Bursa’da bazılarının beklediği, bazılarına da sürpriz olan bir hamle yaşandı ve Nilüfer Belediyesi eski Başkanı Turgay Erdem, eşi ve birçok iş insanı gözaltına alındı Erdem tutuklandı. Bursa son 30 yılda birçok inşaat skandalına ev sahipliği yaptı. Rutin olarak hemen hemen 10 yılda bir ‘dev’ bir firma batıyor ya da hak sahiplerini dolandırıyor. Bu artık rutine bindi!
‘MÜTEAHHİT’ YAZAMAYANLAR SİTE YAPIYOR
Müteahhitlik bir meslek değil önüne gelenin yapabildiği bir iş olduğu, ülkenin ekonomisi değerlendirilmeden her şey iyi gidecek şekilde planlar yapıldığı sürece de buna benzer skandallarla daha çok karşılaşırız. Kusura bakmasınlar ama ‘müteahhit’ kelimesini yazamayacak kişiler site yapıyor. Bir kısmı da yaptıkları binaların kozmetik görselleriyle vatandaşın gözünü boyayarak işlerini yürütüyor. Zaten her şeyin en iyisine layık olduğu bilinciyle dünyaya gelen ev hanımları da evin mutfak ve ıslak zeminleri olan banyoya dikkat kesilmiş durumda. Temeli, statiği umurlarında değil. Öyle müşteriye böyle binalar. Ama olsun site içerisinde ve güvenlik görevlisi var. Aynı havuza 550 kişi girse de havuzlu site. Zaten havuz gibi kişisel bir donatının site genelinde olması da durumu ortaya koyan bir ayrıntı.
Yatırım danışmanları en iyi yatırımın arazi olduğunu dile getiriyorlar. Özellikle şehir içinde kalan köyler bir anda imara ve ranta açıldı. Kat karşılığı oranları yüzde 45-50 civarına oturmuşken ve müteahhitlerin gözleri kâr hırsıyla dönmüşken belediyelerde kalem oynatarak emsal artışı almanın da bir borsası oluşmuş durumda. Tacir aç kalem ehli aç olunca arada böyle fırıldakların dönmesi de oldukça doğal. Buna Nilüfer gibi bir anda gelişen bir yerin doğru dürüst imar planının olmaması eklenince harika bir rant pastası rüşvetçi tacirlere ve koltukta yevmiyesine bakan yöneticilere kalıyor. Belediyelerde kim usulsüzce ne yaptıysa adalet önünde hesap vermeli. Vatandaşlık bilinci yüksek vicdan sahibi insan da partizanlık yapmadan bu konuda duruş sergilemeli. Kısa sürede yargının olanı biteni aydınlığa kavuşturacağına güvenimiz tam.
BELEDİYELERİN TUTUMLARI YÜZ AĞARTIYOR
Nilüfer başta olmak üzere Bursa’nın tüm gelişen bölgelerine acil bir şekilde derli toplu bir imar planı oluşturulmalı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in bir yıl kadar önce ortaya koyduğu 1/100 binlik planın çalışmaları hızla devam ediyor. Konunun başındaki isim olan Nazlı Yazgan’ın İmar ve şehircilik Daire Başkanlığı görevine ek olarak genel sekreter yardımcısı olması da ayrıca önemli bir durum. Konuyla ilgili bir parantez de Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’e açmak istiyorum. Göreve geldiği günden beri özellikle Nilüfer’in kent içinde kalmış köylerinde oluşan kaçak yapılaşmayla ciddi şekilde mücadele ediyor. Sanırım 140’tan fazla kaçak fabrika binası yıkılmış durumda ve yüzlerce kaçak binaya da yıkım tebligatları gitmiş. Bu çok zor bir hamle çünkü yerel bir yönetici olarak aynı zamanda seçmen olan bir kitleye karşı kanunun icap ettiği şekilde de olsa gidebilmek siyasi bir riski taşıyor. Kamuoyuna fazla yansımadı ancak kendisine karşı bazı kendini bilmezlerin tehditte bulunma cüretinin gösterdiğini ve devlet tarafından karşılığının verildiğini biliyoruz.
Belediyelerin attığı güzel hamlelerden bir tanesi de Yıldırım Belediyesi’nin girişmiş olduğu kentsel dönüşüm hamleleri. İstikrarlı bir şekilde devam eden süreç meyvelerini vermeye devam ediyor. Kısa aralıklarla Yıldırım Belediyesi’nin bir kentsel dönüşüm startı, temel atması, hak sahiplerine anahtar vermesine dair programlar bültenlere yansıyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ilk göreve geldiği zamandan bu yana kentsel dönüşüm hamlesinin hamisi oldu ve büyük bir özveriyle programını yürütüyor. Yıldırım’ın çehresi ve güvenli yapı stoğu gün geçtikçe artıyor. Bu işlerin en zor yanı hak sahiplerinin ikna edilmesi ve sürecin sonunda kâhir ekseriyetinin memnun olabilmesidir. Doğanbey TOKİ’deki gibi mağdurlar derneği vs gibi bir dernek Yıldırım’da hiç kurulmadı. Deprem kapımızı çaldığında kimin ne yaptığı kimin sadece boş konuştuğu acı bir şekilde ortaya çıkacak. O gün gelirse Oktay Yılmaz ve ekibinin vicdanlarının rahat olacağını düşünüyorum.
İNŞAAT STK'LARI ŞAPKAYI ÖNLERİNE KOYMALI
Gözaltılar, batan müteahhitler, kapımızdaki deprem riski… İnşaat sektörü kavuğunu önüne alıp düşünmeli, mesleklerinin itibarını ayaklar altına alanları sektörlerinden temizlemeli. İnşaat sektörüyle ilgili birçok STK var. Ancak mesleklerinin saygınlığını arttırma konusunda kafa yorduklarını hiç görmedik. Hatta bu skandallara imza atan kuruluşları aklama derdine düşmüş durumdalar. Gözaltılarla ilgili de sesleri çıkmadı. Çıkacağını da sanmıyorum. Mesela müteahhitlik meslek kanunu taleplerini hiç duymadık. Bu konuyla ilgili yasa taleplerini yasa taslağı oluşturduklarını kamuoyuyla paylaşmadılar. Böyle bir çalışmalarının olmadığına da eminim. İnşaat sektörüne bakıldığının yüzde 80’inin ilk kuşak sahiplerde olduğunu görüyoruz. İkinci kuşağa geçtikçe profesyonelleşme ve meslek aidiyetinin oluşacağını varsayıyoruz.