Yangınlar yeniden başladı…

Her sene, yaz sıcaklarının başlamasıyla birlikte ‘orman yangınları’ gündemimize taşınıyor.

Sebepleri konuşuluyor, ihmallere karşı uyarılar yapılıyor.

Maalesef işe yaramıyor.

Daha haziran ayını bitirememişken afet niteliğinde büyük çaplı yangınlarla yüzleşmeye başladık bile.

Bunda küresel ısınmanın etkisi de büyük elbette.

Afrika ve Basra sıcakları, çöl kumu ve tozu derken yorgun düştük çoktan.

Son verilere göre bu hafta sonu özellikle Güneydoğu Anadolu’nun sıcaklık rekoru kıracağı belirtiliyor.

Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Şırnak, Batman başta olmak üzere birçok kent için 48-49 derecelerden bahsedilirken, hissedilenin 60 dereceyi göreceği iddiası ise çok korkunç!

Tabii ki bu, tek başına ormanların küle dönmesini açıklayabilir nitelikte değil.

Herkesin aklına ilk şu geliyor:

‘Birileri tarlaları yakarak, yapılacak yeni sitelere yer mi açıyor?’

Örneklerini gördük, inkâr edemeyiz.

Devletin, ‘böyle bir şey asla olmayacak, yeniden bu alanlar yeşillendirilecek’ açıklamasına bile inanamaz olduk.

Duyarlı vatandaşlar her daim gözlemliyor; geçen sene Ege kıyılarında yangınla tahrip olan bölgelerin bazılarına başlayan otel inşaatlarını çekerek sosyal medyadan yayınlıyor.

Ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğu tartışılır ama o şüphe yok mu!

Peki, şu anda ne haldeyiz?

İzmir’in ve Çanakkale’nin ilçelerinden ilk haberler geldi.

Sonra listeye Bursa da eklendi.

Orhangazi’de otluk alanda henüz bilinmeyen sebepten dolayı çıkan yangına müdahale edilirken, havanın rüzgârlı olması işi zorlaştırıyor.

Aynı şekilde Büyükorhan’da da Demirler köyü mevkiinde başlayan yangın, rüzgârın etkisiyle kısa sürede yayıldı.

Havadan ve karadan müdahaleler sürerken peş peşe bölgelerden videolar, fotoğraflar geliyor, ‘yeniden başladı’ cümlesi canımızı sıkıyor.

Yazarken, bir yandan da gözüm hep Instagram’da canlı yayınlarda!

En feci olanı ise Mardin ve Diyarbakır’da yaşanıyor.

Diyarbakır Çınar ilçesi ve Mardin Mazıdağı ilçesi arasında meydana gelen yangının sebebi insanı çileden çıkarıyor:

Anız ve örtü yangını!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın en son yapmış olduğu açıklama şu şekilde:

“11 kişi hayatını kaybetti, 78 kişi yangından etkilendi. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Diyarbakır ve Mardin sınırındaki köylerde yaşanan bu yangınlar nedeniyle şu anda Diyarbakır’da 5 hasta yoğun bakımda, 4’ü entübe durumda. Şanlıurfa’da 1 hasta entübe olarak tedavi görüyor. Hastanelerimizde tedavisi süren toplam hasta sayısı 6. Bölgeye Diyarbakır’dan 24 ambulans ve 3 UMKE timi ile Mardin’den 15 ambulans ve 4 UMKE timi gönderildi. Yangın söndürüldü, soğutma çalışmaları devam ediyor.”

Ders almıyoruz.

Kamu spotu niteliğinde uyarılarda bulunmak pek hoşuma gitmiyor.

Ancak belki de daha fazla tekrar etmek gerekiyor.

TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) ısrarla şu maddeleri vurguluyor:

“Ormana ya da ormana yakın alana atılan bir izmarit, çevresindeki otları ve bitkileri yakmaya başlayabilir.

Ormana atılan bir cam şişesi ya da benzer özelliklerdeki atık güneş ışınlarının mercek etkisiyle ateş oluşturabilir. İyi söndürülmemiş mangal ateşi, rüzgârın etkisiyle tekrar tutuşabilir.

Gördüğünüz tüm orman yangınlarında hemen Orman Yangını İhbar Hattı 177’Yİ YA DA Acil Çağrı Hattı 112’yi arayabilirsiniz!”

Neden sürekli yasaklara ihtiyaç duyuluyor, uyarılarda bulunulmak zorunda kalınıyor.

Yeşile sahip çıkma bilinci nasıl oluyor da bir türlü tüm topluma yayılamıyor?

Teknoloji istediği kadar gelişsin, eğitim sistemi değiştirilsin bireysel ahlak ve vicdan alanına müdahale edilemediği için başarısız oluyoruz…