Sanayiye kurban edildik!

Kış yaşayamadığımız halde ‘yaz gelsin’ diye söylenenler, umarım şu an memnunlardır.

Haziranı kavrularak karşıladık ve her şey daha yeni başlıyor!

Son aylarda moda olan Afrika’dan gelen sıcak dalgası ve çöl tozu iflahımızı kesiyor.

Artık hiçbir mevsimi normal şartlarıyla yaşayamıyoruz, sebebini de küresel ısınma olarak sunuyoruz.

Bu durumda insanların hiç mi payı yok?

Doğaya düşmanlık besleme süreci tam olarak ne zaman başladı?

Sanayi devrimi ile toplumların geleceği yeniden dizayn edilirken, artan nüfus bahane gösterilerek talan düzenine geçildi!

Sonra da bu sürecin etkileriyle mücadele etmek amacıyla dernekler, STK’lar kurulmaya başladı.

Gönüllüler aracılığıyla gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir yaşam alanları bırakabilmek adına çalışmalar devam ettiriliyor.

Farkındalık için ayrıca projeler üretiliyor; bunun için özellikle çocuklara ve gençlere ulaşılıyor.

Ne kurtarsak kâr sonuçta!

***

Benzer amaçlarla faaliyetlerde bulunan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından akredite olan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği de iş başında.

Dün, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği 41. Olağan Meclis Toplantısı, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 45 belediye başkanı ve 200 meclis üyesinin katılımıyla Bursa’da gerçekleştirildi.

Ev sahibi olarak kürsüye çıkan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Dünya Sağlık Örgütü’nün 30 yılı aşkın bir süre önce başlattığı sağlıklı şehirler hareketinin Türkiye’deki temsilcisinin Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin olduğunu vurguladı.

Başkan, kent ile sağlık arasında bağ bulunduğunu belirterek; sanayileşme sonucu ortaya çıkan çevre sorunlarının yaşlısı genci, zengini fakiri ayırt etmeksizin toplumun tüm kesimi için tehdit oluşturmaya başladığını dile getirdi ve şöyle devam etti:

“Kentlerin sağlığı kavramı, ilk kez 18. yüzyıl sonlarında başlayan insanların barınma ve sağlık endişesiyle ortaya çıkmıştır. Sanayi sonrası hızla yayılan salgın hastalıklar konuyu ön plana çıkarmıştır. Bu sebeple kentlerdeki sağlık koşullarını iyileştirecek yasalar çıkarılmaya başlanmıştır. Yasalar, bir yandan da kentin planlanmasına yönelik kararlara ve kentsel planlamanın gelişimine zemin hazırlamıştır.”

Peki, yasalar ne kadar başarılı olabildi?

İşe yarasaydı bu halde olur muyduk?

Toplum sağlığı her geçen gün daha da bozuluyor; kronik hastalıklar artıyor. Hava kirliliğine bağlı olarak solunum yolu enfeksiyonları ile acil servisleri dolduran onlarca insan, sanayinin kurbanı!

***

İlave olarak “Kentlerin ve insanların sağlığını göz etmek, korumak zorundayız” ifadesini kullanan Başkan Bozbey; “Sağlıklı seçenekleri artırmak, havayı, toprağı korumak, sağlıklı besine ve suya ulaşımı rahatlatmak; kararlarımızı bu çerçevede şekillendirmek zorundayız. Sağlık ve sağlıkta eşitsizlik ana temaları,  başta yerel yönetimleri harekete geçirmiştir!” dedi.

Konuşmaların ardından Bursa Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde yapılan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin (SKB) 41. Meclis Olağan Toplantısı’nda yeni dönem başkanlığına oy birliğiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay seçildi.

Şu anda 139 üye belediyeye ulaşan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, elbette önemli ancak vatandaş olarak artık etkisi büyük, kesin, kalıcı çalışmalar görmek istiyoruz.

Zaten durumu en iyi şekilde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve SKB Başkanı Cemil Tugay da özetledi.

İklim krizinin tüm insanlığı tehdit ettiğini söyleyen Cemil Tugay, iklim krizine karşı yerel eylem planlarının olması gerektiğini belirterek; “Bana verilen bu onurlu görevin gereği olarak önümüzdeki iki yıl boyunca en çok iklim krizi konusunda aksiyon almaya, eylem planları ortaya koymaya ve dayanışma içerisinde olmaya davet edeceğim.

Gittikçe yaygınlaşan bazı sağlık problemleri üzerine çalışma grupları kuracağız. Bireysel sağlığı, toplum sağlığını, yaşam koşullarımızı en fazla iklim krizi tehdit ediyor. Birliğimizin de çalışmaları içerisinde öncelikle yer bulacaktır. Beni bu göreve layık gören tüm üyelerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Bekleyip, göreceğiz…

Gidişatı durdurmak bir yana yavaşlatsalar buna da memnun oluruz.

Zira büyük şehirlerde çevre, hava, su kirliliğinden can çekişiyoruz!