Filistin'de kanlı yaz

Geçtiğimiz yılın ekim ayından bu yana Filistin'de yaşanan insanlık dramı dünyanın gözü önünde tüm hızıyla devam ediyor ve sanırım kasım ayında gerçekleştirilecek olan ABD'deki başkanlık seçimine kadar da çapı genişleyerek devam edecek.

Çünkü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kendisine can simidi olacak Trump’ın kasımda başkanlığa oturmasına kadar iktidarda kalmak için savaşı Gazze'den Lübnan'a yaymayı deneyecektir.

ABD tarihi bağları sebebiyle hiçbir zaman İsrail'e sırtını dönmez.

Ancak mevcut Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden ile Netanyahu'nun arasının açık olduğu Biden'ın başkan yardımcılığı yıllarından bu yana bilinen bir gerçek.

Kısacası yaz ayları dünyada olabildiğine sıcak geçerken Filistin'de kanlı geçecek.

DANIŞIKLI DÖVÜŞ

Ekim ayı içerisinde Hamas'ın yaptığı adeta Filistin'i ateşe atan roket saldırılarının iç yüzü aradan geçen zamanda anlaşılmaya başlıyor.

Belki Hamas'ın tümü olmasa bile içlerindeki bir grup ihanet içinde İsrail'e bu saldırıyı gerçekleştirdi ve İsrail'e sözde kendini savunma adı altında bahanesini yarattı.

Birkaç gün içinde de ne hikmetse Netanyahu'ya hayat öpücüğü verircesine dronlarla çektikleri görüntüleri dünya kamuoyuyla paylaştı.

Netanyahu için savaşı genişletme ve zaman kazanmak için sebepleri altın tepsi de sundular. Bu kirli oyunda hiç şüphesiz ki İran, İsrail sözde düşmanlığı, düşmanlarına kazandırdı, ölen binlerce kadın ve çocuk da pek kimsenin umurunda değil zaten!

UMUDUMUZ YAŞLI BİDEN

Umalım ki yaşlı, havayla tokalaşıyor diye kendimizce dalga geçtiğimiz Biden kazanır da Netanyahu sonrasında görevden çekilir.

Böyle olsa hiç olmazsa kan durur.

Kısa süre içinde Netanyahu bir deliydi 70'li yıllarda Entebbe baskının da kardeşini kaybettiği için kişisel intikamla hareket etti diye olaydan İsrail sıyrılır. Bunca olan içinde umudumuzun Amerikan seçimlerine kaim olması da İslam coğrafyasının boşluğu, parçalanmışlığı ve iki yüzlülüğü sebebiyledir.

DIŞ POLİTİKADA PARADİGMA HATASI

Türkiye olarak süreci önleyebilir miydik?

Biz o treni Mısır ve Suudi Arabistan'la aramızı bozarak zaten 2015'lerde kaçırdık. Aslında tarihte basit denklemler vardır.

Orta Doğu ve spesifik olarak da Filistin'in güvenliği konusundaki temel parametre; tarihsel olarak bölgenin iki gücü olan Mısır ve Türkiye'nin yakın olması ve son yüzyılda da Suudi Arabistan başta olmak üzere körfez ülkeleri ile Türkiye'nin arasının soğuk olmaması.

Bu denklem ne zaman bozulsa İsrail savaş kazanır, toprak kazanır, ülke kazanır.

İşin kötü yanı böylesine büyük çaplı bir zulüm karşısında etkili bir dış politika geliştirmemiz gerekirken Cumhuriyet tarihinin en iyi Dış İşleri Bakanlarından birisi olan Mevlüt Çavuşoğlu görevde değil.

Görevde olan mevcut Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan'ı Mevlüt beyle kıyaslarsam gerek bu konuda gerekse tüm alanlarda Mevlüt Çavuşoğlu'nu önde gördüğümü belirtmek isterim.

DOLU DİZGİN DÜNYA SAVAŞINA

Tarihle biraz ilgili olan hemen herkes dünyanın yeni bir savaşın eşiğine geldiğini, mevcut konjonktürün hızla 1'inci ve 2’nci Dünya Savaşları öncesindeki duruma ilerlediğini görebilir.

Filistin'de olanlar da domino etkisiyle tüm dünyaya yayılma evresine geçebilir.

Üstelik yanardağın tek lav ağzı da Filistin değil, Ukrayna'daki Savaş da hakeza Dünya Savaşı'nın fitili olabilir.

Dünya hızla doğu ve batı bloğu haline gelirken; Türkiye yine her iki bloğun ortasında tarafını seçmesi beklenen bir ülke olacak.

Ülkemiz için üçüncü bir yol oluşturması için Türk Devletleri Teşkilatı da kritik bir yol oynayabilir.

Bizim jenerasyonumuz birçok tarihi olayı canlı gördü umarım gördüklerimiz arasına atomik bir dünya savaşı da katılmaz!