Hava Durumu

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDE İLK SPOR ÖRGÜTLENMELERİ

Yazının Giriş Tarihi: 06.04.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.04.2021 06:00

Ülkemizde spor örgütlenmesi adına yazılı ilk çalışmalar, 15 Nisan 1921'de başlamış ve "İdman İttifakı Heyet-i Muvakkatesi" adıyla 13 kulüp yöneticisinin oluşturduğu geçici bir heyet; yükseköğretimini İsviçre'de tamamlayıp yurda dönen Galatasaraylı eski futbolculardan Yusuf Ziya Öniş'in beraberinde getirdiği "Reglements Sportifs de l'Union Suisse" adlı 20 maddeden oluşan İsviçre Sportif Nizamnamesi, Türkçe'ye tercüme edilmişti.

Geçici kurul çalışmalarını, 15 Nisan 1921'de tamamlamış, 14 Temmuz 1922 Pazar günü, Fenerbahçe Kulüp binasında, Galatasaray Kulübü'nden Cevdet Bey'in başkanlığında toplanan kulüp temsilcileri, ilk Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) genel kurulunu seçmişlerdir.

Bu kurum, "kendi kendini yönetme" geleneğine sahip olan Avrupa ülkelerinin, devlet ve hükümete karşı "bağımsız" olarak kurduğu, çok sporlu, çok kulüplü "federatif spor birliklerinin" Türkiye'deki benzeri idi.

Tüzüğü 27 maddeden oluşan bu kurumun;

Başkanlığına, Ali Sami Yen,

2. Başkanlığına, Burhan Felek,

Genel katipliğine, Fethi Tahsin Başaran,

Muhasipliğine, Nuri Otomobil,

Üyeliklerine; Tayyip Server, Hamdi Emin Çap, Yusuf Ziya Öniş, Cevdet, Orhan, Dr. Hikmet ve Cevat Rüştü Beyler seçilmişlerdi.

***

1923 Nisan ayında yapılan kongre ile yeni yönetim oluşturulmuş yeniden

Başkanlığa; Ali Sami Yen,

İkinci başkanlıklara; Burhan Felek ve Cevat Rüştü Beyler,

Üyeliklere; Ferit Sami, Nasuhi Esat Baydar, Tayyip Server, Orhan, Nuri, İsmail Burak Beyler üye olarak görev aldılar.

Not: Bağımsız Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı (TİCİ), 15 yıl süre ile faaliyet gösterdikten sonra, 1936 yılında yerini, CHP'nin yan örgütü olan, 'yarı resmi' Türk Spor Kurumu'na bıraktı. Türk Spor Kurumu, 2 yıl Türk sporunu idare ettikten sonra 1938 yılında, 3530 sayılı Kanun'la oluşan "Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü" Türkiye'de spor yönetimini "devlet" adına üzerine aldı ve spor, Türkiye'de tıpkı ekonomi, eğitim, sağlık gibi bir kamu kuruluşu olarak idare edilmeye başlandı. Kurum, önce Başbakanlık'a bağlı olarak kuruldu, 1942 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlandı.

27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra tekrar Başbakanlık'a bağlandı. 3 Kasım 1969'da, Başbakan Süleyman Demirel tarafından kurulan hükümette, ilk kez yer alan Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlandı ve İsmet Sezgin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Gençlik ve Spor Bakanı oldu.

***

İLK YABANCI ANTRENÖR

Kurulur kurulmaz Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı'nın ilk işi milli takımları, 1924 Paris Olimpiyatları'na hazırlamak için "yabancı antrenör" getirmek oldu.

Türkiye'ye gelen ilk yabancı antrenörler 4 Mart 1924 günü futbol branşı için İskoçyalı Billy Hunter, güreş branşı için Macar Raol Peter; 6 Nisan 1924 atletizm branşı için gelen Amerikalı Mr. Tobin oldular.

Bunu daha sonra grekoromen güreş için Finlandiya'dan getirilen Omni Pellinen takip etti.

