‘UTİYAP’ adından söz ettiriyor!

Z Kuşağını savunurken, aldığım tepkiler arasında:

‘Sen artık genç değilsin, onlarla kendini bir tutma’ ifadesi de yer alıyor.

Doğru!

Ama ben 90 yaşıma da gelsem hep onlardan yana olacağım.

Çünkü hiçbir kuşak bu kadar hızlı bir dünyaya ‘merhaba’ dememişti.

İlginçtir ki yeni nesile kurtarıcı rolü atfedenler aynı anda onları ‘ilgisizlikle, saygısızlıkla, duyarsızlıkla’ itham ediyor.

Hâlbuki biraz desteklenmeye ihtiyaçları var!

Çünkü her düştüklerinde kaldırılmaya, her sorunlarının aileleri tarafından çözülmesine alışkınlar.

Bu nedenle de dış dünyaya hazırlıksızlar.

Bu görüşü destekleyen ve açıklamalarıyla anne-babalara ışık tutan Uzman Klinik Psikolog Hilal Coşkun’la UTİYAP’ın düzenlemiş olduğu organizasyonda tanıştım.

Biraz UTİYAP hakkında bilgi verdikten sonra yine odak noktama döneceğim…

Uluslararası Ticaret İş İnsanları ve Yatırımcılar Platformu (UTİYAP) için yeni bir oluşum diyebiliriz.

Son dönemde artan faaliyetleri ile isminden söz ettirmeye başlayan platform iş gezileri, yurt içi ve yurt dışı ziyaretleri dışında ‘Network Toplantıları’ ile de dikkat çekiyor.

Peki, kuruluş amaçları ne?

UTİYAP, Türk İhracat ailesinin yeni bireyi olarak, ihracatta özel sektöre yeni bir soluk getirmek, başta KOBİ’ler olmak üzere ihracatla tanışmamış firmaları dünyaya açmak, ihracat yapanları ise yeni pazarlara ulaştırmak amacı taşıyor.

Genel merkezleri Bursa olmakla birlikte global bir organizasyona dönüşmeyi hedefliyorlar.

Neden olmasın?

Üyelerine ihracatla ilgili bilgi ve danışmanlık desteği vermek üzere ‘İhracat Danışma Merkezi’, ‘Yatırım ve İş birliği Merkezi’ ve ‘Hukuk Merkezi’ oluşturan kuruluş çalışmalarıyla ihracatta örnek gösterilen bir uzmanlık kuruluşu olmak istiyor.

Elbette tüm ayrıntılara internetten ulaşabilirsiniz.

Bu nedenle teknik açıklamayı bir kenara bırakıyor ve heyecanla çıktıkları bu yolda, üyeler arası iletişimi arttırmak amacıyla düzenledikleri kahvaltıdan gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.

***

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Halil Coşkun; “Platform olarak, yalnızca iş dünyasında değil, sosyal hayatta da birbirimize destek olmayı, değerlerimizi birlikte yaşatmayı hedefleyen bir topluluğuz. Bugün burada ailelerimizi ve evlatlarımızı da bu değerli topluluğun bir parçası haline getiriyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki güçlü bağlar, sadece iş ilişkilerimizle değil, ailelerimizin ve gençlerimizin de bu topluluğa katılımıyla kurulur. Mevlana’nın güzel bir sözü vardır: “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır” dedi ve ekledi:

Unutmayalım ki, bir topluluk ancak yeni nesillerle büyür ve kalıcı hale gelir. Bu yüzden, gençlerimizi ve çocuklarımızı da bu tür etkinliklerimize dâhil ederek, derneğimizin gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyoruz. Onlara vereceğimiz en güzel miras, güçlü bir topluluk, sağlam bir değerler sistemi ve sıcak bir dostluk ortamıdır.”

Bu bilinçle hareket eden topluluklar, o çok şikâyet edilen gençleri kabuklarından çıkaracak ve sosyal çevreye kazandıracaklar!

Yönetim kurulu üyeleri de genç olduğu için yeni dünyaya daha rahat uyum sağlayabilecek olan UTİYAP’ın konuğu Uzman Klinik Psikolog Hilal Coşkun’du.

Z kuşağı başta olmak çocuk psikolojisi üzerine UTİYAP üyelerine bilgi veren Hilal Coşkun ise; “Çocuklarımızla ilgili değerler bütünü ortaya koymalıyız. Geçmişte aşırı cezalandırıcı bir dönemden şimdiki aşırı serbest bir döneme geçiş yaptık. İşin temelinde bunun dengelenmesi gerekiyor. Çocuklar konusunda uzmanlardan destek alınmalı ancak öneriler ailenin kendi dinamiklerine göre şekillendirilmeli. Çocuğumuz ergenlik dönemi geçerken elindeki malzemelerle yeni bir kişilik kuruyor. İşin püf noktası çocuğunuzu bu süreçte yalnız bırakmadan, müdahale etmeden, eline doğru malzemeleri verebilmektir” ifadelerini kullandı.

Helikopter ebeveyn çağında yaşadığımız için çocuklar adına neyin doğru, neyin yanlış olduğu karıştırılmış durumda.

Hem çok zeki olmaları nedeniyle gurur duyuluyor hem de bu zekâyı istenildiği gibi kullanamadıkları için de eleştiriliyorlar.

‘Acaba gerekli ortamı sağlayabildik mi?’ diye sorgulayan yok!

Bu noktada anne babaların sıklıkla düştükleri hatalardan birisinin çocuklarını pamuklara sararak sorumluk vermemek olduğuna dikkat çeken Coşkun: “Hiçbir sorumluluk vermeden yücelttiğimiz evlatlarımız, sosyal hayata girdiklerinde sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Ayağı yere sağlam basan nesiller yetiştirmek için çocuklarımıza sorumluluk vermeliyiz. Ergen hale gelen çocuklarımız melankolinin hâkim olduğu, ellerinde keskin kılıçlar olan zırhlı birer şövalyeye dönüşüyorlar. Evet, kılıçları keskin üzerlerinde zırh var ancak o zırhın altında hala bir çocuk bulunuyor. Bunu bilerek hareket etmeliyiz” dedi.

***

Bu tip etkinliklerin yalnızca dernek, platform vb. üyelerine değil tüm topluma fayda sağladığına inanıyorum.

Yeter ki araştırmak, öğrenmek, bilmek isteyelim…