Hava Durumu

STK’lar siyasetin merdiven basamağı mı?

Yazının Giriş Tarihi: 07.05.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2024 16:29

Sivil toplum kuruluşları (STK'lar), toplumun çeşitli kesimlerini bir araya getirerek ortak amaçlar doğrultusunda faaliyet gösteren önemli yapı taşlarıdır. Bu kuruluşlar, genellikle toplumsal sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yapar, toplumun sorunlarına yönelik ihtiyaç duyduğu çalışmaları kurgular ve demokratik süreçlere katılımı teşvik ederler. Ancak son yıllarda, STK'ların siyasete geçiş yapma sürecinde önemli bir rol oynadığı tartışılmaktadır. Peki, STK'lar gerçekten siyasete geçiş için bir merdiven basamağı mıdır?

STK'ların siyasi alana geçiş yapma sürecindeki rolü, birçok açıdan incelenebilir. İlk olarak, STK'lar genellikle belirli bir toplumsal meseleye odaklanır ve bu mesele etrafında bir kamuoyu oluştururlar. Bu, belirli bir siyasi ajandanın tanıtılması ve toplumun dikkatini çekmesi açısından önemlidir. Örneğin, çevre STK'ları iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratırken, insan hakları örgütleri adalet ve eşitlik mücadelesini mazlum coğrafyalarda sürdürmektedir. Her biri kendi branşında ve kendi fikri alt yapısı özelinde aksiyon almaktadır. Ülkemizde yakın dönemde İsrail ile ticaretin kesilmesine yönelik STK çalışmaları son aylarda giderek artan Gazze Soykırımı süreci devam ederken vuku bulmuştur. Önce İsrail ile ticaretin kısıtlanması kararını alan hükümet, akabinde kamuoyuna kulak vererek geçtiğimiz günlerde İsrail ile (ithalat ve ihracat) tüm ticareti durdurdu. Alınan bu karar toplumun bir süredir beklediği ve STK’ların devlete siyasi olarak da baskı kurduğu bir talepti. Bu örnek özelinde olduğu gibi tüm bu faaliyetler, belirli bir siyasi yönelimle ilişkilendirilebilir ve STK'lar bu şekilde siyasete doğrudan veya dolaylı bir etki yapabilir. Esasında bu durum doğal olarak kendiliğinden oluşmaktadır. STK’lar, hükümetlere ve devletlere baskı grubu rolü görevine sahiptir. STK’lar ayrıca kamuoyunu harekete geçirerek, taban hareketliliği oluşturmayı ve kitlelerin ortak motivasyonu ile devlet politikalarına etki etmeyi amaçlamaktadır.

İkinci olarak, STK'lar genellikle politika yapıcılarla iş birliği içinde çalışır ve politika oluşturma sürecine katkıda bulunurlar. Bu, STK'ların siyasete doğrudan bir etki yapma potansiyelini artırır. Karar mekanizmalarına etki edebilme özelliği ise STK yöneticileri ve temsilcilerinin doğal olarak arzuladığı ulvi bir başarı olarak kabul görmektedir. Politika yapıcılar, STK'ların uzmanlığından ve sahadaki deneyimlerinden faydalanarak daha etkili politikalar geliştirebilir. Aynı zamanda, STK'lar politika yapıcılarla ilişki kurarak kendi ajandalarını ilerletme fırsatı bulur.

Ancak, STK'ların siyasete geçiş sürecinde bazı riskler de bulunmaktadır. Öncelikle, STK'ların tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruması önemlidir. Siyasi bir ajandaya sıkı sıkıya bağlı olan bir STK, toplum nezdinde güvenilirliğini kaybedebilir ve etkisini azaltabilir. Ayrıca, STK'ların siyasete doğrudan angaje olması, demokratik katılımın sağlanması açısından önemli olan çeşitliliği ve çoğulculuğu tehlikeye atabilir. Siyasi bir STK, belirli bir ideolojiye veya çıkar grubuna hizmet edebilirken, toplumun diğer seslerini göz ardı edebilir. Ülkemizde, bugün gelinen noktada tam anlamıyla bu durumun yaşandığı alenen görülmektedir. Siyasileşmiş STK’lar veya siyasi bir kariyere yönelme motivasyonu ile hareket eden STK temsilcileri ile sıklıkla karşılaşmaktayız.

Sonuç olarak, STK'ların siyasete geçiş yapma sürecindeki rolü çok yönlü ele alınmalı ve farklı açılardan değerlendirilmelidir. STK'lar, toplumun sesini duyurmasında ve politika oluşturma sürecine katkıda bulunmada önemli bir role sahiptir. Ancak, siyasete geçiş sürecinde şahsın sahip olduğu duruşun, değerlerin, tarafsızlığın ve çizginin korunması önemlidir. STK'lar, siyasi partilerle iş birliği yaparken bile, kendi bağımsızlıklarını ve toplumsal çeşitliliği göz önünde bulundurmalıdır. Bu hem STK'ların etkisini artırabilir hem de demokratik süreçlerin sağlıklı bir şekilde işlemesine katkıda bulunabilir. Bir makam ve görev alabilme hırsı ile samimiyetsiz bir STK temsilcisinin kısa vadede olsa bile uzun vadede başarı sağlaması olanaksızdır. STK’ları, siyasetin merdiven basamağı olarak gören ve bu menfaat hedefiyle hareket edenlerin yürüyeceği bir yol da varacağı bir hedefte yoktur.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.