Hava Durumu

Rusya’nın Suriye’deki varlığı ve son gelişmeler

Yazının Giriş Tarihi: 06.12.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.12.2024 00:05

Suriye’de yaşanan olaylar, özellikle Arap Baharı sonrasında iç savaşa sürüklenen ve 13 yıldır devam eden bir süreci oluşturmaktadır. Bugüne kadar geçen süre içerisinde Suriye’de aktörler sürekli değişti, harita değişti; fakat savaş her zaman varlığını korudu. Bölgede çıkarları olan büyük güçler, yerel güçler ve terör grupları bölgede sürekli çatışma ortamını hızlandırdı son gelişmeler de Suriye’de değişen havanın getirisidir diyebiliriz.

Esad rejimi, iç savaşın başlangıcından bu yana birçok sivil katliamı içerisinde bulunmuş ve kendisine muhalif olarak gördüğü herkesi yok etme gayreti içerisinde olmuştur; fakat savaşın seyrini ve Esad rejiminin varlığını sürdürebilmesini Rusya’nın rejime karşı yüksek nitelikte desteği ve İran’ın kara desteği sayesinde görmekteyiz. Bu destek Rusya ve İran’a bölgede genişleme şansı tanırken, özellikle Rusya’nın Akdeniz’de önemli çıkarlarını korumaktadır.

Rusya, Suriye İç Savaşı’na dahil olarak Akdeniz’de direkt olarak yer edinmiş ve Suriye’nin Lazkiye bölgesinde Bassel El-Esed hava üssü (Himeymim) olarak bilinen konumda hava üssü oluşturmuş ve askerî varlığını arttırmıştır.

İlaveten Suriye’deki Tartus Limanı ile yakın bir bölgede yer alır. Tartus Limanı, Rusya için stratejik ekonomik ve askerî açıdan ciddi öneme sahiptir; zira bu liman, Rusya’nın Akdeniz’e kalıcı erişim sağlayan tek deniz üssüdür.

Bu liman ile Rusya sıcak denizde sürekli bir askerî ve lojistik varlık gösterebilmektedir. Aynı zamanda liman, NATO’nun güney kanadına yakın bir yer konumludur. Bu durum da ABD gibi ülkelerin deniz güçlerine karşı bir denge unsuru olmasını sağlamaktadır. Himeymim Hava Üssü ile olan yakınlığı da hava ve kara operasyonlarını birlikte yürütülmesini sağlar. Bu iki Rus Üssü Rusya’nın Akdeniz’deki varlığını simgelerken Esad rejimi açısından da insani ve askerî destek görevi görmektedir. Suriye İç Savaşı, Rusya için aynı zamanda bir laboratuvar görevi de görmektedir. Yeni silah sistemlerinin gelişimi ve test imkânı bölgede sıklıkla yapılmaktadır.

Rusya’nın bölgedeki varlığının tarihsel önemi de söz konusudur; zira Sovyetler Birliği, Soğuk Savaş döneminde ABD ve müttefiklerinin Orta Doğu’daki siyasi nüfusunuzu engellemek üzerine politika uygulamış ve Suriye’ye 1950’li yıllardan itibaren büyük çaplı askerî yardım sağlamıştır. Yukarıda bahsettiğimiz deniz üssü konusu da 1971’de Hafız Esad’ın iktidara gelmesiyle birlikte Sovyetler ile bağlarını güçlendirmesi üzerine bir siyasi manevra olmuştur. Soğuk Savaş’ın başlarından itibaren Sovyetler, Suriye içerisinde oldukça önemli konumlar elde etmişlerdir. Sovyetlerin yıkılmasının ardından bugün Rusya da bu pratiği devam ettirmiş ve önemli kazanımlarını özellikle iç savaş ortamında arttırmıştır.

