ABD, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında özellikle finans alanında Rusya’ya büyük darbeler indirmek adına birçok Rus finans kuruluşuna büyük yaptırımlar getirmiştir. Bu çerçevede özellikle Rusya’nın en büyük şirketi olan ve en fazla doğal gaz çıkarımı gerçekleştiren şirketi Gazprom’a ve Avrupa'daki müşterilerinden doğal gaz ödemelerini tahsil eden Gazprombank’a yaptırımlar uygulamıştır.
ABD bu yöntem ile Rusya’nın uluslararası finans sistemini kullanmasını engellerken, ayrıca Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş için alınan askerî ekipmanların kaynağını engellemeye çalışmaktadır. Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve İngiltere'nin daha önce Gazprombank’a yaptırım uyguladığını düşündüğümüzde buna ABD de eklemlenmiştir. Gazprombank’ın yaptırım altına alınmasının bir diğer önemli nedeni ise Putin rejiminin Gazprombank'ı savaş ikramiyeleri dahil olmak üzere askerlerine ödeme yapmak ve savaşta ölen Rus askerlerinin ailelerine tazminat ödemek için de kullanıyor olmasıdır.
Gazprombank’ın yanı sıra ABD, uluslararası bağlantısı olan Rus bankaları, Rus menkul kıymetler kayıt kuruluşlarının ve Rus finans yetkililerinin de yaptırım altına alınmasını öngörmüş ve uygulamaya almıştır. Bu noktada ABD’nin yaptırımı altında olacak olan Rus bankaları ve finans kuruluşları ile çalışma gösteren kurumlarda yaptırım tehdidi altına girmiştir.
ABD Hazine Bakanlığı, özellikle bu yaptırım yoluyla Rusya’nın savaş alanını daraltıp küçülteceğine ve ordusunu finanse etmesine zorlaştıracağına inanmaktadır diyebiliriz. ABD, bu yolla Rusya’nın finansal yollarını da kapatmaktadır.
Bu noktada Türkiye, özellikle Rusya ile olan doğal gaz ve nükleer enerji çalışmalarından etkilenmiş; ABD, Türkiye’deki belirli kuruluşları Rusya'nın savaş çabalarını mümkün kılan ve bu cezai tedbirlerden kaçmasına yardımcı olan ürün ve hizmetleri sağlamakla suçlamıştır. Bu noktada Türkiye, özellikle Rusya ile olan ekonomik ilişkilerini sınırlandırmamak adına birçok girişimde bulunmuş; özellikle doğal gaz alımlarında muafiyet talep etmiştir. Şöyle ki Türkiye, sanayisi için gereken doğal gazı almak; ilaveten, nükleer çalışmaların devamı adına Rusya ile çalışmak zorundadır. Türkiye’nin doğal gaz ithalatında en büyük paya sahip ülkenin Rusya olduğunu düşünürsek, ki bu pay geçen yıl %42,27 oranında gerçekleşmiştir, Türkiye Rusya ile ilişkilerinde denge kurmak zorundandır diyebiliriz.
Bu noktada Türkiye, Gazprombank’a yapılan yaptırımlar sonrasında alternatif ödeme biçimleri adına Rusya ile görüşmeler gerçekleştirmiş; zira ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırım sonrasında Rusya’dan doğal gaz ithal eden ülkelerin ilgili kurumlarının da yaptırıma tabi tutulması gündeme gelmiştir. Gazprombank, Rusya'nın doğal gaz ihracatında ödeme kabul ettiği tek yetkili kuruluş olarak düşünüldüğünde, alternatif ödeme biçimlerinin konuşulması Türk ve Rus yetkililer arasında gerçekleşmiştir.
Bu noktada Türkiye yaptırımlar sonrasında doğal gaz alımlarında ve ödemelerde bir muafiyet istemiştir, zira Türkiye doğal gaz ithal etmek zorunda olan bir ülke konumundadır. Bu noktada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gazprombank’a uygulanan yaptırımlardan Türkiye’nin muaf olduğunu açıklamıştır. ABD ile kurulan diyalog sonrasında özellikle enerji alanında bu yaptırım tehditleri altında kalmamak aslına bakarsak büyük ölçüde bir başarıdır diyebiliriz. Türkiye, Rusya’dan doğal gaz alımlarında Gazprombank’ı yaptırım tehdidi altında kalmadan kullanabilecek.