Hava Durumu

Türk spor tarihinin en renkli kişisi: NAİLİ MORAN 2

Yazının Giriş Tarihi: 29.03.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.03.2021 06:00

Naili Moran Türk atletizminin başına ikinci kez geldiğinde herkes ondan çok şey bekliyordu. Ama ömrü ideallerini gerçekleştirmeye vefa etmedi. Trafik canavarı onu aramızdan aldı...

6 branşta spor yapıp 5 branşta milli forma başarısını gösteren bu büyük sporcu, yönetici, uluslararası hakem, yazar ve eğitmen, Türk atletizminin onuru ve gururu Naili Moran, Aralık 1964'te ikinci Naili Moran federasyonunu kurmuş, tekrar Türk atletizminin başına geçmiş ve 1968'de vefatına kadar federasyon başkanlığı ile kendi kurduğu ODTÜ Kültür ve Spor Bölümü Başkanlığı görevini de birlikte yürütmüştü.

2. Naili Moran Atletizm Federasyonu'nda Jerfi Fıratlı, asbaşkan Cihat Renda, genel sekreter Nuri Turan, teknik üye Amiral Kadri Kurulberk, Mehmet Berkok, Ender Karay, Vahit Erhan ve Adnan Ölçen üye olarak görev almışlardı.

Türk atletizminin üç unutulmaz ismi Naili Moran, Jerfi Fıratlı ve Nuri Turan'ın bir araya gelip taşın altına sokan yeni federasyon için Kamuran Tekil, Atletin Sesi dergisinin Aralık 1964, 29 no'lu sayısında, "Hoş geldin Naili Moran" başlıklı yazısında şöyle sesleniyordu:

"Yeni Atletizm Federasyonu Başkanı Naili Moran'ı memleket sathında tanımayan pek az sporsever vardır. Büyük vukuf sahibi, yeni ve eski dünyayı görmüş, organizasyon kabiliyeti birinci sınıf bir idareci, bir zamanlar bıraktığı mevkiye yeniden dönmektedir.

Keşke 1957 yılında federasyon başkanlığını bırakmasaydı da bugünkü feci hale düşmeseydik!

1937'de Türkiye'ye, Yeni Dünya'dan, kürklü montgomerisi, Yeni Dünya kıyafeti ile gelerek 1940'ta Balkan şampiyonluğunu ve 1955'te Balkan ikinciliğini, atletizmde memleket tarihine altın harflerle yazdıran İDEALİST İDARECİ.....  Şimdi yeniden kolları sıvayarak ve 'iş başa düştü' diyerek, Türk atletizmine yeni bir ruh ve istikamet verecek. Biz küçükken, atletizm yaparken, hepimizin evine daktilo ile mektuplar yazar, atletizme teşvik ederdi."

(Not: Bu alışkanlığını 1960'lı yıllarda da devam ettirdi. 1965-67'lerin "rüzgâr kızı Melek Özyol ile bende el yazısı ile yazdığı teşvik edici satırlar hatıra olarak saklanmaktadır)

"Bültenler ve Türkiye şeref listeleri çıkarırdı. Şeref mükafatları ihdas etmişti. II. ve III. kategorileri (yıldızlar ve gençler kümeleri) kurmuştu. İstanbul'dan atlet ordusu çıkarmıştı. Rahmetli Cezmiler, Muzafferler, Cahitler, Fahirler, Çetinler, Aydınlar, Halil Zıramanlar vs, hep onun zamanında çıkmış ve parlamışlardı. Naili Moran bu vazifeye; hiç de niyeti olmadığı halde; zaruret icabı ve ısrarla getirilmiştir.

Federasyonu her ne kadar, tam arzuladığı heyet değilse de Nailivari çalışma metodu; hiç şüphe etmem ki bütün memlekete birden yayılacaktır. Naili'yi desteklemeli ve yardımcı olmalıyız. O, bu vazifeyi kabul ettiyse; sırf çok sevdiği atletizme kıyamadığı içindir. Yeniden maziye, başlama noktasına dönüş, Naili için ne derece fedakârlık ise, Türk atletizmi için de o nispette kazançtır. Çok şükür; direksiyon, ehliyetli bir ele geçmiştir. Bilhassa son iki yıl içinde, uçurumun kenarına kadar yuvarlanan arabayı, şimdi yolun ortasına çekmek gerek. Naili direksiyonda oldukça, rahat nefes alacağımız muhakkaktır.

Biraz daha gecikseydik, uçurumun dibini bulmamız işten bile değildi. Hiçbir grubun adamı olmayan, cebinde hasımlarının kara listesi bulunmayan, kinden ve vehimlerden uzak, tavizci olmayan ve kendisini destekletmek için hiç kimseye ihtiyaç hissetmeyen, yalnız ve yalnız herkesçe bilinen özgeçmişi ile işbaşına gelen gerçek bir atletizm otoritesine ve Federasyon Başkan'ına başarılar. Eski yıllarda olduğu gibi başarılar dilemekten zevk duyuyorum."

