Hava Durumu

Diyanetin boşluğunu Diamond dolduramaz

Yazının Giriş Tarihi: 21.06.2024 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.06.2024 15:37

Türkiye’de vatandaşlarımızın en büyük hobisi herhangi bir konunun etrafında ikiye bölünmektir.

Ülkemizin en büyük fay hattı da bana göre budur.

Türkiye gibi her daim istikrarsızlaştırılmak istenen bir ülke için bu çok büyük bir handikap.

Reçete de çok basit; konuyu bul, ikilik çıkart ve sonra halkımızın birbirini yemesini keyifle izle.

Son günlerde biri kendini 'şeriatçı' (Asrın Tok) diğeri 'agnostik' (Diamond Tema-bu da nasıl bir isimse ya da nickse) olarak tanıtan iki kişinin dini manipülasyonlarına maruz kalıyoruz.

Tam da sevdiğimiz gibi hemen ikiye bölündük ve bir kısmımız agnostiği bir kısmımız şeriatçıyı, karşı tarafı hiç dinlemeden ve büyük bir hararetle savunuyoruz.

Farklı iki kutupla yapılan saldırının hedefi oluyoruz.

Bizim halkımızın iki özelliği varsa; birisi inanmak diğeri ise savaşmaktır.

Ortadaki inanç boşluğunu maalesef ki Diyanet İşleri Başkanlığı dolduramıyor, meydan bu tip ajan provokatörlere kalıyor.

‘MEDENİYETLER ÇATIŞMASI’ TEZİ

Yazının başında amiyane bir şekilde söylediğim Türk halkının hemen her konuda ikiye bölünmeyi sevdiği tezini ilk kez 1988 yılında ünlü Siyaset Bilimci Samuel Huntington 'Medeniyetler Çatışması Tezi'nde enine boyuna anlatıyor. Aradan 30 küsur yıl geçmesine rağmen, tez geçerliliğini hâlâ koruyor ve ABD bu tezin haklı çıkması için de elinden geleni yapmaya devam ediyor!

TÜRK İNANIR!

Türklerin savaş meziyetlerini anlatmaya pek gerek olmasa da 'inanma'ya olan maharetlerini ve doğru bir kanal olmadığında da Türklerin inanç yoluyla başına nasıl çoraplar örüldüğüne dair örnekleri; yakın tarihteki FETÖ hain darbe girişiminden, tarihteki Hurûfilik hareketlerine, mezhepsel bölünmelere kadar yüzlerce kez gördük.

Zamanı biraz daha geriye sararsak hepimiz doğal ve haklı olarak Selahattin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethetmesiyle övünürüz ama ölümünden sonra yeğenleri ve kuzenlerinin haçlılarla birbirleri aleyhine ittifaklar kurduğunu pek bilmeyiz. Lawrance'ye Arapları kışkırttığı için kızarız ancak Lawrance'nin stajını Anadolu topraklarında yaptığını da ne yazık ki bilmeyiz.

Oysaki oyun her zaman çok belli:

Türk'ü inanç yoluyla manipüle et ve amaçlarına uygun hale getir. Bunu da sözde tarikatlar aracılığıyla yap.

Mareşal Fevzi Çakmak'ın dediği: "Cemaat ve Tarikatlar Haçlıların Anadolu’da Kurdukları ileri Karakollarıdır" sözüne katılmamak mümkün değil.

FETÖ BİTTİ, BAŞKALARI GELDİ

Yine savaş kahramanlarımızdan Kazım Karabekir'in: "Öyle puslu ki hava, şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor" sözü hâlâ geçerliliğini koruyor.

Geçmişte akıllanmadık şu anda da akıllanmıyoruz. FETÖ hain darbe girişimi sonrasında, FETÖ temizliği siyasette yapıl(a)madı. Onun yerine başka tarikatlar gücü eline aldı ve FETÖ gibi kalkışacakları günü bekliyorlar.

Ülkenin gündemine gelen bu iki ajan provokatör de sanırım belirli güç odaklarının ülkemize yerleştirdiği ajanlardır. Bir gece de Mirkelam gibi aniden ünlü olmalarından tutun, simaları, konuşma tarzları, aynanın aksi gibi aşırı derecede benzemekte.

