

Nesilden nesile aktarılan; her çağın travması!

Sınavlar, sözlüler, ödevler…

Bir de öğretmen faktörü var ki; insanı vezir de eder, rezil de.

Yıllarca okuduk, bazılarımız okumaya devam ediyor.

Öğrenme amacıyla yaratıldığına inananlar bu yolda ter dökerken; zorunluluk nedeniyle okulda dirsek çürütenler bilir acısını.

Şu söylemi duyanlar vardır muhakkak:

“Lisede okuyan çocuğumun matematik konularını Amerika’daki yeğenime saydım, ‘biz bunları üniversitede işliyoruz’ dedi.”

Evet, içerikte ustayız.

Coğrafya, fen bilimleri ya da uzay geometri…

Tüm bilgiler güncel, ayrıntılı.

Sorun belki de bu!

Bunca sene okuyan milyonlarca insan hâlâ, Türkiye’nin kurucusunun Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olduğunu bilmiyor, Mısır Piramitlerinin bizden çalındığını ve deniz yoluyla kaçırıldığını zannediyor.

Daha çok örnek isteyen olursa, sokak röportajlarını izleyebilir.

Peki, üniversiteye kadar kesintisiz süren eğitim hayatımız ne işe yarıyor?

***

Eğitim; yeni kuşakların toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları edinmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme olarak tanımlanıyor.

En önemli çıktı ise; bilginin davranışa dönüşmesi ve var olan zekâ seviyesinin yükselmesi.

Ülkemizde bugüne kadar uygulanan sistem işe yaramış mı, birlikte bakalım.

Bayram sonrası gündemde yer alan habere göre;

Zekâ Testleri Merkezi tarafından yapılan çalışmaya göre; belirlenen en zeki iller açıklandı.

Toplam 1 milyon 200 bin kişinin IQ puanı esas alınarak gerçekleştirilen çalışmada, zeka testlerinin bireylerin bilmekle yeteneklerini ölçmek ve kıyaslama amacıyla kullanıldığı bir perspektif sunmakta olduğu kaydedildi.

Teste göre; en yüksek ölçüm 105.20, en düşük ölçüm ise 94.19 olarak belirlendi.

En zeki şehir Eskişehir oldu.

Eskişehir’den toplam 13 bin 600 kişinin katıldığı zeka testinde IQ ortalaması 105.20 olarak belirlendi.

Sıralamanın devamı ise; Ankara: 104.91 IQ, İzmir: 104.51 IQ, Muğla: 104.12 IQ, Çanakkale: 104.02 IQ, İstanbul: 104.02 IQ, Kocaeli: 103.85 IQ, Balıkesir: 103.59 IQ, Bursa: 103.47 IQ, Kırklareli: 103.36.

Bursa’nın dokuzuncu olması pozitif bir algı yaratabilir ancak hatırlatmakta fayda var; literatüre göre 90-109 puan arası ortalama zeka seviyesini temsil ediyor.

Yani belirlenen en zeki şehirlerimiz dahi ortalamayı temsil ediyor.

Şimdi övünme mi yoksa dövünme zamanı mı?

***

Zekayı etkileyen eğitim dışında çok önemli başka unsurlar da bulunuyor elbette.

Genetik etki yüzde 75 iken, çevrenin etkisi ise yüzde 25.

IQ'yu etkileyen çevresel faktörlere örnek olarak ise; modern medya, eğitim, emzirme, rahim ile ilgili sağlık koşulları, beslenme, kirlilik, ebeveynlik, önyargılar, ulusal kültür, kafa travmaları, uyku sorunları, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, zihinsel hastalıklar, stres ve hastalıklar olarak sayılabilir.

Beslenme başlığının altını çizmek istiyorum.

Bence yazılarımı takip edenler, burada hangi konudan bahsedeceğimi anladılar.

Ekonomideki gidişat herkes için büyük bir sorun.

Çocuklar ve gençlerin günlük olarak tüketmesi gereken gıdalara erişimleri için sık sık uzmanlar uyarılarda bulunuyor.

Yaş grubuna göre içilmesi gereken süt miktarını belirtirlerken, aileler de perde arkasında maliyet hesaplıyor.

Bu yalnızca tek kalem; et, yumurta diye listeyi uzatarak daha fazla can sıkmak istemiyorum.

Şunu sorarak sonlandırıyorum:

Zeka seviyemiz ve bu seviyede olmamızın sebepleri zihninizi kurcalıyor, moralinizi bozuyor ve bir şeyler yapılması gerektiğini hiç düşünüyor musunuz?

Yoksa memnun musunuz?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.