Hava Durumu

Cumhuriyetten sonraki ilk kadın sporcularımız-1

Yazının Giriş Tarihi: 13.12.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.12.2020 06:00

Spor ataerkil bir yapı ile başlasa da kadınlar daha sonradan her branşta oyuna dâhil oldu. Birçok hakkı dünyadaki hemcinslerinden önce elde eden Türk kadını da sporun içindeki yerini erken aldı.

Cumhuriyet Türkiye'sinin en büyük devrimlerinden biri de Türk kadınına 5 Aralık 1934'te seçme ve seçilme hakkının verilmesi idi. Pek çok geri kalmış ülkede hâlâ kadın hakları diye bir kavram olmayıp kadın ikinci sınıf vatandaş kabul edilirken Ulu Önder Atatürk, Cumhuriyet Türkiyesi'nde, kadının da erkeğin yanında sosyal yaşam, çalışma ortamı, sanat, kültür, eğitimle beraber sporda da yer alması gerektiğine inandığından pek çok Avrupa ülkesinden önce Türk kadınına bu hakkı sağlamıştı. Böylece Türk kadını da spor aracılığı ile medeniyet dünyasına ilk adımlarını atmaya başladı.

Not: 1933 yılında yayınlanan Fransız Le Miroir du Monde dergisinin kapağında Çağdaş Türk kadınının bir grup fotoğrafı ile birlikte şu sözler yazılmıştı, "Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. kuruluş yılında 'Türk Kadını' dünyanın aynası" Bu tarihlerde Fransız kadınları daha hâlâ seçme, seçilme gibi hakları için mücadele ediyorlardı.

***

Türk spor hayatında çeşitli branşlarda ilk Türk kadın sporcular; 1923'lü yıllarda Galatasaray Kulübü kürek şubesinde Semine Evrenos, Kamil Ethem'in kardeşleri Melek ve Belkıs hanımlar, Kadri Reşit Paşa'nın kızları Şefika ve Müşfika hanımlar çalışmalara başladılar.

Onları Lemia, Bedia Evrenos, Naciye ve Naşide hanımlar takip etti.

İlk kadınlar kürek yarışında; serdümen Belkis Ethem, hamlacı Semine Evrenos ve provada Melek Ethem ekibi ilk birincilik kupasını Galatasaray'a kazandırdı. Bu devrede Galatasaraylı kadınlar 28 yarışta birinci, 18 yarışta ikinci oldular.

1925 yılında Galatasaray kürek takımında Sevim Şamlı, Zekiye Nini, İzzet Mecdi, Leyla, Semine ve Bedia Evrenos hanımlar, Lamia ve Müşfika Anday hanımlar ilk kadın kürek sporcuları idiler.

Galatasaraylı kadın kürekçiler, 1926'dan 1954 yılları arasında 16 kez İstanbul şampiyonu olma başarısını gösterdiler. Türk sporundaki bu ilk kadın kürekçilerine kısa bir süre sonra Fenerbahçe kulübünün ilk kadın kürekçileri Şerefnur, Vecihe, Leyla, Melahat, Nevhilal ve Kamuran hanımlar katıldılar.....

***

HANIMLARA BEDAVA FUTBOL MAÇI SEYRİ

1924'lü yıllarda kadınları futbol maçlarını seyretmeye çekmek, böylelikle tribünlere ayrı bir renk katmak için Taksim Stadyumu müsteciri (işletmecisi) Menazırzade Abdülaziz Bey, kulüplerin de olurunu alarak, stadyumun demir kapısı önündeki koca karatahtanın üzerine, günün maçını belirten yazıya şu cümleyi eklemişti: Hanımlara bedava.

Bu daveti cazip bulan erkekler, futbol maçlarına eşleri, kız kardeşleri ve kız çocuklarını da getirmeye başladılar. Hanımlarla birlikte gelen erkek seyirciler, saha kenarına konan iskemle ve koltuklarda maç seyretme şansına da sahip oluyorlardı. Kadınların futbol maçlarına gelmeleri ve ilgiyle izlemeleri, tribünlere ayrı bir renk getirmenin ötesinde sahadaki sertlik ve çirkinlikleri de önemli ölçüde azaltmıştı.

Tribünlerde küfür ve kötü sözlere henüz rastlanmadığı o tertemiz günlerde kadınların maçlara gelişlerinin kötü tezahüratı önlemeye yardım ettiği, o günlerde düşünülemezdi elbette. Futbol maçlarının ilk kadın seyircileri, futbolcuların eşleri, nişanlıları veya kız kardeşleri olmuştu. Sahadaki iki rakip takımın futbolcularının yakınları olan hanımların bir arada maç izlemeleri ayrı bir özellik ve güzellik arz ederdi. Günümüzde gladyatör arenalarını andıran sahalarda taraftarın ayrı bölmelerde, tel örgülerle ayrılmış bölgelerde bir sıra seyirci bir sıra polis dizilişinde oturdukları, maçın oynanacağı sahalara rakip takım seyircisinin alınmadığı, maçtan sonra döner, kasap bıçakları ve sopalarla ilkel yaratıkların birbirine saldırıp yaraladığı öldürdüğü günlere nasıl geldiğimizin izahını sosyolog ve psikologlara bırakalım isterseniz!..

