Hava Durumu

GALATASARAY ADASI

Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2021 13:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2021 13:12

Tasarlanan ve maketi yapılan ama parasal olanaksızlıklar nedeniyle gerçekleşmeyen bir rüya...

Birkaç gün önceki gazetelerde Galatasaray adasının süregelen mahkemesinin sonuçlandığı, işletmecinin tahliyesi kararını okuyunca ada ile ilgili anılarım canlandı.

Aktif sporculuk zamanımda ve Galatasaray Kulübü divan üyesi olarak büyük bir arzu ve şevkle adaya gider, boğazın serin sularına kendimi bırakır, havuzun kenarında güneşlenirken Anadolu yakasını, önümden geçen irili ufaklı tekne ve gemileri seyretmenin sonsuz zevki ile zamanın yavaş geçmesini dilerdim.

Kulübün, 2006 yılından beri işletme hakkını verdiği Mehmet Koçarslan'la kaçak yapılaşmadan dolayı anlaşmazlığa düştüğü Su Ada için 2017 yılında yıkım kararı alınmıştı. Ardından, harabeye döndüğü için tüm birimleri yıkılan ada tahliye edilmişti.

İstanbul'a her gittiğimde Kuruçeşme, Ortaköy'den geçerken adanın viran halini gördükçe üzüntüden kahrolurdum. Bu kulübü ve bizleri sevindiren haber ve adanın tekrar eski günlerine geri dönüp bizleri bağrına basacağı duygusu, Galatasaray ya da Kuruçeşme Adası ile ilgili tüm bilgiler sinema şeridi gibi gözlerimin önünden geçmeye başladı.

***

İstanbul'un Kuruçeşme semtinde, kıyıdan 165 metre açıkta birkaç büyük kaya parçasından oluşan Galatasaray Adası, 16.453 metrekareyi bulan ve iki parselden oluşan boğazdaki tek ada yapısıdır.

Sultan Abdülaziz tarafından 1872 yılında saray baş mimarı Sarkis Balyan Efendi'ye, İstanbul'a kazandırdığı saray, cami ve çeşitli binalara karşın hediye edildi.

***

***

Sarkis Balyan Efendi, ada üzerine 3 katlı bir köşk inşa ederek taşındı. Sultan Abdülaziz'in ölümünden sonra tahta geçen 2. Abdülhamit zamanında da saray baş mimarlığı görevini sürdüren Sarkis Efendi yaşamını vefat edene kadar bu adada sürdürdü.

Dünyaca ünlü Rus ressam Ayvazovski, 1874 yılında İstanbul'a geldiğinde Sarkis Efendi'nin adadaki evinde misafir oldu ve ünlü Dolmabahçe Sarayı için saray tarafından sipariş edilen şaheser tablolarını bu adada yaptı.

1. Dünya Savaşı'ndan önce ada, 1914'lü yıllarda, Sarkis Bey'in varisleri tarafından Şirket-i Hayriye Vapur İşletmesi'ne kiraya verildi ve uzun yıllar kömür deposu olarak kullanıldı. Hazine, 2003 yılında adanın kamulaştırılması için dava açtı. Sarkis Balyan Efendi'nin varislerinden Elgida Francopolos'un, kendine yapılan tebligattan haberi olmadığını ileri sürdüğü davada ada varislerin miras hakkı mahfuz tutulmak kaydıyla hazineye irat kaydedildi.

***

Ada, 1957 yılında 147.00 lira karşılığında Galatasaray Kulübü tarafından satın alındı. Adanın alınmasının hikâyesini, 22 Şubat 2012 tarihinde kaybettiğimiz Galatasaray Divan üyesi ve FIFA'ya üye olan ilk Türk spor adamımız Necdet Çobanlı "Bölük Pörçük" adlı kitabında şöyle anlatır: (Bölük Pörçük; Bir Hayatın Öyküsü, Bilgi Yayınevi, basım yılı: 1993 sayfa: 29-32)

"1957'lerde İstanbul Valisi olan Fahrettin Kerim Gökay, kulübün Bebek lokâli ve kayıkhanesinin bulunduğu yeri park yapacaklarını bildirdi.