DİNDE DEĞİL DİYANETTE REFORM GEREKLİ

Yapılan araştırmalara göre üç semavi dinde de büyük bir inanç krizi ve dinden çıkmalar var.

Deizm, ateizm her üç hak dinde de büyük bir tehlike.

Modernite sonrası post modern dünyada dinleri bu çıkmaza ne yazık ki ruhban sınıfı soktu. Ülkemizde de durum böyle.

Çünkü bizim dinimizde ruhban sınıfı olmamasına rağmen hemen tüm din adamlarımız kul ile Allah arasına girme ve ruhban olma hayali peşinde.

Kur'an-ı Kerim'in Arapça okunmasına dair gereksiz ısrarları da bunun en bariz örneği. Diyanet İşleri mevcut yapısıyla bu iki ajan ve daha önceleri ortaya çıkan benzerlerine, dini kendi çıkarlarına göre eğip büken tarikatlara meydanı çok boş bıraktı.

Öyle ki bu ajanlarla mücadele etmek adalet bakanına, Peygamber Efendimizi karalayan sözlerin tarihi gerçeklerle çürütülmesi de bir yazar olan Soner Yalçın'a kaldı.

Diyanet İşleri Başkanı’ndan yersiz açıklamaların dışında yararlı bir açıklama zaten duyamıyoruz.

Halkın diyanet işleri başkanlığına yönelik eleştirileri de din düşmanlığı olarak lanse ediliyor. Oysaki halkımız inanç boşluğunu diyanet işleri başkanlığının doldurması gerektiğini bildiği için görev hatırlatması yapıyor. Dindeki boşluk ülkenin istikrarını tehdit eden boyutlarda ve dinde değil ama diyanet işlerinde reform şart.

NLP YOLUYLA PEYGAMBERİMİZE SALDIRI

Din adamlarımız tıpkı öğretmenlerimiz gibi idealist bir meslek yaptıkları bilincinde değiller. Geldiğimiz bu inanç krizinde din adamlarımız, ayrıntılı ve dinden soğutacak ayrıntılar yerine sadece ve sadece Allah'ın varlığını, birliğini ve tabii ki peygamber efendimizi anlatsalar kâfi olacak. Zira bakıldığında kişisel gelişim (NLP) yoluyla dine ve özellikle peygamber efendimize ciddi bir saldırı var.

İÇİNİZDEKİ ÖKÜZE OHA DEYİN!

Bu konunun ayrıntısıyla ilgili bilgi almak isteyenlere 'İçinizdeki Öküze Oha Diyin' kitabını hararetle öneririm. Kitabın yazarı Bülent Akyürek'in "Kişisel Gelişim Kitapları tersinden bir Kuran gibi! Kuran’ı tersten okuyan her insan bu kitaplardan yazabilir!

Şeytan, Kişisel Gelişimi kullanarak damarlarımıza girmeye başladı. Bu kitaplar “Şeytanın İlmihal Kitapları” olmaya başladı. İnsanın nefsini kışkırtan Kişisel Gelişim, hepimizi bir tüketim nesnesi haline getiriyor.

Dinimizde “Kazanmak” ya da Kaybetmek” değil “Sevap” veya “Günah” vardır! Öyleyse başarıya endeksli bu kitaplar niçin çok satıyor anlamış değilim, din elden gitti mi yoksa?" sözlerine yürekten katılıyorum.

Aradan yıllan geçtikçe Akyürek'in bu kitabı değerine değer katıyor.

Akyürek, bu kitabında Kişisel Gelişim Kitaplarının şeytana, kapitalizme hizmet ettiğini ve Kişisel Gelişim Kitaplarının bir nevi Satanist, Kapitalist kuşatması olduğunu ayet ayet Kuran-ı Kerim ile karşılaştırarak ispatlıyor.

Ayrıca yazarın bu eseri, Neo-tasavvuf olma özelliğiyle de bir ilk.

KAYIRAN ALLAH BİZİ KAYIRSIN!

Uzun yazının özetini yapmak gerekirse, ülkemiz bu tipteki kökü dışarıda kişilerin saldırılarına her zaman maruz kalacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın böyle bir görev bilinci olmadığı için bu tip bezirgânlardan ve tarikatların ağına düşmekten kayıran Allah bizleri kayırsın…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.