***

Türk spor hayatında ilk kadın atlet ve tenisçiler:

1926 yılında ilk Türk kız atletler, Taksim Stadı'nda spor yapan Galatasaray kulübünün sporcularının yakınları oldular. İlk kadın atletlerimiz Avrupa yakasında çalışırken Fenerbahçe kulübünün Anadolu yakasındaki Kuşdili çayırında Kurbağalıdere'nin kenarındaki sert zemin ve çimento kaplı kortlarda da ilk Fenerbahçe atlet ve tenisçiler çalışmaya başladı. İlk kadın atletlerimiz, Nermin Tahsin, Emine Abdullah, Mübeccel Hüsamettin ve Neriman Muhiddin hanımları ünlü atletimiz Ömer Besim Koşalay çalıştırırken, ilk kadın tenisçilerimiz Vecide Taşçı, Mediha Baydar, Hidayet Karacan, Adriel Sadak hanımları da Tevfik Hacer Taşçı Bey antrene ediyordu.

***

Voleybolda erkek takımı ile sahaya çıkıp şampiyon olan ilk ve son kadın sporcu:

1928 yılında Fenerbahçe, voleybolda İstanbul şampiyonluğunu İstanbul Mühendis Mektebi (İstanbul Teknik Üniversitesi) takımının elinden alırken, bu şampiyonluğu yine Mühendis Mektebi'nin oyuncularından kurulu bir takımla ama içlerinde bir kadın sporcu olan bir takımla kazanma başarısını gösterdi. Erkek arkadaşlarına taş çıkaracak kadar başarılı bir voleybolcu olan Mühendis Mektebi öğrencilerinden Sabiha Rıfat Hanım bu kadroda bileğinin hakkı ile yer almıştı.

Not: 1928-29 sezonunda İstanbul şampiyonu olan Fenerbahçe karma voleybol takımı kadrosu: Aziz Torun, Bedii Süheyl Enüstün, Fikret Germen, İsmail Hakkı Ahbap, Sabiha Rıfat Gürayman.

Bu şampiyonluk Fenerbahçe voleybol takımının 3. İstanbul şampiyonluğu idi.

Bir Türk kızının genç Türkiye Cumhuriyeti'nin henüz 5. yılı dolmadan şampiyon bir erkek takımında erkeklerle beraber yer alması hiç kuşkusuz Türk sporu adına büyük bir olaydı. Atatürk devrimlerinin Türk kadınına kazandırdığı haklardan ilk yararlanan Türk kızlarından biri olan voleybolcu Sabiha Rıfat (Gürayman) Hanım'a Fenerbahçe Spor Kulübü Genel Sekreteri Hayri Celalettin Atamer 28 Ocak 1928 tarihli mektubunda şunu yazmıştı:

"Bu memlekette ilk defa cemi bir sporda erkek arkadaşlarla beraber olarak oynamak suretiyle gösterdiğiniz cesaret ve başarıdan dolayı sizi Fenerbahçe gençliği ve heyeti idaresi namına hararetle tebrik ederim efendim."

Not: Atatürk devrimlerinin sağladığı hakla ortaya çıkan ilk şampiyon kadın sporcularımızdan biri olan Sabiha Rıfat Gürayman, yıllar sonra Anıtkabir inşaatında kontrol mühendisi olarak görev almıştır. 1934-35 yıllarında Ankara-Beypazarı yolundaki halen ona atfen "Kız Köprüsü diye bilinen kemer köprünün yapımını üstlenmiştir. 1939 yılında yüksek mühendis Remzi Gürayman'la evlendi, çocuğu olmadı. 1993 yılında eşini kaybetti. Emekli olduktan sonra son yıllarını İzmir'de geçirdi. (Doğum: İstanbul, 1910, vefat: 4 Ocak 2003, İzmir )

1930'lu yılların ikinci yarısında İstanbul Kız Liseleri arasında başlayan voleybol maçları da Türk kadın voleyboluna ayrı bir renk ve heyecan katmıştır. Bu dönemde Kandilli, Çamlıca, Erenköy ve İstanbul Kız Liseleri arasındaki zorlu ve renkli mücadeleler pek çok kadın öğrencinin bu spora gönül verip yapmasına öncülük etmiştir.

***

Türk sporunda ilk kadın yüzücüler:

1931-32 yıllarında Türk kızları yüzme havuzlarında görülmeye başladılar. Bir sefir kızı olarak Avrupa'da doğup büyüyen ve Avrupa yüzme havuzlarında spora başlayan Leyla Asım(Turgut), Türkiye'ye dönünce Fenerbahçe Spor Kulübü'ne girip yeni yüzücülere öncülük görevi yaptı. Fenerbahçe Kulübü'nde Nüzhet, Lola, Vecibe, Süheyla ve Türkiye'nin ilk tramplen atlama yarışçısı Perihan hanımlar güçlü bir kadın yüzme takımı ortaya çıkardılar. Beykoz ve Beylerbeyi kadınlarının da bu faaliyetlere katılmaları rekabeti artırdı ve gelişmeye katkı sağladı. İstanbul Yüzme Kulübü'nden Cavidan Erbelger ile Fenerbahçeli Leyla Asım hanımlar arasındaki rekabet yarışlara heyecan getiriyordu. Galatasaray Kulübü'nden Naili Moran'ın kız kardeşi Nazlı (Tlabar) da bu çekişmeye refakat etti. Uzun mesafe yüzme yarışlarında Beykoz'lu Eva ilk kadın mukavemetçi olarak tanındı.

Yüzme sporunda ilk milli temas 1934 yılında Sovyetler Birliği ile oldu. Bu yarışmalarda havuzlarda ilk milli formayı giyen kadın sporcular: Leyla Asım Turgut(FB), Cavidan Erbelger (İstanbul Yüzme Kulübü)

Bu kafiledeki kadın ve erkek yüzücülerimiz Moskova ve Leningrad'da yapılan yarışmalarda birincilik alamadı. Kiev'de Dinyeper Nehri üzerindeki su istasyonunda erkek yüzücüler 3 birincilik aldı ise de Odesa'da yapılan yarışlarda erkek ve kadın yüzücülerimiz birinciliğe uzanamadılar.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.