Bizler şaşkınlık ve üzüntü içindeydik. Ne yapacaktık ve nereye taşıyacaktık Denizcilik bölümü ve lokâli?

Bunları kara kara düşünürken, o zamanlar gencecik bir delikanlı olan Kenal Onar bir gün bana geldi ve Bilger Duruman adında bir emlakçı arkadaşından duyduğu bir haberi aktardı, 'Kuruçeşme'de kömür depolarının orada, bir ada varmış. Sahipleri Ermeni imiş ve satmak istiyorlarmış, ne dersiniz?' dedi.

Kemal Onar o zamanlar yönetimde falan değil, Bebek'te oturduğu için Denizcilik lokâline gelip giden ve dümencilik yapan gençlerden biri kendisine teşekkür edip  'Bilger Duruman'dan gerekli bilgileri aldım.'

'Dur! Ben önce bir tapu kayıtlarına bakayım' dedim. Gidip baktım. Gerçekten de sanırım yüzde 85'ine yakın kısmı, şimdi adını iyi hatırlamıyorum, Kevark ya da Kirkor diye bir Ermeni vatandaşımızın ailesine aitti.

Diğer hisse sahiplerinin yerleri yurdu belli değildi. Tam bana göre bir işti. İnsanların çoğu sevmezdi bu gibi şeyleri; adresleri bilinmeyen, bulunamayan hissedarlar namına maliye müdahale eder diye.

Ben atladım işe. Ama nasıl yapmalıydık sessizce bu işi? Önce ada üzerinde inşaat yapmamıza izin verip vermeyeceklerini bilmiyorduk.

Sonra kulüpte muhaliflerimiz de çoğalmıştı. Yok, 'kömür deposu', yok, 'altından su çıkar' filan deyip işimizi köstekleyebilirler diye düşündüm ve tedbirli olmaya karar vererek sadece Sadık Giz, Refik Selimoğlu ve Mustafa Yalman'la birkaç yakın arkadaş arasında saklamaya karar verdim bu fikrimizi.

Bekir Macur'a rica ettim adada inşaata izin alıp alamayacağımızı araştırması için. Gidip temaslar yaptılar. Bana yazdıkları 16 Nisan 1957 tarihli mektupta görüldüğü gibi gene Galatasaraylı kardeşimiz, başbakanın o zamanki özel kalem müdürü Şefik Ferit'in aracılığı ile Başbakan Menderes'e ulaşabildiler.

Ondan aynen:

'Kuruçeşme Adası'nı Galatasaraylıların almak istediklerine çok memnun oldum, adayı alsınlar. Kendileri arsa üzerinde yapabilmeleri mümkün olan tesisleri yapsınlar, ben de onlara yardımcı olacağım hakkındaki vaadimi teyit ediyorum' yolunda bir mesaj almışlardı.

Ayrıca Şefik Fenmen, bir an önce bu alım işini bitirmemizi ve yapacağımız tesislerin plan ve özellikle maketini başbakanımıza teslim edilmek üzere kendisine gönderilmesini istemiş.

Bu sözlerle hemen açıldım birkaç arkadaşa daha o zamanlar, henüz ikinci başkanlıktan istifa etmemiş olan sevgili Refik Selimoğlu ağabeyle birlikte çaldık bir gün Ermeni vatandaşlarımızın Kadıköy'deki evlerinin kapısını.

Açtılar kapıyı.

Anlattık adalarına talip olduğumuzu. Refik ağabey borsacı, ben avukat; allem ettik, kallem ettik, yanılmıyorsam 147.000 liraya bitirdik pazarlığı, yüzde 85 hisse için.

Hemen döndük kulübe, duyurduk durumu bütün arkadaşlara.

O zamanki değerle 10 bin dolar civarında bir para idi bu. Sonradan Mustafa Yalman ile rahmetli Ahmet Güre de gidip görüştüler adanın sahipleriyle.

