Temmuz ayını geride bırakmak için gün sayıyoruz. Bir rüzgarlı, biraz kapalı ve yağışlı derken çok şikayet ettiğiniz serin giden güzel havalar da bitmek üzere.
Ölümcül olarak isimlendirilen ay sonundan sonra yaşayacağımız aşırı sıcaklık artışının, bazı extreme hava olaylarına da neden olacağı uzmanlarca bildiriliyor. Bunlara ilave asfalt erimeleri, hayvan ölümleri ve yangınların da artacağı söyleniyor.
Avrupa bu sıcağı bizden önce yaşamaya başladı. Kendi kendine yanmaya başlayan ormanları, çöken yolları, açılan obrukları günlerdir izliyoruz. İspanya Meteoroloji Ajansı yayınladığı verilere göre; ülkede son 10 günde 678 kişi sıcaklar yüzünden hayatını kaybetti. Portekiz’de 7-18 Temmuz arası 1065 kişi yaşamını yitirdi. Böylece Avrupa’nın bazı ülkelerinde termometreler 47 dereceyi görürken kırmızı alarm verildi.
İnsana şaka gibi geliyor öyle değil mi?
Trafik kazası, deprem, herhangi bir hastalık ölüme sebebiyet verebilir.
Ama ısınan havadan ölümü algılayamıyoruz. Şimdi bu sıcak bizim kapımızda!
Bursa’da da havanın bunaltıcı etkisi başladı. Özellikle Marmara Bölgesi’nde hissedilenin 45 dereceye kadar çıkacağı söyleniyor ve kalp, tansiyon hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanların, yaşlıların ve çocukların mümkün olduğunca güneşe çıkmamaları gerektiğinin altı çiziliyor. Her yaz benzer haberleri okuduğumuz için alışkanlık olmuş olabilir. Her sene çünkü yeni rekorlar kırılıyor, son on yılın hatta yüz yılın en yüksek derecesi ölçüldü deniyor.
Belki bu yaz yeni rekorlara hep birlikte koşacağız kim bilir?
Kavuran havanın başka etkileri de var bu arada. Orman yangınlarını tetiklemesi gibi. Kütahya ve Manisa’da orman yangınları yüzünden birçok köy dün tahliye edildi. Sıcak dalgasının bir hafta kalacağı tahmin ediliyor. Peki sonrası?
Sonrası bizlerin alışkın olmadığı sıra dışı hava olayları. Süper hücre, sel, dolu, hortum, fırtına…
Doğanın insanla hesaplaşması başladı. Çocukluğumdan beri küresel ısınma ve etkilerini duyuyorum, okuyorum. İklim zirveleri düzenleniyor, protokoller imzalanıyor. Ancak dünyayı korumak, daha yaşanılası bir hale gelmesi için çalışmak bir yana dursun daha da talan edildi.
Orman yangını söndürüldükten sonra oraya “otel mi dikilecek?” tartışmaları yapılıyor.
İnsan rant için oksijenini bina ile takas ediyor!
Sonra neden oluyor tüm bunlar deyip etrafı suçluyoruz. Tabi suçladığımız başka kaynaklar da var; evveli gece başlayan ve önümüzdeki üç gün de devam edecek olan Starlink uydularının geçişi gibi.
Türkiye’de birçok şehirde çıplak gözle görüldü. Herkes telefonuna sarıldı. Fotoğraf, video çekip “uzaylılar geldi, hiç böyle bir şey görmemiştim, neler oluyor” yazanlar sosyal medyayı doldurdular. Halbuki geçeceği bildirilmişti uyduların. Özellikle güzergahında Bursa olduğu için tam saatinde gözüm gökyüzündeydi. Ben göremedim maalesef! Yoksa hemen uzaylılar geldi haberi yapmak isterdim ben de!
Starlink; Elon Musk’a ait SpaceX şirketi tarafından uydu interneti sağlamak üzere inşa edilmiş bir uydu takımyıldızı. O yüzden gece dizi dizi ışık kümesi şeklinde gidiyorlar. Bu uydu treninin dünyanın neresinde olursanız olun internete sınırsız erişim sağlamak için yapıldığı açıklaması var.
Şüphelerimiz yok mu?
Beynimizi hacklemek, insanlığı sonlandırmak, bilgilerimizi çalmak, havayı ısıtıp olağanüstü doğa olaylarına sebebiyet vermek amaçları arasında var mı? Bilmiyorum!
Ancak bildiğim şey şu an yaşayacağımız sıcak havanın sebebi yıllardır insanların üzerinde korkmadan oynadığı doğa! Binalarla şehirler içinde hava akımını kesip, gölgesine girip nefes alacağımız ağaçların şehir içinden kaldırılması sebep. Ya da dağı taşı gökdelenle kaplamak, sanayi için doğayı katletmek.
Şimdi hep beraber iliklerimize kadar ısınıp sonra da sele kapılma vakti.
Akşam gökyüzüne bakmayı unutmayın.
Starlink uydu trenini görürseniz bana da fotoğraf atın…