***

Moran, Türk atletizminin gelişmesi ile ilgili görüşlerini "Bizde Atletizm ve Gelişmesi adlı kitapta (1949, İstanbul) şöyle özetlemişti:

"Yurt içerisinde atletizm:

Atletizmi sağlam esaslara bağlayabilmek için;

-Yapılacakları iyi programlaştırmak,

-Her yaştaki gençlere, hangi bölgede bulunurlarsa bulunsunlar, fırsat vermek-saha ve tesis imkânlarını geliştirmek, teknik malzeme, araç ve gereçleri fazlalaştırmak,

-1. küme Türkiye rekorlarından başka, okul, üniversite, askeri lise, ordu, bölge, kulüplerarası müsabakalar yaparak yetenekli atletleri tespit etmek, böylece birkaç üstün vasıflı atlet yetiştirmek yerine atletizmi geniş bir kitleye yayarak kendi imkânları içinde Türkiye rekorları kırmaya teşvik etmek yoluna gidelim,

-Atletizmle ilgili yayınları artıralım. 1939'dan itibaren yayınlamaya başladığınız Türkiye şeref listeleri, Türkiye'de atletizmin, bir kül halinde ne şekilde geliştiğini kolayca göreceğimiz bir ölçü ve kilometre taşlarıdır,

-Rekor başlı başına büyük bir ölçüdür,

-Dağın eteği ne kadar geniş olursa zirvesi de o kadar yüksek olur. 1949 yılı Türk atletizminde en çok rekorun kırıldığı yıldır.

-Harp sonrası yıllarda yeniden kurulmakta olan dünyada yerimizi almak için çok yapacağımız iş ve hedeflerimiz vardır"

Not: Gördüğünüz gibi bu hedeflerin içinde 'Dışarıdan devşirme atlet ithal edin, onların başarıları ile kendinizi kandırın' yok! Ülke içindeki çocuklarımıza daha çok sayıda gencimize atletizmi yaymak sevdirmek yaptırmak, bunun için tesis yapmak, eğitici yetiştirmek, atletizmle ilgili görsel ve işitsel yayınların sayısını artırmak var. 1940'lı yıllarda neler hedeflenmiş, 2021'li yıllarda geldiğimiz noktada ise Türkiye rekorlarının büyük çoğunluğu devşirme atletlere ait!..

***

Bu büyük insan 14 Mart 1968 tarihinde, İstanbul'da katıldığı Türkiye Kros Birinciliği'nden sonra arabası ile Ankara'ya dönerken Kızılcahamam yakınlarındaki Azapderesi mevkisinde, arabadan inip yol daralması nedeniyle duraklayan trafik hakkında bilgi alıp arabasının camından eşi Tülya Hanım'a bilgi verirken bir frigofirik kamyonunun çarpmasına maruz kalmıştır. Trafik polis arabası ile derhal hastaneye kaldırılan ve yol boyunca eşinin kucağına uzanan Naili Moran federasyon arkadaşlarının isimlerini teker teker dile getirerek, onlardan neler beklediğini izah etmiş, son sözleri "programı aynen tatbik etsinler, katiyen aksatmasınlar" olmuştur.

15 dakika içinde hastaneye nakledilen Naili Bey hemen ameliyathaneye alınmışsa da kurtarılamamış ebediyete intikal etmiştir.

Not: Türkiye'nin bir türlü çözemediği ve günümüzde hâlâ eğitimsiz, kaidelere uymamayı alışkanlık haline getiren sürücüler nedeniyle 'Trafik Canavarı' can almaya aynı hızıyla devam ediyor. Bu vesile ile yine bir trafik kazasında kaybettiğimiz Federasyon Başkanı Cüneyt Koryürek ağabeye rahmet diliyorum.

***

Naili Moran, 16 Mart Cuma 1968 tarihinde İstanbul Şişli Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Türk bayrağına sarılı olarak Ali Sami Yen Stadı'na kadar eller üzerinde taşınmış ve daha sonra Edirnekapı Şehitliği'ndeki aile mezarlığında toprağa verilmiştir. Eşi Tülya Moran, Naili Moran'ın ölümünden sonra adını yaşatmak için "Naili Moran Atletizm Vakfı"nı kurdu.

Atletizmin tabana yayılması için "5 yıldız atletizm yarışmaları"nı düzenleyen vakıf yıllarca atletizme sporcu kazandırdıktan sonra maddi yönde yaşanan tıkanıklıklar sonucu 2020 yılında kendini feshedip Türkiye Atletizm Vakfı ile birleşti ve faaliyetine son verdi.

Naili Moran'ın yayınladığı kitaplar:

- Modern Atletizmde Koşular, 1946,

- Sırıkla Atlama Tekniği, 1946,

- Uzun ve 3 Adım Atlama Tekniği, 1946,

- Yüksek Atlama Tekniği 1946,

- Bizde Atletizm ve Gelişmesi, 1949...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.