‘Bu fatura herkese kesilmeli!’

Gemlik Belediyesi’ne ait Umurbey Hayvan Barınağı’nda yaşanan dehşet verici olay yürekleri derinden yaralamıştı. Barınağa ziyarete giden bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıyan, aç kalan köpeklerin başka bir köpeği yediği görüntüleri tüm Türkiye’ye yayılmış ve büyük tepki çekmişti.

Ülkemizde sokak hayvanları sorunu, (aslında bu evcil hayvanlar için de geçerli) adeta kanayan bir yara. Çoğu belediyenin ya da belediyelere bağlı barınakların ihmalleri maalesef bu canları kötü bir şekilde hayattan koparıyor. İnsanların, “Her yerden yiyecek bulur” algısı da maalesef yine onların hayatta kalmasını güçleştiriyor.

Doğa eskisi kadar zengin değil çünkü onu da biz kendi ellerimizle mahvettik. Hayvanların doğal yaşam alanlarına konutlar, işyerleri diktik; sanayileşme ve modernleşme adı altında bencilliğimize kurban verdiğimiz doğada artık hayvanlara yeterince beslenme alanı kalmadı. Küresel ısınmanın etkisi ile ormanlarımız yanarak her yıl daha fazla kayıp veriyor ya da kar hırsı uğruna ranta kurban gidiyor. Doğa kaynaklarının bu kadar fütursuzca yok edilmesi, sanayi atıkları gibi etkenler insanları olduğu kadar diğer tüm canlıların hayatını tehlikeye atıyor.

Bir avuç hayvan sever kendi imkânları ile sokaklarda onlara yaşam alanları yaratmaya çalışıyor. Ve maalesef doğanın yıkımına neden olan insan grubu bunlara da izin vermeyerek mama kaplarını atıyor, barınacakları alanları yakıyor yıkıyor…

Hal böyleyken bir de üstüne sokak hayvanlarının insanlara saldırdığı haberleri taraflı bir şekilde ve manipüle edilerek haberlere konu oluyor.

Sokak hayvanları insanlara karşı düşmanlaştırılıyor.

Biz şu gerçeği hiçbir zaman idrak edemedik. İnsan, doğadaki tüm canlılara karşı sorumlu. Çünkü insan, canlının en üst türü. Bütün canlıları koruyup yaşatmak, üst varlık olarak bizim görevimiz. Öncelikle artık bunu anlamamız ve bu sorumluluğu üstlenmemiz gerekiyor.

Amerikalı ahlak felsefecisi ve hayvan hakları aktivisti Tom Regan’ın bu konudaki fikirleri konuyu daha fazla içselleştirmemize yardımcı oluyor.

Hayvan haklarını anlamak için önce insan haklarını anlamamız gerektiğini ifade eden Regan, “İnsanlar neden haklara sahiptir?” sorusuna şu yaklaşımı getirir:

“İnsan yaşamın öznesidir. Daha yeteneksiz olanların varlık nedeni, daha yeteneklilerin çıkarına hizmet değildir. Birinciler, ikincilerin amaçlarına ulaşması için bir araç olarak kullanılacak, daha önemsiz ‘şey’ değildirler.”

Ahlaki bir eşitliğe vurgu yapar Regan…

Buradan çıktığımız yol bizi ‘türcü’lüğe götürür. Bir türün, diğer türlerden daha üstün olduğu düşüncesi üzerine temellenen ‘ahlak dışı bu yaklaşım’ insan olmayan canlıların ötekileştirilmesine ve daha değersiz görülmelerine neden olur.

Gelelim Gemlik Belediyesi’ne ait Umurbey Hayvan Barınağı’nda yaşanan vahim olaya…

Olayın vahameti sıcaklığını korurken, bir programda karşılaştığım Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren’e hemen bu konuyu yönelttim.

Hayvanlar konusunda en hassas belediyelerden biri olduklarını belirten Başkan Deviren, Gemlik Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü’nün görevden alındığını, 8 kişinin de görevden el çektirildiğini açıkladı.