Ünlü Macar güreşçi Raol Peter Türkiye'de, 'minder güreşi'nin kurucusu ve uygulayıcısı oldu. Ancak Raol Peter, Türkler'in geleneksel güreşleri olan karakucak ve yağlı güreşten mindere güreşçi çekmek yerine, minder güreşi ile güreş hayatına girmiş olan ve 'alafrangacılar' diye anılan grupla ilgilenme yoluna gitti.

Bu olaya bir yorum getirmek gerekirse, Macar Hoca, alabildiğine geniş alanlardan, çayırlardan, zaman kısıtlaması olmayan, saatlerce devam eden güreş geleneğinden gelen güreşçilerin, 'kısıtlı zaman ve sınırlı alan' üzerine kurulu minder güreşine uyum sağlayamayacaklarını düşünerek kısa zamanda netice almak için eldeki mevcut alafranga minder güreşçileri ile çalışmaya devam etme yolunu seçmiştir diye düşünüyorum.

Türk minder güreşinin temeli, 'alafranga güreş' olarak adlandırılan grekoromen ile atılmıştı ve Türk güreşçileri, uzun yıllar sadece grekoromenle uğraştılar, serbest güreş minder dışında kaldı.

3-5 Aralık 1932'de İstanbul Maksim Gazinosu salonlarında yapılan 1. Balkan Güreş Şampiyonası'nda Türk güreşçileri, 7 sıkletin 5'inde altın, 2'sinde gümüş madalya alarak Balkanlar'daki üstünlüklerini gösterirken, 7 sıkletteki tüm güreşler grekoromen stilde yapılmıştı.

1935 yılında güreşçilerimizi çalıştırmak üzere, Macar Raol Peter'in ülkesine dönmesi üzerine gelen Finlandiyalı Omni Pellinen, 1936 Berlin Olimpiyatları programına serbest güreşin de alınmış olması nedeniyle, grekoromen güreşle beraber serbest güreş çalışmalarına ağırlık vermeye başlamıştı. Bu çalışmaların sonucu Türkiye'de ilk minder serbest güreş şampiyonası 1935 yılında yapılabildi.

***

Türkiye Cumhuriyeti'nin ezeli ve ebedi Cumhurbaşkanı, ileri görüşlü, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, vefatından 8 ay önce 9 Mart 1938'de Ankara Halkevi'nde yapılan Ankara bölgesi grekoromen güreş birinciliklerini seyrettikten sonra güreş ile ilgili görüşlerini şöyle açıklamıştı:

"Bu millet, güreşi yer yüzünde icat etmiş bir ulustur. Ona en uygun stil, grekoromen değil, serbest güreştir. Çünkü onun kaynağını bizim öz malımız olan karakucak güreşleri teşkil eder. Tavsiye ederim, usulen grekoromeni de bırakmamakla birlikte hemen serbest stile önem veriniz. Kısa zamanda göreceksiniz ki Türk gençleri arasından arka arkaya dünya şampiyonları çıkacaktır."

***

Bu ileri görüşünün gerçekleştiğini göremedi ama çok güvendiği ve Cumhuriyeti de emanet ettiği Türk gençliği onu mahcup etmedi.

2. Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda, 1946 Stokholm Serbest Stil Avrupa Şampiyonası'nda 3 altın (Gazanfer Bilge, Celal Atik, Yaşar Doğu), 2 gümüş (Nasuh Akar, Mahmut Çeterez), 2 bronz (Muharrem Candaş, Mehmet Çoban),

1947 Prag, Grekoromen Stil Avrupa Şampiyonası'nda, 1 altın (Yaşar Doğu), 2 gümüş (Muhlis Tayfur, Mustafa Çakmak), 1 bronz (Celal Atik),

1948 Londra Olimpiyatları'na serbest ve grekoromende 16 güreşçi ile katılan milli takımımız 6 altın, 4 gümüş, 1 bronz olmak üzere toplam 16 sıklette 11 madalya kazandı.

