Günümüzün belalı hastalığı kansere maalesef kesin tedavi yöntemleri henüz bulunamadı. Birçok kuruluş, kamu spotları ile sık sık erken teşhisin önemine dikkat çekiyor. Çünkü erken teşhislerde hastalığın tedavisi çok daha kolay.
Bu hastalıkla mücadele edenlerin yanında olmak, maddi manevi destekte bulunmak, psikolojik destek sağlamak için çok sayıda STK mevcut.
Bunlardan biri de Bursa Kanserle Savaş Derneği.
Dernek yöneticileri, geçtiğimiz günlerde yeni ofisleri olan Moral Evi’nde düzenledikleri basın toplantısında, hastalığa, erken teşhise, tedavi sürecindeki moral ve motivasyona dikkat çekerek yaptıkları çalışmaları uzun uzun anlattı bizlere.
Öncelikle basın çalışanlarına gerçekten samimi bir şekilde önem verdiklerini söylemek istiyorum. Toplantı için o kadar özenli bir hazırlık yapılmış ki, açıkçası mahcubiyet hissettim.
Yıllardır toplantılara katılırım… Birçok şeye şahit oluyoruz bu toplantılarda.
Basın mensuplarına oturacakları yeri bile doğru düzgün organize edemeyen kurum/kuruluşlar oluyor.
O samimiyeti ya da özensizliği rahatlıkla hissedebiliyoruz artık.
Bursa Kanserle Savaş Derneği Başkan ve yönetim kurulu üyeleri, gönüllüler, basın toplantısı için gerçekten çok ayrı bir titizlikle çalışmışlar.
Bizleri o kadar sıcak, samimi bir şekilde karşıladılar ki, bizim memnuniyetimiz de o kadar arttı.
Benim için gönüllü kuruluşlar ayrı bir önem taşıyor.
Toplantı, resmiyetten çıktı ve karşılıklı bir sohbet havasında geçti. Onlar kendilerini anlattı, biz merak ettiklerimizi sorduk.
Moral Evi, Minareliçavuş Mahallesi’nde çok tatlı, bahçeli bir alanda açılmış.
Yeşillikler içinde, kuş cıvıltıları karşılıyor sizi.
Bu neden önemli?
Hasta ve hasta yakınları için gerçekten motive edici bir yer olmuş.
xxxx
Gelelim derneğin çalışmalarına…
1973’te kurulan dernek, yıllardır büyük bir özveriyle çalışıyor. İmkânları kısıtlı hasta ve ailelerine her konuda destek olan dernek, erken tanı ve tarama programları kapsamında, taramaları destekleyici çalışmalarda bulunuyor.
Onkoloji tedavisi veren kamu kurum ve kuruluşlarına, ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda her türlü destek veriliyor.
1-7 Nisan Kanser Haftası, 4 Şubat Dünya Kanser Günü, Meme Farkındalık Ayı ile özel gün ve haftalarda halkı bilgilendirmek, farkındalık yaratmak, erken tanının önemini vurgulamak için etkinlikler yapılıyor.
Dernek Başkanı Ümit Ecemiş, dernekte gönüllü olarak çalışan ekibini ve yönetimdeki ekip arkadaşlarını tanıttı bize.
Gönüllü psikologların, hastaların zor süreçlerinde gereken tüm desteği verdiğini, moral gezileri ve rehabilitasyon çalışmaları düzenlendiğini aktardı.
Gönüllüler arasında psikologların yanı sıra, okul öncesi öğretmenleri, diyetisyenler ve alanında uzman kişiler de yer alıyor.
Ayrıca el sanat atölyelerinde, hastaların üretime katılarak kendilerini daha iyi hissetmelerine katkı sağladıklarını da sözlerine ekledi.
Bu atölyede üretilen el emeği ürünlerin satışından elde edilen gelirler, yine hastaların tedavi ve rehabilitasyonu için harcanıyor.
Düzenli olarak yapılan yemek, toplantı vs. gibi etkinliklerle gönüllüler, hasta ve hasta yakınları ile buluştuklarını kaydeden Başkan Ecemiş şunları söyledi: “2018 yılında bir hasta yakını, dairesini bu derneğe bağışladı. Ortapazar Caddesi’ndeki bu daire, sosyal tesis olarak hasta ve hasta yakınlarının hizmetine açıldı. Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’ne yakın bir mesafede olan bu şubede gönüllüler tarafından yapılan çorbalar, haftada bir kez ikram ediliyor. Ayrıca haftanın 3 günü, Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nde ayakta kemoterapi tedavisi alan hastalara dağıtılıyor.”
Bu çorbalar ikram edilirken her türlü ayrıntıyı da düşünmüşler. Hijyenik şartlarda ve besin değeri yüksek ürünlerle hazırlanan çorbalar sıcak sıcak yanında ekmeğiyle birlikte sunuluyor.
Tabi ki ücretsiz olarak…
Düşünsenize… Hayata tutunmaya çalışan bu kişiler ve yakınları için ne kadar kıymetli çalışmalar bunlar.
Anlayacağınız ortada gerçekten çok büyük emek var.
Başkan, bu faaliyetlerde gönüllüğün ne kadar önemli olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Bu gönüllülerimiz, derneğimize geldiklerinde makamlarını ve ticari unvanlarını kapıda bırakıp, mutfak önlüğünü takıp işe girişiyor…”
Gerçekten söyleyecek bir şey bulamıyor ve sadece, emeğinize, yüreğinize sağlık diyebiliyorum.
Başkan Ecemiş başka önemli bir konuya daha dikkat çekti.
Halk arasında, hastalığın 3.4. evresinde hiç kurtuluşun olmadığı gibi bir yanılgının olduğunu aktardı ve “Teknoloji artık bir hayli gelişti. Erken tanı elbette önemli ama hastalığın ilerleyen evlerinde de tedavisini olarak hayata tekrar bağlanan hastalarımız da çok fazla. Sakın böyle bir umutsuzluğa kapılmasınlar” açıklamasında bulundu.
Hastalıkların, sosyal problemlerin her geçen gün arttığı günümüzde bizlere de çok fazla sorumluluk düşüyor.
Ne yapabiliyorsak, elimizden ne kadarı geliyorsa…
Hepimiz bir adayız aslında.
Hastalığa yakalanabilir, engelli kalabilir, şiddete uğrayabiliriz…
İnsan olabilmenin yüceliğine, buna paralel olarak da sorumluluğumuzun bilincine varabilir ve çorbaya ufacık bir katkımız olabilirse, inanın dünya çok çok daha yaşanabilir bir hale gelecektir...