Öğrencilik hayatımız boyunca en çok istediğimiz şey, sınavların kaldırılmasıydı.
Küçük yaşlarda stres ve buna bağlı hastalıklarla tanışan nesiller geldi geçti.
Dersler hiçbir zaman gerçekten öğrenilmedi.
Amaç iyi not almak, yıl sonunda karneyi ‘pekiyi’ getirebilmekti.
Ezbercilikle mücadele için çözümler arandı. Seçmeli ders adı altında çocukların yeteneklerini ortaya çıkarabileceğine inanılan ama çoğunlukla eziyete ve zorunluluğa dönen dersler türetildi.
Aile fertlerinin hepsine ödevlerden pay düştü.
Kimisi resim yaptı, kimisi elişi…
Tarih, matematik gibi not ortalamasını etkileyen, muhakkak geçilmesi gereken, malzeme krizi yaşanan dersler…
Belki branş öğretmenleri bana tepki gösterir ancak bizim zamanımızda böyleydi.
Sınavlar ise hayatta kalabilme mücadelesi gibiydi.
Zaman içinde eğitimde değişiklikler olmaya başladı.
Yurt dışındaki uygulamalar örnek alınmaya çalışıldı; mesleki öğrenime ağırlık verildi.
4+4+4 sistemi getirildi.
Genç öğretmenlerin sayısının artmasıyla kuşak çatışması biraz olsun hafifledi.
Bazı derslerin içerikleri ağır geliyor diyerek hafifletildi.
Bu yapılırken özellikle ezber kısmı çok diye tarihin içi boşaltıldı.
Ülkesine, geçmişine, yaşadığı şehre yabancı kendini kaybetmiş çocuklar okula gidip gelirken, maalesef sınav sistemi de oyuncağa döndü.
İyileştirme çabaları süreci deneme tahtasına çevirdi.
Ve geldiğimiz noktada herkes; öğrenci, öğretmen, veli hâlâ dertli, hâlâ mutsuz…
Şimdi elimizde belirsizlikle başa çıkmaya çalışan daha umutsuz öğrenciler var.
***
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni uygulamalarıyla, 2023-2024 eğitim öğretim yılı başladı.
Okullarda sınav sistemini değiştiren “Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme Değerlendirme Yönetmeliği” Resmî Gazete’de yayımlandı.
Buna göre:
Okul öncesinden başlayarak 1, 2, 3, ve 4. sınıflarda değerlendirme sınavla değil süreç takibi ile yapılacak.
İlkokulda bu karar ile yazılı sınavlar tamamen kaldırılmış oldu!
Ders öğretmenleri öğrencileri takip edip, değerlendirme yapacaklar.
‘Ne kadar objektif olacağı tartışmaya açık.’
“Ülke içinde eğitim birliği sağlamak” adına okullarda yazılı sınavlar ortak tarihlerde yapılacak. Bunun dışında kalanlar, çoktan seçmeli yerine yazılı olacak.
MEB’in getirdiği yeniliklere göre öğrencilerin becerilerini ölçmek için artık iki yılda bir Türkçe dil sınavı yapılacak.
Özel uzmanlık alanı gerektiren ölçme ve değerlendirmeler için 81 ilde de Ölçme ve Değerlendirme Merkezi kurulacak.
Evet, benim de aklım karıştı ancak biraz daha sabır çünkü devamı var.
Aynı sınıf ve aynı ders için yapılacak olanlar ülke, il-ilçe ve okul genelinde ortak olarak yapılabilecek.
Okullarda aynı sınıftaki tüm şubeler belirlenen ders için ortak sınava girecekler.
Örneğin; 10. sınıfların Türkçe sınavları ortak olacak ve okuldaki tüm 10. sınıf öğrencileri aynı soruya yanıt verecekler.
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı her öğretim yılı başında hangilerinin ortak olacağını açıklayacak.
Ve her sınavdan sonra öğrencilerin eksikliklerinin tespiti için analizler gerçekleştirilecek.
Tabii ki bu gelişmeye değişik tepkiler gelmeye başladı.
Bugüne kadar yapılanların hepsi ‘son dakika ve uzmanlara danışılmamış’ kararlar deniyor.
Örneklerden biri Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal’ın açıklaması.
Vardal, “Yönetmelik değişimleri yapılmadan önce, eğitim alanında çalışan sendikalardan, akademisyenlerden, öğretmenlerden ve veli derneklerinden görüş alınmaması yanlış bir uygulamadır. Alınan kararlarda bu yön maalesef eksik. Eğitimin sınav odaklı olduğu ülkemizde bu kararın devamlılığının gelmemesi büyük bir kaos oluşturacaktır” şeklinde görüş bildirdi.
Evet, ilkokulda stresten arındırılmış bir süreç yaşanacak ancak Lise Giriş Sınavı’ndan kaçılamayacak.
O zamana kadar çocuklar; karşılaşmadıkları çoktan seçmeli eşik atlama sınavına nasıl uyum sağlayacak?
***
‘Sınavlar kaldırıldı’ başlığını görüp de boşuna heyecanlanmayın.
LGS, TYT, AYT, YDT, YDS, KPSS, ALES ve adını burada saymayı unuttuğum diğerleri başköşede duruyorlar.
Fark ettiyseniz yazı boyunca en çok ‘sınav’ kelimesini kullandım, yani hayatımızdan çıkmadı.
Hepimiz şikayetçiyiz ancak alternatif bir sistem de öneremiyoruz.
Çünkü başarıyı kanıtlayabilmek için bildiklerimizden sınanmak ruhumuza işlemiş.
Başka türlüsüne alışkın değiliz.