Kağıttan Kaplan İran

Hamas üst düzey yöneticisi İsmail Haniye suikastının ardından İsrail'in hedefinde Hizbullah üst yönetimi vardı. Çağrı cihazlarını patlatarak yaptığı toplu suikastın ardından bir kaç gün önce de Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah suikastla ortadan kaldırıldı. Nasrallah'ın öldürülmesi olduğu kadar Netanyahu'nun saldırı emrini BM vermesi de ayrıca bir mesaj. Bir yıla yaklaşan süredir İsrail Gazze'de saldırılarına devam ederken İran sadece tehdit etmekle sınırlı kalan bir politika izledi.

HİZBULLAH TASFİYE SÜRECİNDE

İran'ın sadece süslü cümlelerle yaptığı tehditlerin içinin boş olması artık ayyuka çıkmış durumda. Aylar öncesinde konunun uzmanlarını dinleyerek de edindiğim intiba bugünlerde gerçeğe dönüşüyor. Bu da Hizbullah'ın tasfiye edilmesi. İran'ın İsrail'in yaptıklarına karşılık sadece söylemde kalması ya da yaptığı eylemlerin yasak savmak için yapılan etkisi olmayan eylemler olmasının ardında Hizbullah'tan kurtulma isteği de yatıyor. İran Sünni Arap dünyasının dengeleyicisi bir güç olarak her zaman gündemde tutuldu. Hem de sözde düşmanları batı bloku tarafından. Türk kamuoyu tarafından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı haddini aşan şekilde tehdit etmesiyle tanınan İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın (ki görüşüne katılmak istemeyeceğim bir kişidir) İran tanımı bu noktada oldukça geçerli. İran o tanımda bir yumurtaya benzetiliyor. Dış kabuğu sert ama içi sıvı. Gerçekten de İran bölgenin büyük bir gücü olsa da iç kargaşaya ve ekonomik olarak büyük zorluklar yaşayan kağıttan bir kaplan. İsrail Azerbaycan'la olan iyi ilişkilerini askeri ve ekonomik alanda daha da geliştiriyor. İran'ın etnik yapısında Azerilerin büyük bir ağırlığı var.

Şüphesiz İsrail Azerbaycan etkisini İran üzerinde kullanmanın opsiyonlarını oluşturuyordur. Tekrar Hizbullah'a gelirsek tüm bu olayların tetikleyicisi oyan 500 roketli saldırının ardında nasıl ki ihanet kuşkusu varsa bir biri ardına gelen bu üst düzey suikastların ardında da MOSSAD'ın Hizbullah içinden adam devşirmesinin rolü büyük olmalı. Gelinen noktada Hizbullah her geçen gün yok oluşta ve İran bunu intikam yemini ederek ve ama bir şey yapmayarak geçiştirmenin peşinde.

ALLAH GAZZE'NİN YARDIMCISI OLSUN

Bölge ülkelerine bakarsak bir kaç saat evvel Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman: "Filistin meselesi benim kişisel olarak umurumda değil. Benim düşünmem gereken bir ülkem var" diyerek bir bakıma malumun ilanını yaptı. Ürdün'e bakarsak zaten ülkenin yüzde 50'si Filistinli mültecilerde oluşuyor ve Kral Abdullah babasının İngiliz eşinden olan çocuğu. Küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var. Kral Abdullah'ın babası Kral Hüseyin'in Arap eşi ve çocukları bir helikopter kazasında ölmüşlerdi. Bölgenin diğer büyük ülkesi Mısır da ise Sisi siyasal iktidarını batıya borçlu bir lider. Türkiye bu konuda en sert açıklamaları yapan ülke konumunda.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM'deki konuşması içerik olarak yaşanan vahşeti gözler önüne seriyordu. Ancak bu vahşetin durdurulması yönünde öneriler içermiyordu ne yazık ki. Bölge ülkelerinin ve dünyanın halini gördüğümüzde Allah Gazze'nin yardımcısı olsun demekten başka bir cümle sarf edemiyoruz. Bir kaç evvel yazdığım noktadayız, kanın durması için kasımda ABD seçimlerini demokratların kazanmasını ummaktan başka tünelin ucunda bir ışık göremiyorum.