Serbest stil: 4 altın (Nasuh Akar 57 kg, Gazanfer Bilge 62 kg, Celal Atik 67 kg, Yaşar Doğu 73 kg), 2 gümüş (Halit Balamir 52 kg, Adil Candemir 79 kg),

Grekoromen stil: 2 altın (Mehmet Oktav 62 kg, Ahmet Kireççi (Mersinli Ahmet) 87 kg) 2 gümüş (Kenan Olcay 52 kg, Muhlis Tayfur 79 kg), 1 bronz (Halil Kaya 57 kg)

***

Celal Atik, 1949 Avrupa Şampiyonu, 1950 Dünya Şampiyonu, 1951 Dünya üçüncüsü,

Nasuh Akar, 1951 Dünya Şampiyonu,

Yaşar Doğu, 1948 Avrupa, 1951 Dünya Şampiyonu unvanıyla minderde Türk fırtınası estiren güreşçilerimiz olarak tarihe geçtiler.

Not: Bu tarihlerde güreş 15 dakika olarak yapılıyordu.

Raol Peter ve Omni Pellinen gibi iki değerli güreşçinin yetiştirdiği eski bir ünlü güreşçi daha sonra da antrenör olan Nuri Boytorun (Nuri Hoca) bu gençlerin antrenörü olarak büyük bir üne kavuştu.

***

İLK FUTBOL FEDERASYONU

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) yönetim kurulunun 24 Ağustos 1922 günü yaptığı ilk toplantıda ilk federasyonlar (1- Futbol, 2- Atletizm, 3-Güreş ve güreşe bağlı olarak boks) kurulması için prensip kararı alındı.

İlk Futbol Federasyonu (Türkiye Futbol Heyet-i Müttehidesi), 13 Nisan 1923'te Şehzadebaşı'ndaki Letafet Apartmanı'nda bulunan Kumkapı Kulübü Lokali'nde yapılan toplantıda seçildi.

Başkan: Yusuf Ziya Öniş, Galatasaray (1923-27)

Üyeler: Nuri Otomobil, (Altınordu), Hamdi Emin Çap (Altınordu), Orhan Öktem (Süleymaniye Kulübü) Nasuhi Esat Baydar (Fenerbahçe)

***

Futbol Federasyonu, 21 Mayıs 1923'te Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) tarafından resmi üyeliğe kabul edildi. Bu üyelik kabulünden sonra ilk milli maç  Romanya Milli Takımı ile 26 Ekim 1923 günü (Cumhuriyet'in ilanından 3 gün önce) Taksim Stadı'nda gerçekleşti.

İlk maçımıza milli takım şu kadro ile çıktı:

Nedim Kaleci (Altınordu), Hasan Kamil Sporel (Fenerbahçe),-Kaptan-, Cafer Çağatay (Fenerbahçe), İsmet Uluğ (Fenerbahçe), Bihat Bekdik (Galatasaray), Aslan Nihat, Baran Feyzi (Altınordu), Emin (Altınordu), Zeki Rıza Sporel (Fenerbahçe), Sabih Arca (Fenerbahçe), Bedri Gürsoy (Fenerbahçe)

2-2 beraberlikle sonuçlanan bu maçta iki golümüzü de Zeki Rıza Sporel attı.

***

FUTBOLDA İLK YABANCI ANTRENÖR

1924 Paris Olimpiyatları'na Futbol Milli Takımımızı hazırlamak için gelen antrenör İskoçyalı Billy Hunter'dir. (1880-1951)

Otoriter, futbolcuyu ve oyunu iyi değerlendiren, teknik, taktik bilgisi ve uygulaması üstün olan bir antrenör olarak Türk futboluna büyük faydaları oldu.

1924 Paris Olimpiyatları'nda Milli Takımımızın antrenörlüğünü yaptı. Olimpiyatlardan sonra yurda dönüşte takıma katkıları nedeniyle Mr. Hunter'a 500 TL ikramiye verildi.

Billy Hunter daha sonra Galatasaray futbol takımını çalıştırdı.

1924-27 yılları arasında, Galatasaray'ın 3 defa şampiyon olmasında pay sahibidir.

