Merhaba sevgili okur!
Benim adım İsmail Kaya…
Ben bir Türkçe öğretmeniyim. Mesleğimi Bursa’da Özel Kurs Merkezlerinde icra etmeye çalışıyorum. Türkçe öğretmeni olarak başladığım hayat serüvenimde istedim ki siz değerli okuyuculara da duygu ve düşüncelerimi paylaşayım.
Yazılarım daha çok eğitim üzerine olacak ve bütün gayem de genç kardeşlerime ulaşmak ve onlara bir nebze de olsa faydalı bilgiler aktarmak…
İşte bu bağlamda…
Bana bu sütunlarda sizlerle buluşma fırsatı veren başta YeniDönem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Burhan Kaya olmak üzere yazılarımı sizlere ulaştırmak için emek verecek tüm YeniDönem ailesine teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu ailenin bir mensubu olmak da ayrı bir güzellik ve anlam katıyor. Bunu belirtmeden geçmek olmazdı.
Girizgah kısmını yaptıktan sonra hayatımızın her alanda olduğu gibi eğitim camiasında da en başta olan bir konu ile başlamak istiyorum.
Konumun başlığı ‘SEVGİ’ olsun istedim.
Sevgi…
Yalnızca beş harften oluşan ama anlamı bir ömre sığmayacak kadar derin bir kavram. İnsanlığın en temel duygularından biri olan sevgi, kalpleri yumuşatan, insanları bir araya getiren ve dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getiren en güçlü bağlardan biridir.
Sevgi, doğanın bize sunduğu en büyük armağanlardan biridir. Bir annenin yavrusuna duyduğu sevgi, bir dostun zor zamanlarında verdiği destek, bir çocuğun gözlerindeki masumiyet... Hepsi sevginin farklı yüzleri değil midir? Sevgi, karşılık beklemeden vermektir; bazen bir gülümseme, bazen de yalnızca yanında olabilmektir.
Sevgi, kelimelere dökülemeyecek kadar büyüktür aslında. Bazen bir bakışta, bazen bir dokunuşta hissedersiniz. Bazen de bir şarkının notalarında ya da bir şiirin mısralarında kendini gösterir. Hangi şekilde olursa olsun, sevgi her zaman varlığını hissettirir. Çünkü sevgi, insana ait olmanın bir yansımasıdır.
Modern dünyanın hızlı temposu, teknolojinin hayatımıza getirdiği kolaylıklarla birlikte bizi birbirimizden uzaklaştırmış gibi görünebilir. Ancak sevgi, bu mesafeleri aşabilecek bir güce sahiptir. Bir mesaj, bir telefon araması ya da bir mektup...
Sevgi, iletişim kurmanın en samimi yoludur. Uzakları yakın eder, kırgınlıkları onarır ve insanlara umut verir.
Peki, sevgi sadece insanlar arasında mı yaşanır?
Elbette hayır.
Doğaya, hayvanlara, sanata, hatta bir fikre olan sevgi de aynı derecede değerlidir.
Bir çiçeği sularken hissettiğiniz huzur, bir kitabı okurken yaşadığınız heyecan ya da bir hayvanın gözlerindeki minnet, sevginin ne kadar evrensel olduğunu göstermez mi?
Sevgi, hayatımızdaki en sade ama en değerli varlıktır. Onu büyütmek, beslemek ve paylaşmak, hem kendimize hem de çevremize yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Sevginin olduğu yerde korku, öfke ve nefret barınamaz.
Sevgi, karanlığı aydınlatan bir mum gibidir; küçücük bir ışık bile etrafını aydınlatmaya yeter.
Unutmayalım, sevgi her zaman bir seçimdir. Kalplerimizi sevgiyle doldurmayı, önyargılarımızdan sıyrılmayı ve birbirimizi anlamaya çalışmayı seçebiliriz. Çünkü sevgi, insanı insan yapan en saf ve en güçlü duygudur. Ne kadar güzel bir kelime olduğunu anlamak için onu yaşamak, paylaşmak ve çoğaltmak gerekir.
İşte bu sevgiyi de eğitimle birlikte hayatımıza tatbik etmek gerekir. Eğitim sevgiyi, sevgi de eğitimi anlamlandıran bir bütündür. Bunun için ilk yazımı bu konuyla başlamak istedim.
Diğer başlıklarda buluşmak dileğiyle…
Sevgiyle kalın!