Hava Durumu

Türk spor tarihinin en renkli kişisi: NAİLİ MORAN (1)

Yazının Giriş Tarihi: 28.03.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.03.2021 06:00

Hayatını tamamen spora adamış bir insandı Naili Moran ve bir çok branşta Türkiye'yi hem sporcu hem hakem hem de idareci olarak temsil etti.  

Boksör + atlet + yüzücü + futbolcu + basketbolcu + spor yöneticisi + voleybol, basketbol, atletizm hakemi + yazar + sinema oyuncusu(aktör).

Bu özelliklerin hepsini alt alta dizin ve toplayın, karşınıza tek bir olağanüstü insan; Naili Moran çıkar.

Atletizme başladığım yıllarda Türk atletizmine damgasını vuran Naili Moran ve Jerfi Fıratlı'yı federasyon başkanımız olarak tanımaktan ve aynı zaman diliminde atletizm yapmaktan büyük onur duydum, onları yakından tanımaktan, atletizm camiasının havasını onlarla birlikte teneffüs etmekten, onların eğitiminden geçmekten büyük zevk ve ders aldım.

İnsanların hayatlarında rol modeli seçtiği ,yaşam tecrübelerinden ders çıkardığı insanlar vardır. Gençlik yıllarımda Naili Ağabey, Jerfi baba, iş hayatımda TOFAŞ Otomobil Fabrikası Personel Müdürü Yalçın İpbüken bu kişilerin ilk sıralarında yer alır.

1934-35 İstanbul şampiyonu GS takımı: Ayaktakiler soldan sağa: Naili Moran, Radrig, Hayri Arsebük, Feridun Koray, Oturanlar, soldan sağa: İlhan Ulugay, Feridun Şerifzade, Celal ve Yekta

***

60 yıllık hayatının 45 yılını Türk spor dünyasına adayan, adeta sporla yatıp sporla kalkan Naili Moran, 1908 yılında dedesi son Osmanlı Sadrazamı Tevfik Paşa'nın Gümüşsuyu'ndaki konağında Dünyaya geldi. (Bu konak bugünkü Park Otel binasının bulunduğu yerde idi)

Spor hayatına 1923 yılında eğitimini yaptığı Göztepe Amerikan Kolejinde başladı. İlk ilgilendiği sporlar yüzme, sutopu ve atletizm oldu. Atletizmde milli formayı ilk defa 1927 yılında Taksim Stadında yapılan Türkiye-Bulgaristan karşılaşmasında disk atarak giydi. Aynı yıl Sudi Aziz'e ait olan Türkiye rekorunu 35.78 metrelik derecesi ile 102 cm geliştirerek kırdı.

1930 yılında Yunan diskinde 31.05 metre ile Türkiye rekorunu kıran Naili Moran, bu rekoru 1935'te 36.64'e taşıdı.

1930, Atina 1. Balkan Oyunları'nda, 1931, Atina, 2. Balkan Oyunları'nda, 1935 İstanbul, Balkan Oyunları'nda disk atma dalında milli formayı giydi.

Sporu bıraktıktan sonra 1939, Atina, 10. Balkan Oyunları'na idareci olarak katıldı.

1927 yılında 34.87 metre ile, 1933 yılında 33.84 metre ile ve 1934 yılında da 34.50 metre ile üç defa Türkiye Şampiyonluğunu kazandı

Not: Türk atletizminde 1922'den 1938'e kadar Şeref listesi yayınlanmamıştır. Atletizm federasyonu yayını olarak ilk Türkiye şeref listesi 1939 yılında yayınlanmıştır.

Disk atmadaki en iyi derecesini 43.72 metre, gülle atmadaki en iyi derecesini 13.38 metre ile eğitimi için bulunduğu yıllarda Chicago'da elde etmiştir.

Milli takım ve Galatasay'ın basketbolcusu Naili Moran (solda)

***

Türk yüzme tarihinde ilk ölçülü mesafe yarışı 1928 yılında Kadıköy'de Kalamış vapur iskelesinde yapıldı. İlk İstanbul Ferdi Yüzme Şampiyonası olarak tarihe geçen bu yarışta iskele üzerinde 100 metre mesafe ölçülerek şamandıralar kondu ve 100 metre yarışı iskele ile şamandıralar arasında, 200 metre yarışı ise şamandıralara gidip gelme olarak yapıldı ve bu yarışlarda hem 100 hem 200 metre yarışlarında Suat Erler birinci, Halil Dalhan ikinci, Naili Moran üçüncü oldu.

