Çok ama çok büyük bir doğa olayı ile karşı karşıya kaldık.
Günlerdir içimiz yanıyor.
Bir yandan depremden etkilenmiş, enkaz altında kalmış tüm canlar için dua ederken, kurtarılan her can için sevinerek, mutluluk gözyaşı döküyoruz. Onların hayata tutunmalarının sevincini birlikte yaşıyoruz.
Depremin dokuzuncu gününde mucizelere tanık oluyoruz.
Güzel haber aldıkça umudumuz yeşeriyor. Daha da çok mutlu haber gelsin diye gözümüz kulağımız o bölgede…
Elbette çok can kaybı var! Umarım ki vefat eden vatandaşlarımız da uygun şekilde enkaz altından çıkartılabilir.
Depremin şiddeti gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Bölgeden çekilen görüntüler korkunç, toprak katman katman olmuş, arazide derin yarıklar oluşmuş.
Akla hayale sığmayan görüntüler…
***
Peki, bu işin sorumlusu sadece müteahhitler mi?
Yurt dışına kaçarken havaalanında yakalanan, eli kelepçeli müteahhitlerin görüntülerini izliyoruz. Ama sorumluluğu sadece onlara yüklemek doğru olamaz!
İmar iznini verenlerden tutun da, kontrol eden, imza veren herkes sorumlu!
Bu çarpık durumu kabullenen bizler de sorumluyuz!
Eskiden insanlar dağın eteklerine, çevresine yerleşirmiş. Güvenlik açısından önem arz eden bu yerleşim biçimini terk ettik. Düzlük, geniş nerede bir alan bulduysak oraya imar izni verip, yerleşime açtık.
Vitrini güzel yapılmış, cilalı binalarda daire sahibi olmak isteyen bizler, yıllarca kredi ödemeye razı olduk. Yeter ki göz alıcı, cazibesi yüksek o binalarda bir dairemiz olsun dedik!
Şimdi uzmanlar Marmara depremi ile ilgili açıklamalar yapıyor.
Bursa’nın da içinde bulunduğu riskli iller konuşuluyor.
‘Bursa depreme hazır mı?’ sorusu soruluyor.
Düşündükçe uykularım kaçıyor. Sanırım hepimiz aynı durumdayız.
Deprem açısından en riskli şehirlerden biri olan Bursa depreme hazırlanmak zorunda…
Her şey olup bittikten sonra ah, vah demenin bir faydası olamayacak!
Şu an olduğu gibi…
İster Allah’ın takdiri deyin, isterse doğanın kanunu, deprem insanın kaçamayacağı bir gerçek, bu gerçeği ihmal ederek veya küçümseyerek yaşamanın bedeli ağır oluyor ne yazık ki!
***
Evet deprem bölgesinde her türlü ihtiyacı karşılayan devletimizin tüm organlarıyla, belediyeleriyle, sivil toplum kuruluşları ile milletimizin olağanüstü çabasıyla kurtarma ve yardım çalışmalarına devam ediyoruz…
Birçok ülkeden arama kurtarma ekipleri deprem bölgesine geldi, her birine ayrı ayrı minnettarız.
Meksika’dan gelen arama kurtarma köpeği Proteo’ya ayrı bir parantez açmak istiyorum; Can kurtarırken can verdi! Teşekkürler Proteo…
Seni de unutmayacağız!