Suriye’de son dönemde özellikle Heyet Tahrir Şam ve Suriye Milli Ordusu gibi muhaliflerin Esad rejimi üzerine askerî manevralar uygulaması ve bölgede genişlemeleri Rusya’nın da kritik çıkarlarını tökezletmektedir. Özellikle Rus üslerinin savaş bölgesine uzakta olmaması büyük sorunlar yaratmaktadır; fakat Rusya’nın Suriye’deki askerî angajmanını bırakma gibi bir niyeti söz konusu olamaz. Hâlihazırda Rus üsleri ciddi seviyede koruma altındandır ve hava savunma sistemleri ve askerî teçhizat arttırılmaktadır.

Önemli olan soru ise şu: Rusya bölgede rejimi koruma noktasında zayıf mı kaldı?

Rusya, özellikle 2022 tarihinde başlayan Ukrayna’ya işgal girişimi sonrasında tüm konsantrasyonunu Ukrayna’ya vermişti. Bu durumda Suriye içerisindeki sorunlara odaklanmasının önüne geçmiş olabilir. Halep’in muhaliflere geçmesiyle birlikte Rusya’nın bölgede özellikle hava angajmanının daha fazla arttığını görmekteyiz; zira Halep ve İdlip bölgesi yoğun Rus bombardımanı altında kalmaktadır. İlaveten, rejime kara desteği açısından İran tarafından Şii milislerin bölgeye aktarıldığını belirtmemiz gerekli.

Bu gruplar rejime kara desteği açısından destek sunarken Rusya hava kuvvetlerini kullanmaya devam edecektir. Esad rejimi, özellikle bu iki destekle birlikte karşı saldırı hazırlığı adına sürekli geri çekilme yaşamaktadır. Son gelişmelerde Esad rejimi askere zorla alımları arttırmış ve askerî personele ciddi zamlar yapmıştır. Hama bölgesi rejim için oldukça önemli; zira Şam’dan önceki son durak konumunda ve Hama’nın muhaliflere kaybedilmesi demek rejim adına karşı saldırı olanağını azaltacakken savunma savaşı yaşayabileceğini göstermektedir. İlaveten Esad rejimi, çekildiği bölgeleri terör örgütü YPG’ye bırakmaktadır. Bu durum da oldukça tehlikeli gelişmelere gebe olacaktır.

Rusya ile ilgili olarak gündemde sürekli konuşulan diğer bir iddia ise Tartus Limanlarını boşalttığı yönündeydi; fakat bu durum sanıldığı gibi gelişmemektedir. Rusya Akdeniz’de askerî varlığını arttırarak bölgede politikalarını devam ettirmektedir.

Tartus Limanı’nda ise askerî varlığını azalttığına dair bir gelişme gözükmemektedir. Zaten Suriye’de gelişen atmosfer sonrasında bölgeden çekilme gibi bir durumun Rusya açısından gelişmesine de imkân gözükmemektedir. Keza Kremlin, bu konuda açık olarak Esad Rejiminin desteklenmeye devam edeceğini altını çize çize belirtmiştir; fakat Rusya’nın desteği özellikle Ukrayna’daki gelişmelere de bağlı olarak sınırlı müdahale yönünde ilerleyecektir. Zira Ukrayna Savaşı sonrasında zaten yoğun yaptırım altında kalan Rusya’nın tam müdahale ile Suriye’de rejimi koruma angajmanını uygulaması oldukça maliyetli olacaktır.

Rusya’nın özellikle Heyet Tahrir Şam meselesi noktasında Ukrayna istihbaratının görev aldığını belirtmesi de oldukça ilgi çekicidir. Rusya’ya göre Ukrayna istihbaratı HTŞ militanlarına İHA desteği ve tecrübe aktarımı noktasında desteklemektedir. Bu iddialar Rusya açısından ilk değildir; zira Ukrayna istihbaratının Afrika’da özellikle Wagner gruplarına karşı yapılan ani saldırıların arkasında olduğunu da belirtmişti. Ukrayna’nın özellikle Afrika’da askerî ve istihbarat eğitimleri verdiği Rusya tarafından sürekli dile getirilmiştir.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.