Herkes uçuyordu sevinçten. Tapu takriri benim Bahçekapı'daki büromda yapıldı. O sıralarda Refik Selimoğlu ikinci başkanlıktan istifa ettiği için takriri tüzüğümüze göre ikinci başkan olarak Mustafa Yalman ile muhasebeci Ahmet Güre imzaladı.

Hatta herkesin içinde rahmetli Ahmet ağabey, takıldı bana:

'Necdet bu işi sen kotarıp kopardın ama tüzükte imza yetkisi başkanla muhasebecinin, sen avucunu yala' diye.

Sonunda 2 Nisan 1957 günü başta Sadık ağabey, bir avuç arkadaş ve genç yüzücülerimizle adaya giderek Galatasaray bayrağını diktik. Hemen kolları sıvayıp Galatasaray'da benden bir küçük sınıfta okuyan, o zamanların ünlü mimarı Turgut Cansever'e rica ederek kafamızda tasarladığımız inşaatın maketini yaptırdık. Sanırım bu maket bu gün de müzemizde durmaktadır. Ama olmadı, parasal olanaksızlıklar nedeniyle gerçekleştiremedik o nefis maketteki düşüncelerimizi, rüyalarımızı!

Bir süre sonra, adresleri bilinmeyen diğer varisler aleyhine, sınıf arkadaşım merhum Sunıllah Üner'in yargıcı olduğu mahkemede bir izale-i şuyu davası açıp Galatasaraylı arkadaşlardan da bilirkişiler seçtirerek, diğer yüzde 15 hisse de kulübümüze mal edildi.

Bu adaya Kuruçeşme Adası denmesi beni hep üzmüştür.

Bizler Galatasaraylı olarak, ünlü vefakârlığımızı gösterip 'Galatasaray Sadık Giz Adası adını vermeliyiz' dedik.

Adaya taşınmak için 19 Mayıs 1957'de Bebek'teki lokâlin kayıkhanenin ve iskelenin sökülme işlemleri başladı.

5 Temmuz 1957 günü tapudaki işlemler bitti ve ada Galatasaray'ın mülkü oldu.

1968 yılında 25 metrelik havuz yapıldı ve çevresindeki ahşap iskele 50 metreye büyütüldü ve betonarme yapıldı.

İnsan hayatında çıkar ilişkisi olmadan kurulabilen gerçek dostluklar mahalle, okul ve spor yaparken kurulan dostluklardır ve uzun ömürlü olurlar.

Bir sporcu için spor yaptığı saha, pist, havuz, salon ne kadar önemli ise kulübünün sosyal tesisleri de spor dışı zaman diliminde sosyal aktiviteleri, diğer spor branşlarındaki aynı formayı giyen sporcular, kendinden büyük ağabeyleri, kendinden küçük sporcuları tanıması, dostluklar kurması için adeta bir ikinci ev, sıcak bir yuvadır."

***

Umarım ki Galatasaray Kulübü'nün 2021'de yapılacak seçimle gelecek yönetimi kısa zamanda adayı Galatasaray'a yakışır bir şekilde imar edip tekrar kullanıma açar, ihmal edilmiş amatör şubelerin de başta basketbol ve atletizm olmak üzere eski şaşaalı günlerine dönmeleri için gerekli yatırımları yapar.

Kaynaklar

-Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, Anadolu Yayıncılık, İstanbul, 1984, sayfa: 628-630.

-Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı ortak Yayını, İstanbul, 1994. sayfa: 35-41.

-Başlangıçtan 1980'e Kadar Galatasaray Denizcilik Tarihi, Celal Gürsoy, GS Spor Kulübü Kürek Şubesi Yayını 2017, İstanbul, sayfa: 101-103.

-"Bölük Pörçük, Bir Hayatın Öyküsü, Bilgi Yayınevi sayfa: 29-32.

- Sözcü gazetesi, 19 Mart 2021, spor sayfası 'Ada müjdesi'

- Necdet Çobanlı -"Bölük Pörçük, Bir Hayatın Öyküsü, basım yılı: 1993, İstanbul...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.