Barınakta reforme edilmesi gereken durumların olduğunu aktaran Başkan, konunun takipçisi olduklarını ve bir daha böyle bir durumun yaşanmaması için her türlü tedbirin alındığını ifade etti.

Görüşünü aldığım bir başka görevli ise barınağın kapasitesinin yetersiz olmasının asıl sorunlardan biri olduğunu kaydetti.

“Mama sorunu da aslında bunlardan bir tanesi. Barınaklara ihale ile mama alınıyor. Ve bu durumda maalesef kalitesi düşük mamalar alınıyor. Hayvanlar da yeterince gıda takviyesi alamıyor. Bir başka sorun ise cinsleri farklı hayvanların aynı kafeslerde tutulması. Bunların çoğu sokak hayvanı ya da terk edilmiş hayvanlar. Psikolojileri de haliyle farklı oluyor. Alfa köpekler oluyor örneğin. Liderlik kurmaya çalışıyorlar… Örneğin kısırlaştırma işleminden sonra hayvanların psikolojileri de değişiyor. Stres altına girebiliyorlar. Saldırgan olan ve olmayan köpekleri de ayrı alanlarda barındırmamak gerekiyor.”

“Yasaya rağmen öldürme yoluna gitmedik. Biz bunları kısırlaştırıp sahiplendirilmesini bekliyoruz. Elbette cins olmayan köpekler çok fazla tercih edilmiyor.”

Konunun bir diğer tarafı ise HEPAD (Her Eve Bir Pati Derneği) Başkanı Emre Demir.

Olayın olduğu gün hemen barınağa intikal ettiler ekip olarak.

Konuyla ilgili aslında herkesin vermesi gereken özeleştiriyi verdi Demir:

“Aslında biz de herkes gibi yalnız bıraktık o hayvanları…”

“Belediye, hayvan hakları koruyucuları ve vatandaşlar olarak hepimizin ihmali var. Bilet sadece barınak görevlilerin kesildi. Biz gittiğimizde hayvanlar bir deri bir kemikti. Bir günde bu hale gelmiş olamazlar. Barınağın kapısı herkese açık. Hepimiz gidip gıda takviyesi yapabilirdik. 75 tane hayvan var. Kısıtlı imkanlarımıza rağmen biz en kötü durumda olan 30 hayvanı aldık ve hemen bakımlarını yapmaya başladık. Birçok barınakta hemogram gibi birçok cihaz yok. Dolayısıyla hayvanların kan tahlilleri bile yapılamıyor. Bunlar çok yüksek bütçe gerektirmeyen şeyler. Ki biz, bize ulaşıldığı takdirde her türlü imkanı sunuyoruz.”

“Öte yandan tüm barınaklarda çalışanların yaklaşımı da çok önemli. Bizim 14 gönüllü çalışanımız var. İnanın büyük fedakarlıklarla bu işi yürütüyorlar. Bu işte motivasyon çok önemli…” dedi ve can alıcı bir ifade kullandı:

“Bunun faturası herkese kesilmeli”

Soruşturma başlatılması, görevlilerin alınması ya da el çektirilmesi elbette yüreklere su serpen bir gelişme. Fakat artık, en azından barınaklarda güvende olması gereken hayvanların bu tür vahşete kurban gitmemesi ve canlı onuruna yakışır bir şekilde hayatını devam ettirmesini yürekten diliyoruz.

Ki bu konuda birçok hayvan haklarını koruma derneği ve platformları mevcut. Belediyelerin de bu STK’larla iş birliği halinde çalışması, gerektiği yerde destek alması, karşılıklı dayanışma içinde olması büyük önem arz ediyor.

Şunu da belirtmeliyim ki, birçok belediye, sokak köpeklerinin ‘uyutma adı altında öldürülmesini’ öngören yasa tasarısına karşı çıktı ve

“Öldürmeyip yaşatacağız” dedi.

Bunlardan biri de Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren’di…

Sayın Başkan’ın üzüntüsünü gördüğüm için söyleyebilirim ki, bundan sonraki süreçte böyle bir olayın yaşanmaması için tüm tedbirleri alacaktır…