4x100 metre serbest stil bayrak yarışında da Suat Erler, Naili Moran, Şeref Hüsam ve Lütfü'den oluşan Galatasaray takımı birinci oldu.

Not: Bayrak yarışında, yüzücüler kollarını ileri doğru uzatıp arkadaşlarını bekliyor, gelen yüzücü eline vurduğu anda yarışa başlıyorlardı

Naili Moran 1930 yılında Galatasaray kulübünde ilk sutopu takımının kurulmasına öncülük etti. İlk su topu maçı 17 Temmuz 1931 günü Şirket-i Hayriye (Boğaziçi vapurlarını çalıştıran şirket) tarafından Büyükdere'de açılan yüzme havuzunda yapılan yüzme teşvik müsabakalarından sonra yapıldı.

Not: 25 metre genişliğinde ve 50 metre uzunluğunda olan bu havuz Büyükdere kıyısında, denize tahta kazıklar çakılıp üzeri ahşapla kaplanmak suretiyle inşa edilmişti. Beş yıl müddetle Türk yüzme sporunun ve yüzücülerinin hizmetinde bulunan bu ahşap havuzda modası geçmiş klasik kulaç yerini modern kravla bırakırken ortaya Orhan Saka, Ömer Şenyüzer, Suat Erler, Naili Moran, Mehdi Ağaoğlu, Halil Dalhan, Beykozlu Adnan, çok iyi bir tramplenci olan güreşçi Abbas Sakarya gibi  yeni yeteneklerin ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağladı. Büyükdere yüzme havuzu 1936 yılında kapanıp "Beyaz Park "adında gazino ve deniz hamamı olarak işletmeye açıldı. Bu havuzun boşluğu Moda  deniz hamamı önünde yapılan ahşap havuzla dolduruldu. Bu tarihten itibaren yüzme sporunun nabzı Moda'da atmaya başladı. Türkiye'de ilk uluslararası  temas 1937 yılında bu havuzda yapıldı. Türk-Macar yüzme müsabakasından sonra Türkiye-Macar su topu milli takımları  karşı karşıya geldi. Gerek yüzme gerek su topunda Avrupa çapında bir üne sahip  Macarlar maçı 11-1 kazandı.

1934,35-36 yılları İstanbul Şampiyonu Galatasaray Takımı, soldan sağa: 6. Naili Moran

***

Beykoz, Beylerbeyi, Deniz Lisesi ve GS takımları karşı karşıya geldiler. Galatasaray takımı Beylerbeyini 6-0, Deniz Lisesi de Beykoz'u yenerek finale kaldılar.

Final maçında Galatasaray, Deniz Lisesi'ni 2-0 yenerek ilk İstanbul Su topu şampiyonluğunu kazandı.

Şampiyon Galatasaray Su topu takımı şu oyunculardan kurulu idi: Naili Moran, Nevin Hassan, Memduh Soysal, Talat Yüzmen, Şeref Hüsam, Suat Erler, Mehdi Ağaoğlu

Mehdi Ağaoğlu kaptanlığındaki Galatasaray sutopu takımı 1938 yılına kadar bu unvanı muhafaza etti. Türk yüzme ve su topu milli takımları 1934 yılında güreşçilerimizle birlikte Rusya'ya giderek çeşitli şehirlerde yapılan yarışmalarda ilk kez Ay Yıldızlı formayı temsil ettiler.

Rusya'ya giden sporcu kafilemizde şu yüzücülerimiz bulunuyordu: Leyla Asım Turgut (FB), Cavidan Erbelger (İstanbul yüzme ihtisas), Naili Moran (GS), Suat Erler (GS), Alparslan (İzmir Karşıyaka), Safvan Serim (Beykoz), Mehdi Ağaoğlu (GS), Halil Dalhan (GS), İhsan Keskin (Karamürsel), Orhan Saka(GS), Adnan (Beykoz).

