Türkiye'nin merakla beklenen Oscar adayı açıklandı, isim şaşırtmadı!
Geçen yıl da Oscar'a "Bağlılık Aslı" filmi ile aday gösterilen yönetmen Semih Kaplanoğlu, bu yıl da bağlılık üçlemesinin ikincisi olan "Bağlılık Hasan" ile aday oldu.
Yönetmen daha çok Süt, Yumurta, Bal üçlemesi ile tanınıyor.
Film, eşi Filiz'le, geçimini babasından kalan topraklarda çiftçilikle sağlayan Hasan'ın hikâyesini anlatıyor. Hacca gitmek için beklerken güzel haberi alan Hasan'ın iç hesaplaşmasına değinen filmin dünya prömiyeri, 74. Cannes Film Festivali'nin "Belirli Bir Bakış" bölümünde gerçekleşmişti.
Yapımın başrollerini, Umut Karadağ ve Filiz Bozok paylaşırken, kadroda ayrıca Gökhan Azlağ, Hakan Altıner, Devrim Özder Akın ve Ayşe Günyüz Demirci yer alıyor.
58. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Özgür Eken'le En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü'ne layık görülen film, "9. Boğaziçi Film Festivali"nde de"En İyi Film", "En İyi Senaryo" ve "En İyi Görüntü Yönetmeni" ödüllerinin sahibi oldu.
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma jürisi başkanı yönetmen Reis Çelik, ödüle gerekçe olarak şu açıklamada bulundu: "Seçimi yapmak zordu. Bir yönetmen ya da bir film, kendi inancını bile karşısına koyup sorgulayacak kadar kuvvetli bakabilmeli ve insanın derinliğine ve dünyanın yarattığı bütün kültüre bir katkı koymalı. Bütün filmlerde bu var ama dahasını aradık ve bunu 'Bağlılık Hasan' filminde bulduk."
ALTERNATİF: OKUL TIRAŞI
Kaplanoğlu, her filminin ardından tartışma yaratan, bazı kesim tarafından eleştirilerin odağında olan bir isim... Geçen yıl da Oscar'a aday gösterilmesi, bir sürü soru işaretini akıllara getirmişti.
Bu yılki Oscar kararı da, sosyal medyadan çok fazla övgü ve beğeni alsa da, tepkileri de beraberinde getirdi.
"Birçok sinema eleştirmeni #Oscar için #OkulTırası filmini önerirken, seçilen #BağlılıkHasan olmuş. Bu filmi seçen kuruldaki kişiler kim bilmiyorum. Merak ettiğim aralarında sinema yazarları var mı? Yoksa yine benzer bi Gaye Akyol olayı ise, hiç yorum yaparak yormayalım kendimizi..."
Okul Tıraşı filminin Oscar pratikleri düşünüldüğünde daha doğru bir tercih olabileceği fikrinde olanlar arasında film eleştirmeni/yazar Serdar Arslan da yer alıyor.
Arslan'ın konu ile ilgili görüşleri şöyle:
"Oscar'ın, dramatik anlatımı daha doğru bir ifade ile anlatıyı önemseyen bir ödül mekanizması var. Seyirciyi bir şekilde yakalayacak yapımlar Oscar jürisi için daha avantajlıdır her zaman için. Bu açıdan bakıldığında Okul Traşı'nın Oscar için ülkemizi temsil edecek film olması daha doğru bir seçim olurdu.
Okul Tıraşı senaryodan tutun teknik olgunluğuna, oyuncu yönetimine kadar ustalıkla çekilmiş bir film. Filmin gerçeklik düzlemi ile olay ve anlatının ritmi son derece uyumlu. Oysa aday gösterilen Bağlılık Hasan'da biçim aşkın bir düzlemi, hedeflerken konu edilen gerçeklik aynı ritimde olamıyor. Anadolu gerçekliği fazla stilize bir biçimi kaldırmaya pek müsait değil. İşte bu uyumsuzluk filmi zayıflatıyor. Bu duruma rağmen Bağlılık Hasan'ın Oscar aday olmasında politik bazı yaklaşımlar da söz konusu sanırım.
Aslında ideolojik yaklaşmak, Türkiye'nin entelektüel yahut kültürel iktidar alanının çok başat bir özelliği zaten. Sinema kurullarından festivallere, benzer yaklaşımlar sinema alanını kaplamış durumda. Bir filmin teknik olgunluğu yahut bir film olarak iyi bir yapım olmasından çok, filmin karşılık geldiği politik zemin filmi öne geçirebiliyor. Sanırım her alanda olduğu gibi sinemada da liyakate ihtiyacımız var. Konu yanlış anlaşılmasın, tamamen sinema alanını merkeze alıp önceleyerek konuşuyorum tabii ki. Semih Kaplanoğlu Yeni Türkiye Sineması kurucu kuşağı içerisinde yer alan iyi bir yönetmen. Filmlerindeki teknik olgunluk, anlatı hâkimiyeti noktasında ülkemizin önde gelen sinemacılarından ama buna rağmen filmi Oscar için doğru bir seçim gibi durmuyor. Çünkü Oscar için kendisinin önüne geçebilecek başka bir film, ülkemizi daha doğru temsil edecek bir yapım var."
Arslan'ın fikirlerinin bir noktasına katılmasam da tespitlerinin oldukça yerinde olduğunu düşünüyorum. Sinemanın, iktidarın tahakkümü altında kaldığını düşünen bir kitle var ve bizim bu düşünceyi yok edebilmemiz için, yapımlara hak ettiği yeri vermemiz gerekiyor.