Hava Durumu

Bir gassalin trajikomik hikâyesi

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2025 00:05

‘Ölünce beni kim yıkayacak?’

Bu reklam afişi Türkiye’nin gündemini bir anda değiştirdi. Billboardlarda sık sık bu afişi görenler, ölüm düşüncesini tekrar hatırlamanın korkusu ve öfkesiyle (belki de doğal olarak) tepki gösterdi.

Bu afiş reklamının ardından fragmanı da yayınlanan Gassal, en çok konuşulan diziler arasında yer aldı. Eleştirmenler tarafından da çokça tartışıldı; yazıldı çizildi…

Peki Gassal dizisini bu kadar popüler yapan şey ne oldu?

Dizi, mesleği Gassal olan Baki (Ahmet Kural) karakteri üzerinden ilerliyor. Hiç evlenmemiş, annesini çocuk yaşta kaybeden, babası tarafından da terk edilen Baki’nin yalnızlığı, çaresizliği, hayatındaki anlam arayışı, mesleğiyle paralel olarak düşünülüp çok iyi bir hikâyeyle verilmiş.

En çok tercih edilen mesleklerin doktorluk, avukatlık, mühendislik, öğretmenlik olduğu (itibar ve yüksek maddi gelir) gerçeğinden yola çıkarak, çok az tercih edilen meslekler arasında Gassallik olduğunu söyleyebiliriz.

Bırakın itibar gören bir meslek olmayı, çoğu kimse bu işi yapanların elinden yemek bile yemiyor. Ürküyor, uzak duruyor…

Çünkü ölüm gerçeğini kimse aklına getirmek istemiyor. Bunun da doğal olduğunu düşünüyorum. Bir toprağa dönüşmek kimsenin istemeyeceği bir şeydir neticede.

Fakat biz şunu unutuyoruz. Bize her meslek gerekli. Çöp toplama, ayakkabı tamir etme, dikiş dikme, gaita tahlili ya da kanalizasyon temizliği yapma, mezar kazma, ölü yıkama-gömme vs… Bu işleri yapan birilerine de her daim ihtiyacımız olacak.

Meslekleri itibarına göre ayırmak yerine, iş bölüşümü olarak bakarsak daha az önyargı ile yaklaşabilirsek, daha eşitlikçi bir toplum da olabiliriz.

İşte Gassal dizisi de tam da bu noktalara değiniyor.

Dizi önce, Baki ve çırağı arasındaki ilginç ilişkiyi, hem duygusal hem de hem de komik yönleriyle veriyor.

Çünkü çırak ölüden korkuyor, ölüye elini bile süremiyor.

Kumaş tutamayan birinin terzi olmaya çalışması gibi bir şey değil mi?

Dizideki ikinci dikkat çekici konu ise evlilik meselesi...

Çevresi tarafından sıklıkla “evlen artık” baskısına maruz kalan Baki’nin bu süreçteki sıkışmışlığı, yaşadıkları, gözlemledikleri öyle güzel bir dille yedirilmiş ki hikâyeye, izleyici de göremediği ya da kabullenmek istemediği gerçeklerle yüzleşme imkânı buluyor.

Evlilik zorunluluk mudur, gereklilik midir?

Evlenmediğinizde, -hele ki bir de gassalseniz- toplumda ne kadar kabul görebilirsiniz?

Üçüncü olarak -ki aslında diziyi bu kadar popüler yapan şey bu.

“Ölünce beni kim yıkayacak?” sorusu.

Hikâyenin ana karakteri Baki’nin içine dert olur. Çünkü yaşadığı yerde tek gassal kendisidir.

Öte yandan kadercilik de işlenmiş hikâye de. Bunu da dizinin o muhteşem final bölümünde görüyoruz.

****

Son dönem Türk dizilerine yavaş yavaş giren bir tema var: Seküler-muhafazakâr arasındaki çatışmalar…

Dizinin bir sahnesinde bu da geçiyor fakat sorunlu bir kurgulama olmuş bana göre. Çünkü ailemizde nasıl yetişirsek yetişelim, görüşümüz ne olursa olsun, ilkokuldan itibaren aldığımız zorunlu derslerden biri Din dersi. Dolayısıyla Müslümanlığın temel bilgilerini seneler boyunca zaten görüyoruz.

İnançsız bile olsanız bazı dualar aklınızda kalıyor, namazın nasıl kılındığına dair bir fikriniz oluyor veya cenazelerin nasıl gömüldüğünü biliyorsunuz.

Dolayısıyla dizilerde sekülerleri ve inançsızları, dinsel bilgilerden bihaber gibi göstermek yapılan en büyük hatalardan biri.

Bir ikinci yanlış, böyle özgün ve gerçekten kaliteli diyebileceğimiz bir diziye Şahin Kenderci’nin dahil edilmesi.

‘Dizi müziğinde neden arabesk seçildi?’ sorusunu da parantez içinde bırakarak, neden böyle kötü bir ses tercih edildi? Pek de anlamış değilim.

En sevilen arabesk şarkılardan, şarkıcılardan hatta o güzelim diziden bile soğutabilecek derecede kötü bir sesin (sanki başka hiçbir şarkıcı yokmuş gibi) böyle güzel bir yapımda yer verilmesi en büyük hatalardan biriydi kanaatimce…

Özet olarak, son dönemlerde yayınlanan Türk yapımlar arasında en özgün, en izlenebilir diziler arasında olduğunu söyleyebilirim. Hiç gündeme gelmeyen, konuşulmayan böyle bir mesleğin diziye konu edilmesi, onların da sesinin duyurulması açısından değerli bir yapım diyebilirim.

****

Dizini 2. Sezonunda izleyiciyi yeni sürprizler bekliyor. Yeni sezonda, Hande Soral, diziye kadın gassal olarak giriyor. Yeni sezonun fragmanı da internete düştü. İkinci sezon çekimleri tamamlanan dizinin yayın tarihi henüz netleşmese de önümüzdeki haftalarda açıklanması bekleniyor.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.