Ayrıca güreşçi Abbas Sakarya da  tramplen atlamada müsabakalara katıldı.

Yüzücülerimiz Moskova, Leningrad, ve Odesa'da yapılan yarışmalarda başarılı sonuçlar aldılar.

Naili Moran bu yarışmalarda yüzme su topu milli takımlarının kaptanlığını da yaptı.

(1936 ilk milli maçımız, basketbol, Türkiye-Yunanistan oyuncuları maç başlamadan önce bir arada, oturanlar: soldan dördüncü 7 numaralı forması ile Naili Moran)

***

Naili Moran aynı zamanda iyi bir basketbolcu idi. Basketbola Kolej'de başlamış, Amerika'da bulunduğu yıllarda amerikan futbolu ve beyzbolla beraber baskette oynamıştı.

Basketbol Türkiye'de azınlık kulüplerinin öncüğünde ilk lig maçları 1927'de başladı. Musevi oyunculardan kurulu Güçlü Maccabi takımı 1932'ye kadar İstanbul şampiyonluğunu kimseye bırakmadı. Bu takımda özellikle Jak Habip ve Hazday Penso yıldız oyunculardı. Bu arada basketbol liselerde yaygınlaşmaya başladı.

Galatasaray Lisesi ve Robert Koleji ön plana çıkan liseler oldu. 18 Mart 1931'de Robert Koleji'nin Mashburn Hall salonunda Robert Koleji ile İstanbul Karması karşı karşıya geldi. Maçı Robert Koleji 44-24 kazanırken İstanbul karması şu oyunculardan oluşuyordu: Naili Moran, Sadri Usuoğlu, Babbek, Thomson, Murray, Fischer, Wagner ve Moris.

***

İstanbul basketbolunda 1934-36 yıllarında Galatasaray'ın üstünlüğü vardı ve basketbolda ilk milli maçımızı 1936'da oynadık. Aynı yıl Uluslararası Basketbol Federasyonu'na (FİBA) üye olan Türkiye, basketbol milli takımını, gençlere halkevinde basketbol öğreten Rupen Semerciyan'a teslim etti. O da liglerde oynayan takımlardan seçtiği oyuncularla milli takımı oluşturdu.

Yunan takımını misafir etmek için kaynak olmadığından Naili Moran'ın başlattığı kampanya ile oyuncular dahil herkesten 50'şer lira toplandı ve konuk sporcular bu paralarla Perapalas'ta ağırlandılar.

Hem Yunanlılar'ın hem de Türkiye'nin ilk uluslararası teması olan maç 24 Haziran1936'da Beyoğlu Halkevinde oynandı. Maçtan önce İstanbul basketbol ajanı ve Beyoğlu Halkevi direktörü, aynı zamanda milli takımızın da kaptanı olan Naili Moran, bir konuşma yaparak Yunan Takımı'na "hoşgeldiniz" dedi. Yunanlılar da flama değiş-tokuşundan sonra seyirciyi Türkçe olarak "Yaşa" diye bağırıp selamladı.

(Naili Moran)

İlk yarıyı 13-4 önde kapatan takıma ikinci yarı oyuna giren Feridun Koray ve Naili Moran taze güç olarak aranın daha da açılmasını sağladılar ve maçı Türkiye 49-12 kazandı.

Bu ilk maçta oyuncularımız ve sayılar şöyle idi; Naili Moran(Gs)-4, Sadri Usuoğlu (BJK)-11, Jak Habip (Barkhoba)-20, Dionis Sakalak (Kurtuluş)-2, Hayri Arsebük (GS)-2, Feridun Koray (GS)-4, Hazday Penso (Barkhoba)-6, Nihat Rıza Ertuğ(GS).

İki takım, 27 Haziran cumartesi günü, Beyoğlu halkevinde ikinci defa karşı karşıya geldiler ve Atina Karması, Galatasaray'ı 27-19 yendi.

