Hava Durumu

Tablo vahim, zaman dar

Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2023 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.03.2023 14:52

Bugüne kadar depremle ilgili çok şey izledik, okuduk, uzmanlardan dinledik.

Hepimiz birer yer bilimciye dönüşmek üzereyiz.

Zemin incelemesinin nasıl yapılacağını, 2000 öncesi ve sonrasında binalarda kullanılan inşaat malzemelerinin standartlarını, kentsel dönüşümün gerekliliğini, Bursa’da olan fay hatlarının yerlerini ezberledik ve hatta artık çıkıp sunum yapabilecek kıvama geldik.

İlgili meslek odaları, belediyeler açıklamalar yaptılar ancak akademik düzeyde deprem bölgesinde olanları Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlediği basın toplantısında öğrenme fırsatımız oldu.

***

BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin koordinasyonunda bölgede incelemeler yapan uzman ekip, ilgili il, ilçe ve köylerde gerçekleştirdikleri analizler sonucunda hazırladığı teknik raporu basınla paylaştı.

Toplantıda, Rektör Yardımcısı ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Uyanık, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcıları Doç. Dr. Eyübhan Avcı ve Dr. Öğr. Üyesi Sedef Kocakaplan, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Özen, Dr. Öğr. Üyesi Eray Yıldırım ve Arş. Gör. Gökhan Barış Sakcalı vardı.

Sunum BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın, “13 buçuk milyon insan doğrudan 85 milyon insan da derinden etkilendi. Devlet ve kurumlar olarak arama kurtarmada üstün bir gayret gösterdik” sözleriyle başladı.

“Üniversite olarak hem yardım kampanyası hem arama kurtarmada aktif rol alarak hareket ettik. Bugün burada deprem sunumu yapacağız. Bu afet olmasaydı, başka bir basın toplantısı yapacaktık. Deprem olunca bu odakta görüşeceğiz” diyen Çağlar, üniversitede eğitimin online olarak başladığını ama pandemiden farklı bir süreç yaşandığını vurguladı. “Üniversite açık, kütüphaneden faydalanmak isteyen, hocalarıyla görüşmek isteyenler gelebilir” dedi.

Ve depremle ilgili önemli tespitlerin yapıldığı rapordan bazı kısımları paylaştı.

Bir depremin büyüklüğüne nasıl karar veriliyor?

Toplum olarak bunu ölçme kriterimiz, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi!

Buna bağlı olarak karşılaştırmalı sonuçları sunumda gördük ve zaten dehşete kapılmışken bir kez daha irkildik!

İnşaat mühendisleri depremi incelerken şunları baz alıyor; süre, yüzeye yakınlık, büyüklük!

Çarpıcı sonuçlar ise şöyle; Marmara Depremi’nin süresi; 45 saniye, yüzeye yakınlığı 17 km., büyüklüğü 7.4!

Kahramanmaraş Depremi’nin süresi; 115 saniye, yüzeye yakınlık 8.6 km. ve ikinci olan deprem 7 km., büyüklüğü ise; 7.7!

Üstelik peşinden büyük depremler olmaya da devam etti.

Bu tüm uzmanların ortak görüşüne göre karada yaşanmış en büyük deprem!

Hasarın büyüklüğünü belirlemek için ise yapıların bütünlüğünün bozulup bozulmadığına bakıldığı ifade edildi. Bölgede yapısal eleman bütünlüğünün tamamen kaybolduğunu belirten Rektör Çağlar, “Birleşim bölgesi dediğimiz kolon birleşme yerlerinin depremde açılmamış olması lazımdı” dedi. Hep vurgulandığı gibi 2000 öncesi ve sonrası binalar arasındaki farka bir kez daha değindi.

Yıkımı artıran unsurlar; beton basınç dayanıklılığının düşük olması, düz yüzeyli donatı kullanılması, yumuşak zemin olması, yapı üretim süreci ve mesleki uygulamaların niteliksizliği, denetim süreçlerinin yetersizliğidiyen Çağlar, “Bu maddeler Bursa’da da var” dedi ve bizi tatlı rüyamızdan uyandırdı.

Bölgedeki araştırmalardan Bursa için de genellemeler yapmamız gerekiyor.

