Gündemin yoğunluğuyla ilgili sözleri ne kadar sıklıkla ve olabildiğince veciz kullanmaya çalışsak da sanırım büyük usta Ahmet Hamdi Tanpınar'ın meşhur ifadesiyle: "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor" sözünün üzerine söz söyleyemeyiz.
Tanpınar zaten zamana ve olaylara karşı gerçek bir baş yapıt olan 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün müellifi (yazarı).
Hafta tamamlandı çok beklenen ve ertelendiğinde bile borsanın düşüşe geçtiği konu karara bağlandı. CHP kurultayına 'Mutlak Butlan' kararı gelmedi. Böylelikle eski genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu siyasal tarihteki yerini almış oldu.
Hakeza bana kalırsa Gürsel Tekin de.
Bursa'ya yansımasına bakarsak Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık döneminde parti meclisinin gediklisi olan Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal'ın da gelecek seçimlerde listeye girmesi imkân dahilinden çıktı.
Sarıbal'ın bir anlamda vekilliğinin son günlerini yaşadığını söylersek yanılmış olmayız.
İşin kaybedenlerini kısaca belirtikten sonra kazananlarına bakarsak CHP Genel Başkanlığı koltuğundaki yerini sağlamlaştıran Özgür Özel'in en kazançlı isim olduğuna da şüphe yok.
Daha önce de belirtmiştim mutlak butlan kararı çıksa da Özel kazançlı çıkabilirdi. Şu an da partisindeki liderlik yarışı sona erdi.
En büyük namzet olan İmamoğlu içeride ve büyük ihtimal seçilme yeterliliğini kaybetti.
Kısacası; daha ne olsun!
Hemen her konuda yaptığı değerlendirmeler artık daha yerinde seyrediyor. Örneğin Kıbrıs'taki seçimler konusundaki söylemleri kendi kitlesini konsolide eder vaziyetteydi.
Bu konu haricinde dediğim gibi hangi konu olursa olsun kendi kitlesinin beklentilerini karşılayan söylem üstünlüğünü kaptırmayan, sosyal hayat içerisinde taraftarlarına mevzi kazandıracak bir duruş içerisinde.
Bir süredir son gördüğümüz Kıbrıs seçimlerinde olduğu gibi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'da ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'da bir durgunluk göze çapıyor.
Kuramsal olarak baktığımızda söylem üstünlüğünü kaybediyorlar diyebiliriz.
ESAS ASKERLİK ŞİMDİ BAŞLIYOR
Bu karar sonrasında Özgün Özel'in önünde başka bir yol açıldı.
Askerden dönen gençlere hemen herkes şu cümleyi kurar 'esas askerlik şimdi başlıyor.'
Özgür Özel'in fırtınalı geçen kurultay süreçleri sona erdi ve şimdi yerel seçimlerde elde ettiği başarının karşılığını halka vermesi gerekiyor.
Siyasi çekişmelerin dışında sayısı gittikçe artan belediye başkanlarının AK Parti'ye geçişlerinin altındaki başka nedenleri de değerlendirmesi gerekiyor. Açmak gerekirse; küçük diyebileceğimiz birçok yerleşim yerinde başkanlar geçiş nedenlerini meslektaşlarımıza ve kendi kamuoylarına ifade ederken; yalnız kalmaktan iş yapamamaktan seslerini duyuramamaktan dert yanıyorlar.
Özel ve ekibi bu geçişleri bir de bu pencereden değerlendirmeli.
Bir cümle aynı şekilde birçok kez tekrarlanıyorsa bunun altındaki nedenleri incelemek gerekir!
Her geçişi siyasi nedenlere bağlamak da işin kolayına kaçmak olabilir.
Genel seçimler de AK Parti ne kadar yıpranmış olursa olsun karşısına projelerle, çözümlerle, argümanlarla değil de sadece Erdoğan karşıtlığı ile çıkılırsa sonuç değişmez.
İktidara yürümek sadece Erdoğan karşıtlığıyla mümkün olacak bir durum değil.
Seçmenler kendi partilerinden son derece memnuniyetsiz durumda.
Bu seçimlerin ana etkeni de bu olacak.
Kısacası geleneksel oy, kemik oy gibi kavramlar çöpe gider.
Son yerel seçimlerde AK Parti seçmeni, kendisini adeta ‘ben seni çantada keklik görüyorum' diyen listelerle gelen AK Parti'ye işin öyle olmadığını gösterdi. Özgür Özel de, yerelde halkın ve kendi başkanlarının taleplerini dikkatle incelemeli.
Etrafında ‘nasılsa kazanıyoruz’ diyenlere itibar etmemeli.
Bana kalırsa her parti çantada keklik gördüğü seçmeninden sert tokatlar yiyecek.
Özel'i de artık bu mahkeme kararından sonra bu gözle bakıp, bu parametrelerle değerlendirmeliyiz.
Zira onun da gül bahçesindeki dikenler temizlendi…
Bahanesi kalmadı!
Özel'in genel başkanlığı asıl şimdi başlıyor...