Hava Durumu

Birikim mi biriktirmek mi?

Yazının Giriş Tarihi: 21.10.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.10.2025 00:05

Yarın için yaşarken bugünü kaybedenlerin dünyasında kazanan kim?

Birikim… Kulağa ne kadar güven verici bir kelime değil mi? Emek, sabır, plan, gelecek.

Ancak bu kelimenin içinde bazen gizli bir tuzak yatar: yaşamı ertelemek.

İnsan, “yarın rahat ederim” düşüncesiyle bugünü daraltır, geleceği genişletmek isterken aslında kendi ömrünü daraltır.

Bugün çevremizde birikim yapmayan neredeyse kimse kalmadı. Altın, dolar, euro, gayrimenkul, borsa, kripto para…

Kimi evladına bir gelecek bırakmak ister, kimi kendine bir güven alanı.

Bu çabanın hiçbirine karşı değilim.

Ama bir yerden sonra, o birikim arzusu hayatı yaşama kapasitesini aşmaya başladığında, işte orada bir problem doğar.

Çünkü insanın ömrü sınırsız değil.

Ve bazıları, “yarın” hiç gelmeyecekmiş gibi biriktirirken, aslında yaşaması gereken bugünleri birer birer kaybediyor.

Yarın İçin Yaşarken Bugünü Kaybetmek

Bir baba düşünün, eline geçen her kuruşu kenara koyuyor.

Çocuğuna daha iyi bir gelecek sunmak istiyor.

Ama o çocuk büyürken, babasının yüzünü gülümserken değil, hep düşünürken görüyor.

Bir annenin sesini değil, bir hesap makinesinin tıkırtısını duyuyor evde.

Evet, o baba çalışkan, sorumluluk sahibi, belki de örnek bir aile reisi.

Ama unuttuğu bir şey var:

Biriktirdiği para, çocuğuna değil, kendi korkularına hizmet ediyor.

Birikim, bir güven duygusuna dönüşeceğine, kaygının simgesi hâline gelmiş durumda.

İnsanlar artık parayı, geleceği planlamak için değil, geleceği kontrol etmek için istiyor.

Ama hiçbir yatırım, ömrü uzatmıyor.

Yarın, bazen hiç gelmiyor.

“Varlık İçinde Yokluk” Sendromu

Toplumda çokça rastlarız:

Elinde imkânı olan ama gönlü daralan insanlar…

Kazandıkça gülümsemesi azalan, yatırımı büyüdükçe dost çevresi küçülenler…

Bir zamanlar “var yemez amca” diye tanımlanan tipler, bugün başka bir biçimde aramızda:

Grafik ekranlarına bakan, kurları takip eden, ama hayatın sesini duymayan modern bir yalnızlık hâli bu.

Para biriktiriyorlar ama anı biriktiremiyorlar.

Kazançlarını büyütüyorlar ama hatıralarını küçültüyorlar.

Ve sonunda, dolu hesaplar ama boş bir ömür kalıyor geriye.

Birikim Bir Denge Meselesidir

İnsanın geleceği düşünmesi elbette güzel.

Ama birikim, kararında olmalı.

Çünkü hayat bir matematik değil, denge sanatıdır.

Biriktirirken şu soruyu sormak gerekir:

“Ben bunu geleceğim için mi yapıyorum, yoksa korkularımı bastırmak için mi?”

Eğer cevabı “korku”ysa, kazanç ne kadar büyük olursa olsun iç huzur asla gelmez.

Ama eğer amaç “yarını güvenle karşılamak”sa, o zaman birikim gerçekten berekete dönüşür.

Müsriflik de, pintilik de aynı dengesizliğin iki ucudur.

Biri bugünü yok eder, diğeri yarını.

Oysa hayat, iki uç arasında bir çizgi gibidir: dengeyi bulan kazanır.

Aileyi Yoksullaştıran Zenginlik

Birikim tutkusu bazen farkında olmadan çevreye yoksulluk yaşatır.

Bir insan kendi geleceğini güvenceye almak için çocuklarının, eşinin ya da yaşlı anne-babasının ihtiyaçlarını kısıyorsa aslında kendi konforu için sevdiklerinin payından çalıyordur.

Bir baba evine alınacak bir kitabı, bir akşam yemeğini “gereksiz harcama” diye reddediyorsa orada kazanç değil, eksilme başlar.

Çünkü birikim sadece para değil; paylaşılan yaşam kalitesidir.

Bugün birçoğumuz, ekonomik belirsizliklerin içinde yaşıyoruz.

Bu yüzden tasarruf etmek, akılcı davranmak elbette önemli.

Ama tasarruf, hayattan kısmak anlamına gelmemeli.

Zira birikim, “yarını yaşamak için bugünü öldürmek” değildir.

Paranın Değeri, İnsanın Değerinden Büyük Olmamalı

Paranın kıymeti, insanın kıymetini aşarsa; biriktirilen sadece servet değil, yalnızlık olur.

Biriktirilen her kuruş, insanın ruhunu beslemiyorsa; zenginlik değil, taşınan yük hâline gelir.

Bir baba, bir anne, bir dost, bir insan; ardında yalnızca para değil, gülümsemeler, hatıralar, öğütler ve sevgi biriktirmelidir.

Çünkü para miras kalır, ama değer aktarılır.

Ve o değer, hiçbir yatırım aracında yoktur.

Birikim Değil, Denge Öğretisi

Aslında mesele birikim değil, dengedir.

Kaizen felsefesinde olduğu gibi; küçük ama sürekli adımlar, bugünü yaşarken geleceği unutmadan ilerlemek…

Birikim, insanı sıkıştırmamalı; genişletmeli.

Korkuyu değil, özgürlüğü büyütmeli.

Gerçek birikim, banka hesaplarında değil; çocuğun gülüşünde, paylaşılmış bir sofrada, dostla içilen bir çayda saklıdır.

Yarınları düşünmek akıllıca ama bugünü yaşamak bilgeliktir.

Çünkü insan, geleceğe hazırlanırken hayatı kaçırmamalıdır.

Birikim yapmak güzeldir.

Ama birikim, yaşamın amacına değil, araçlarına hizmet etmelidir.

Biriktirirken yaşamı kısmak, insanı zengin değil, eksik yapar.

Zira birikim, yaşamanın değil, yaşatmanın aracıdır.

Bugün yaşanan bir tebessüm, yarın elde edilecek faizden çok daha değerlidir.

Yarınlar için çabalarken, bugünün ışığını söndürmemek gerekir.

Unutmayalım:

Hayat bir yatırım hesabı değil; anlamla, sevgiyle ve dengeyle biriktirilmesi gereken bir yolculuktur.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.