Çünkü beklenen bir deprem var ve sürekli aynı cümlelerin etrafında dolanarak zaman kaybediyoruz.

Evet, fay hatlarına binalar yapılmamalıydı ama yapıldı, şu anda var!

Bundan sonra nasıl hareket edeceğiz önemli olan bu!

Sürekli duyduğumuz zemin sıvılaşmasına vurguyla sunumu devam ettiren İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Eyübhan Avcı ise bölgede tek tek fotoğrafladıkları binalar ve yolları göstererek, toprağın nasıl su gibi olduğunu gözler önüne serdi. “Bu deprem literatüre girecek” dedi.

Ayrıca Avcı, “Yeraltı suyu çıkışı denizden gelen su değildi. Herkes öyle sandı ama sıvılaşma ile toprak altından zemine su çıkışları oldu açıklamasını yaptı. Hâlbuki biz bu durumu küçük çaplı bir tsunami olarak nitelendirmiştik.

Topraklardaki yarıklar, buralardan kum çıkışlar, hepsi zeminin sıvılaşmasından kaynaklanıyormuş.

Peki, ne yapmak gerekiyor?

Zemin iyileştirmesi ve kazıklı yapılar denilen derin temeller!

Bunlar olmazsa zemin yapıyı daha çok yormuş oluyor ve Hatay ile Adıyaman’da buna örnek olarak gösteriliyor.

***

Toplantının en can alıcı kısmı Bursa hakkında bilgilerin paylaşıldığı bölümdü.

Rektör Yardımcısı ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Bursa için 700 sayfalık Deprem Master Planı olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzalandığını ve risk azaltma planı hazırlıklarının başladığını vurguladı.

Buna göre; “Kentsel dönüşümün hızlanması, yapı denetimin hukuki boyutlarının ortaya konması, bina sertifika belgesinin uygulamaya konulması, yapı stokunun durumunun belirlenmesi, mühendislik hizmeti görmemiş binaların kontrol edilmesi, sıvılaşma oranının bilinmesi gerekiyor!

Çok önemli bir tespit ise: Bursa’nın Kahramanmaraş’a benzerliği diyen Bayhan, “İki şehirde dağ eteğine kurulmuş, eski nehir yataklarının olduğu şehirler” ifadesini kullandı.

Bursa’da yıkım için deprem de olmasına gerek yok diyen akademisyen, İNTAM Vakasına atıfta bulundu. Buna göre heyelan olma riskinin de olduğunu belirtirken “Düzgün iyileştirme ve zemin etütü gerekli” dedi.

Ekonomik değeri ve nüfus yoğunluğu nedeniyle hep İstanbul konuşuluyor ama Bursa’nın aşağı kalır yanı yok.

Peki, bizim neler yapmamız gerekiyor?

Prof. Dr. Bayhan yapılacakları ve dikkat edilmesi gerekenleri şöyle özetledi:

“Hastanelerimizi, sağlık yapıları, itfaiye yapılarını, haberleşme tesislerini, ulaşım istasyonlarını, enerji nakil hatlarını okulları vb. binaları depreme dayanıklı yapmamız gerekiyor.  Birçok depremde görüyoruz ayakta kaldı ama yıkılacak. Şehir hastaneleri sığınma yeri olarak kullanılıyor. Okul ve yurt binalarında ve diğer kamu binaların da sismik izolatör kullanımı şart. Trafolarımız ne durumda? Biz buna hazır mıyız? Hepsinin denetimden geçmesi gerekiyor. Mesela Bursa’da organize sanayi bölgesine yeterli enerji sağlayamazsak fabrikaların durmasına sebep oluruz. Deprem sonrası ortaya çıkacak yangınlara karşı önlemler alınmalı.

Eski otoparkların gözden geçirilmesi gerekiyor. Şehrimizde çok fazla tarihi ve yığma bina var. Bunlar da depremden etkilenecektir. Hatay’da konuştuğumuz bir hocamız 6 saatte bir yerden bir yere gidemediğini söylemişti. Bursa’da benim bildiğim trafik akışı içerisinde güvenlik şeridi bile yok.”

Ana fikir: Tablo vahim, zaman az, işimiz çok!

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.