Hava Durumu

Türkiye'de ilk tavşan atlet

Yazının Giriş Tarihi: 21.02.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.02.2021 06:00

Günümüzde özellikle paralı yarışmalarda (Golden League gibi) orta ve uzun mesafe koşularında yarış başlar başlamaz öne geçip ilk turları sürükleyen bir atlet görürsünüz.

Bu atlet yarışı kazanmak için değil esas yarışta favori olan atleti daha iyi bir dereceye ulaştırmak ve çekmek için koşan 'tavşan atlettir.'

Görevi anlaşmalı olarak yardımcı olduğu atleti daha iyi bir dereceye veya yarışın birinciliğine çekmek ve sürüklemektir.

***

Türkiye'de de tavşan atlet denemesini ilk yapan Neriman Tekil'dir. Bundan sonrasını onun ağzından dinleyelim:

'Sarışın Jesse Owens' lakabı ile anılan hem pistlerin hem futbol sahalarının ilahı olan Fenerbahçe'den takım arkadaşım (Melih Kotanca'nın hayatı hakkındaki bilgiyi benim "pistlerin ve futbol sahalarının ilahı" sarışın Jesse Owens: MELİH KOTANCA" başlıklı araştırma yazımda bulabilirsiniz) yanıma geldi ve "Nerimancığım, ben 400 metre engelli rekoruna göz koydum ama yardımına ihtiyacım var" dedi.

1940 yılında 400 metre engelde Türkiye'nin en iyi atletleri Faik Önem, Melih Kotanca ve bendim. Hatta klasik olmayan ve bizde pek koşulmayan 200 metre engelli koşularında iki defa gençler ve bir defa da büyükler kategorilerinde Türkiye rekortmeni idim.

Takım arkadaşım Melih'in bu teklifi üzerine nasıl yardımcı olabileceğimi düşündüm ve kafamdaki planı paylaştım:

"Melih bu hafta Türkiye Birincilikleri var. Senin 400 metre engelli rekorunu kırabilmen için ben 300 metre önde koşup seni tamamen çektikten sonra son 100 metrede düzlüğe çıkarken yarışı bırakacağım, ondan sonrası artık sana ait" dedim.

Melih'le bu anlaşmalı yarış için çıkışa oturduk. Melih birinci, ben ikinci kulvarda koşuyoruz. Kulvar farkından dolayı ben 7,44 metre Melih'in önünden yarışa başladım. İlk engele kadar 45 metre içinde Melih beni kapatıyor ama geçemiyor, ilk engelden sonra son engele kadar engel araları 35 metre, bu araları, sürati sayesinde Melih kapatıyor ama ben de engel tekniğim daha üstün olduğundan her engel geçişte onu iki metre kadar geçiyorum zira Melih engel tekniği zayıf olduğu için engelleri geçmek yerine üzerlerinden atlıyor bu da ona zaman kaybettiriyor.

O engel üzerinden atlayıp yere düşene kadar ben süzülüp gidiyorum ve yavaş yavaş düzlüğe gelirken 300 metre sonunda yarışı bırakacağımı düşünerek bütün kuvvetimle koşmaya gayret ediyorum.

Bu arada sanki 300 metreyi ben koşmamışım gibi taze bir kuvvet ve zindelik içinde finişe yaklaşıyorum. Melih'in soluğu ensemde ama beni geçemiyor. Sonuncu engelden sonra ipi göğüslemeye 40 metrelik bir düz koşu kaldı, ben bu mesafeyi de yutar gibi geçerken ağzından köpükler çıka çıka Melih hizama geldi ve son bir gayretle beni geçip ipi göğüsledi.

Tarih: 17 Eylül 1940, Yer: Fenerbahçe Stadı, derece: 56.7 ve yeni Türkiye Rekoru.

Benim derecem 57.1 ve bu da benim şahsi rekorum.

Sonuçta tam tavşan atletlik görevimi uygulayamadım ama ikimiz de hedeflerimize ulaştık.

Melih hayal ettiği rekoru kırdı ben de en iyi derecemi yaptım. Bütün atlet arkadaşlarıma şu mesajı vermek istiyorum:

"Derece bazen, beklenilen zamanda değil de beklenilmeyen bir günde, beklenilmeyen bir yarışta ve beklenilmeyen bir taktik koşu sonunda da çıkabiliyor"

***

Bu anı yarış nedeniyle hem Neriman ağabeyi hem büyük atlet ve futbolcu Melih Kotanca'yı rahmetle anıyorum.

(Bu derecesi ile Faik Önem'in, 8 Eylül 1937'de Bükreş'te 57.0 ile kırdığı rekoru, 56.7 ile yenileyen Melih Kotanca'nın rekoru yine Faik Önem tarafından 6 Eylül 1940 tarihinde İstanbul'da 56.4 ile kırıldı.)

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.