***

İLK ATLETİZM FEDERASYONU:

Kuruluş tarihi: 13 Nisan 1922,

Başkan: Ali Seyfi,

Üyeler: Ünvan Tayfuroğlu, Eftal Bey, Burhan Felek, Şevki Sevgin, Adil Giray, Rauf Hasağası, (Bir müddet sonra Ali Seyfi Bey, başkanlıktan ayrılmış, yerine Burhan Felek gelmiştir.)

Türkiye Atletizm Federasyonu 1922'de Uluslararası Atletizm Federasyonu'na (IAAF) üye olmuştur. Atletlerimizi eğitmek için ülkemize gelen ilk yabancı antrenörler, Alman Alexy Abraham, Amerikalı Mr. Louis ve Macar Retkai Gula'dır.

Türk atletizm tarihinde ilk Türkiye Şampiyonası, 5 Eylül 1924'de Eskişehir'de yapıldı.

İlk Türkiye Şampiyonları:

100 metre: Rauf Hasağası (İst), 11.3,

200 metre: Rauf Hasağası (İst), 25.0,

400 metre: Ali Dikencik (İst), 57.5,

800 metre: Ömer Besim Koşalay (İst,), 2.11,

Uzun atlama: Cemal Tural (Ankara) 5.72 metre

Yüksek atlama: Feridun, 1.51 metre

Disk atma: Ekrem (İst), 31.24 metre

4x100 m bayrak: GS takımı,

Yarışmalar, pist olmadığı için toprak sahada yapılmıştı.

***

İLK GÜREŞ FEDERASYONU

Başkan: Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü kurucularından Ahmet Fetgeri Aşeni Bey'dir. (1923-1937)

Türkiye Güreş Federasyonu, 1924 yılında Uluslararası Güreş Federasyonu'na (FILA) resmen üye olmuştur.

***

İLK BOKS FEDERASYONU

1924 yılında kuruldu. İlk Başkanı Eşref Şefik Atabey'dir. Ancak bu federasyon Güreş Federasyonu'na bağlı olarak faaliyet göstermiştir.

Boks Federasyonu, 1927 yılında Uluslararası Boks Federasyonu (AIBA) üyeliğine kabul edilmiştir.

Eşref Şefik Bey, Osmanlı mebuslarından Salih Beyin oğludur. Amcası da Londra'da Sevr anlaşmasına tek muhalif oyu kullanan Divan-ı Hümayun üyesi Rıza Paşadır. Eşref Şefik, Galatasray ve İstanbul Liseleri'nde okudu. Fransa,da Oaris'te siyasal bilimler Okulu'na devam etti. Bir süre Londra'da amcasının yanında kaldı.

1. Dünya Savaşının çıkması üzerine Türkiye'ye döndü. Gönüllü olarak Çanakkale savaşına katıldı.

1918 de gazeteciliğe 1918 yılında İleri gazetesinde başladı. Tercüman, Son Saat, Milliyet, Cumhuriyet, Akşam  gazetelerinde muhabir, fıkra ve spor yazarı olarak çalıştı.

Eğitim için gittiği Fransa'da boksla ilgilendi. 1924-28 yılları arası boks federasyonu başkanlığı yaptı. İlk boks yönetmeliğini hazırladı.

Boks sporunun Türkiye'de yerleşip yayılması ve gelişmesi konusunda yoğun hizmetler verdi. İstanbul radyosunun ilk anons spikeridir.

Türkiye'de ilk radyo yayını 6 Mayıs 1927 de Eşref Şefik'in anonsu ile başladı.

(İlk radyo anonsu: muhterem samiin, burası İstanbul Radyo ,Telsiz telefonu. Şimdi akşam neşriyatına başlıyoruz.)

Sirkeci Büyük Postane'de 5 kilowattlık verici ile yapılan ilk radyo yayını, henüz kimsede radyo bulunmadığından ,her akşam postane binasının kapısının üzerine yerleştirilen hoparlör aracılığı ile duyuruluyordu.