***

Yunanistan karşısındaki farklı galibiyet ve Naili Moran'ın gayretleri ile olimpiyat kafilesine basketbol ilave edildi ve Semerciyan'ın antrenörlüğünde basketbol milli takımımız 1936 Berlin Olimpiyatlarına şu kadro ile katıldı: Naili Moran(kaptan) Jak Habip, SadriUsuoğlu, Kamil Ocak, Şeref Alemdar, Hayri Arsebük, Nihat Ertuğ, Dionis Sakalak, Hazdayi Penso

Takımımız Şili'ye 30-16, Mısır'a 33-23 yenilerek elendi.

1936 Olimpiyatları'ndan sonra milli takım dağıldı. Antrenör Ruben Semerciyan iş, Naili Moran da Chicago Üniversitesi beden eğitimi bölümünde eğitimini tamamlamak üzere ABD'ye gitti ve kendini tamamen atletizme verdi. Burada Chicago Üniversitesi Amerikan futbolu takımında yer aldı.

Sadri Usuoğlu Beşiktaş'ın kalecisi oldu, Menem Şerefzade İran'a yerleşti, Feridun Vasfi Koray İstanbul Spor Oyunları ajanı olup sporu bıraktı.

Naili Moran basketbolda oyuncu olarak Türkiye-Avrupa-ABD ve Asya'da 481 maçta oynadı.

Beynelmilel alanda FİBA kokartlı ilk basketbol hakemimiz olan Naili Moran basketbol hakemliği hayatında 432 maç idare etti.

Basketbol hakemi olarak gittiği 1948 Londra Olimpiyatları'nda ABD ile Arjantin arasındaki final maçını idare etti.

Ayrıca voleybol hakemi olarak da binden fazla maç yönetti.

1928-29 yıllarında Fransa Nice şehrinde Balzac spor eğitimi enstitüsünde  beden eğitimi alırken yine boş durmadı, boksa merak sardı oynadığı 22 boks maçının 20 sini kazandı, birinde berabere kaldı, sadece birinde yenildi. Galatasaray B Takımı'nda, Chicago'da, OGC. Olimpik'de nice takımında futbol oynadı.

Moran ünlü topçu Bekir'den sonra Avrupa takımlarında futbol oynayan ikinci Türk sporcusudur. Daha bitmedi, Nice'te bulunduğu 1929 yılında  Gomon film şirketi ile kontrat yaptı ve birkaç filmde rol aldı.

O zamanlar Fransız gazeteleri kendisine sinema sayfalarında geniş yer vermiş ve Ramon Navarra ile Rudolf Valentino'ya rakip olabileceği hususunda yazılar yazmışlardı. 1937 yılından sonra mönitör olarak hizmete başlamış, 1938 yılında İstanbul atletizm ajanı olarak görev yapmıştır. 1945-56 yılları arasında Atletizm Federsyonu Başkanlığı yapan Naili Moran, bu süreçte Türk atletizmine "altın devrini" yaşatan ve modern Türk atletizminin alt yapısını hazırlayan kişidir.

Atletizmin tabanının okullar olduğuna inanan Naili Moran ilk olarak 2. (Gençler) ve 3. (yıldızlar) kategorilerini başlatmış ilk ve ortaokul ile liseler, arası yarışmalarının sayısını artırmış, sporcuların başarılarının yurtdışı temasla artacağına inandığı için ikili ve çoklu yarışmalara elinden geldiğince her kategoride atletin gitmesi için çaba göstermiştir. 1938 yılından itibaren düzenli olarak Türkiye atletizm şeref listelerinin yayınlanmasını ve devamlını sağlamıştır.

Yazdığı kitaplarla Türk atletlerinin eğitimine katkıda bulunmuştur. Federasyon başkanı olduğu yıllarda 1949 yılı en çok Türkiye rekorunun kırıldığı yıldır. 1956 yılında atletlerimizin Melbourne Olimpiyatları'na götürülmemesi üzerine bunu kabullenememiş ve Federasyon başkanlığından istifa etmiştir.

1964 yılında misyonunu tamamlamak üzere tekrar federasyon başkanlığına gelmiş ve 1968 yılında vefatına kadar bu görevi büyük bir arzu ile yorulmadan devam ettirmiştir.

1958 yılında Uluslararası atletizm Federasyonu (İAAF) tarafından "veteran" payesi ve nişanı verilmiştir. Bu nişan Dünya'da sadece 44 kişiye verilmiştir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.