Hava Durumu

Ben de varım mesajı

Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 22:47

28'inci dönem 3'üncü yasama yılının ana gündemi İsrail'in vahşeti ve yeni anayasa hazırlanması ve yargı reformu olacak. HÜDAPAR'ın ilk 4 maddeye ilişkin çıkışı kamuoyunda tepki çekerken AK Parti tarafından da destek görmemişti. Konuyla ilgili olarak en dikkati çeken açıklamayı da TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yaptı.

"Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” tabirinin değişmesi gerektiğini söyleyerek, “Devletin ülkesi olmaz. Devletin milleti olmaz. Bu metin, 'Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü' şeklinde ifade edilmelidir" sözleriyle yaptı. Sözlerinin hemen ardından Kurtulmuş'a tepkiler de gecikmedi. Bu çıkışı anayasa tartışmaları bahane, Erdoğan sonrası yer kapma telaşı şahane diyerek özetleyebilirim. Kurtulmuş'un bu çıkışı sadece 'ben de varım' mesajından öteye geçmez.

AK PARTİ'DE LİDERLİK YARIŞI

Uzun zamandır AK Parti içinde birçok grup, Erdoğan sonrası düzende yer kapmaya çalışıyor. Meclis Başkanı Kurtulmuş'un çıkışını da bu açıdan değerlendiriyor. Erdoğan sonrası partinin başına geçebilmek için kendinde potansiyel gören ya da çevresinin itelemesiyle havaya giren her AK Partili, 'En milli görüşçü benim, benden daha milli görüşçü yok' dercesine kendilerini ortaya atıyor. Iskaladıkları şu ki Erdoğan mevcut tüm paradigmalara rağmen iktidar olmuş, iktidarda kalmış bir lider. Ondan sonra milli görüş kökenli kimsenin iktidara gelebileceğini hiç sanmıyorum. En son Kurtulmuş örneğinde olduğu gibi bu tip genel seçmen kitlesinin tersine yapılan çıkışlar sadece eleğin altına düşmeye neden olacaktır.

AK Parti'nin başına geçmek için halkta karşılığı olmayan çıkışlar yapmak politik intihardan öte bir işe yaramaz. Zaten ülkeyi yönetmeye talip olan kişilerin birçok sınavdan ve elemeden geçmesi gerekiyor.

ÇELİŞKİLİ DURUMLAR

Mevcut konumunu Erdoğan'a borçlu bulunan daha önceki HAS Parti denemesinde halktan da teveccüh görememiş olan Numan Kurtulmuş'un Erdoğan sonrası iktidara gelmesi de eşyanın tabiatıyla çelişiyor. Geniş halk kitleleri ile kopuk söylemlere ve siyasal köklere sahip kişilerin siyasal ikbal uğruna yaptığı çıkışlar konumlarının gereği olarak takınmaları gereken devlet adamlığı davranış kalıplarıyla çelişmektedir. Kurtulmuş'un yaşadığı çelişkiyi aşması gerekiyor.

ÜÇ KONU

Zira ülkemiz yoğun bir gündemle karşı karşıya. Yasama yılının açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; "İsrail saldırganlığı, her fütursuz açıklamayla görüyoruz ki, Türkiye'yi de içine almaktadır. Vatanımız için, milletimiz için, bağımsızlığımız için, bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkânla karşı durmayı sürdüreceğiz" diyerek teyakkuzda olduğunu ortaya koymuştu. Bunun üzerine TV kanallarında birçok askeri ve siyasi uzman İsrail'in vaad edilmiş topraklar hedefine dair fikirlerini dillendirdi. Erdoğan ve hükümetin konuya ilişkin duyarlılığının sonucu olarak da Meclis gizli oturumla bilgilendirildi.

ANAYASA GÜNDEMİ

Anayasa konusunda Erdoğan'ın bakış açısı diğerlerinin başka hesaplarla yaptığı açıklamalara göre çok daha istikamet verici: "Bir nevi 'yamalı bohçaya' dönen 82 Anayasası'nın miadı artık dolmuştur. Türkiye'nin, 21. yüzyılda, büyük hedef ve iddialarını gerçekleştirmesi, ancak yeni, uzlaşmacı, özgürlükçü, katılımcı, sivil bir anayasa ile mümkündür. Demokrasimizin yeni anayasa ihtiyacının günden güne kendini daha fazla belli ettiğini görüyoruz. Yeni anayasanın hazırlık sürecinde her türlü fikre saygı duyarız, her düşünceyi ilgiyle dinleriz, her yapıcı teklifi hayırhahlıkla değerlendiririz. Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici, yasakçı değil özgürlükçü olması, farklılıklarda değil ortak noktalarda buluşturması temel ve sarsılmaz ilkemizdir."

Erdoğan'ın gündeminde ilk 4 maddenin değiştirilmesi gibi bir gündem mevcut değil.

YARGI STANDARDINA VURGU

Kamu vicdanını yaralayan son olayların ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dişe dokunur açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Meclisimiz, yeni yasama yılında, suçun önlenmesine, infaz ve ıslah konusuna daha fazla eğilmeli, milletimizin giderek yükselen taleplerine daha çok kulak vermelidir. Bakanlıklarımız ve kurumlarımızla Meclisimizin bu hususta daha hassas bir yaklaşım içinde olacağına yürekten inanıyorum. Yürütme ve yasama organları olarak inşallah el birliği içinde çalışarak adalet ve güvenlik hizmetlerimizin standardını daha da yükselteceğiz" ifadelerini kullanarak ciddi adımların atılacağını ilan etmiş oldu.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.