Eşref Şefik, güreş ve boks müsabakalarını radyodan naklen anlatması ile ün kazandı.

TRT radyosunda 1960'lı yıllarda "Eşref Şefik'le 5 dakika" programını sundu. Denizciliğe ve balıkçılığa merak saran Eşref Şefik, 1950 yılından sonraki hayatını Marmara adasında geçirdi.

Ada halkına turizm ve pansiyonculuk kavramlarını öğreten Eşref Bey, kurduğu amatör balıkçılık kulübü ile Adanın tanıtımını yaptı. Başından eksik etmediği kasketi, elinde piposu, her zaman şık giyimi ile adalıların gözbebeği oldu.

6 Eylül 1980 de vefat etti.

Oğlu ünlü kitap koleksiyoneri Şefik Atabey'e yaptığı vasiyeti üzerine Marmara adasında defnedildi. Oğlu Şefik Atabey de 2010 yılında vefat ettiğinde Marmara adasında babasının koynunda ebedi istirahatgâhına defnedildi.

Eşref Şefik'in Marmara adasında oturduğu ev daha sonra Ferda Hanım ve damadı Süha Şensoy tarafından satın alınarak restore edildi, yaz sezonlarında "Marmara Yalı Evi" adı altında hizmet vermeye devam etmektedir.

***

Bağımsız ilk Boks Federasyonu Başkanı 1942 yılında seçilen ünlü boksör Melih Açba'dır. (Doğum: 1913-vefat: 1988, 75 yaşında)

Kuzey Kafkasyalı Abhaz bir ailenin çocuğu olan Melih Açba, 1928 yılında kurulan ilk milli boks takımında yer almış Sovyetler Birliği'ndeki uluslararası turnuvada milli formayı giymiştir. 1936 yılında, yüksek tahsil için gittiği Berkeley Üniversitesi'nden mühendis olarak mezun olduktan sonra kaldığı ABD'de, 1940 yılında, ülkenin en büyük amatör boks şampiyonası olan Golden Gloves (Altın Eldiven) Turnuvası'nda 66 kiloda Amerikalı rakibi Benny Fllica'yı yenerek altın eldiveni kazanmış bir sporcu idi.

1942-1949 yılları arasında Boks Federasyonu Başkanlığı yapan, spora Galatasaray Kulübü'nde başlayan bu büyük boksör, boks yaşamı boyunca yaptığı 359 maçın 358'ini kazanmış sadece birinde İtalyan boksör Capos ile berabere kalmıştır.

Federasyon başkanlığından sonra boksla ilişkisini kesmemiş beynelmilel boks hakemi olarak önemli turnuvalarda görev almıştır.

1973'te kurulan Nuri Turan Federasyonu'nda da danışma kurulu üyesi olarak bulunmuştur.

1948-49 yıllarında Galatasaray kulübünde yöneticilik yapan Melih Açba 1988 yılında ebediyete intikal etmiştir.

Kaynakça:

1-TİCİ genel hesap raporu, 1925, sayfa: 68, 71, 72 ve 73,

2-Boks 1743-1973, Orhan Ayhan, Bilmen Basımevi 1973,

3-Spor Ansiklopedisi, Cem Atabeyoğlu, Yeni İstanbul Gazetesi Yayını, 1972,

4-Türk Spor Tarihi. Doğan Yıldız, Ser Yayıncılık, 1979,

5-100 Soruda Türk Spor Tarihi. Prof. Dr. Kurthan Fişek, Gerçek Yayınevi, Mart 1985, Sayfa: 104-125,

6-Anılar, 1957-1984, Kürsüdekiler, Orhan Ayhan 3-Er Yayıncılık, 1984,

7- Spor Ansiklopedisi, (1453-1991), Cem Atabeyoğlu, Fotospor gazetesi Yayını, 1991,

8-Güreşte Acı ve Tatlı Hatıralar, İhsan Harmandalı, Türk Güreş Vakfı Yayınları: 7 Ocak 2004, Sayfa: 19

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.