Hava Durumu

Sessiz çığlıklar

Yazının Giriş Tarihi: 16.10.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.10.2025 00:05

Bir gece düşünün: Sokak lambalarının titrek ışığında bir anne, kucağında battaniyeye sarılı çocuğunu göğsüne bastırarak korumaya çalışıyor. Enkazın soğuk taşları ayaklarının altında kayıyor; dudaklarından çıkan dua, rüzgârla birlikte uzaklaşıyor: “Ne olur, yaşasınlar.” O an, dünyadaki milyonların içindeki tek gerçeklik, o annenin o cümlesidir. Tablolar ve raporlar, o annenin dudaklarından dökülen duası kadar gerçeği yansıtmaz.

Geçmişe baktığımızda, insanlığın tarihe kazınmış en ağır yaralarından biri, kitlesel nefretten doğan soykırımlardır. Bu yaraların en karanlık sayfalarından biri, İkinci Dünya Savaşı’nın yakın hüzünlü manzarasıdır. O dönemde Adolf Hitler’in zihninde ve hareketlerinde beslenen kötücül mantık, bir ideolojinin nasıl insanları yok etmeye sürükleyebileceğinin korkunç örneğidir.

Hitler, o dönem Almanya’sında ve birçok başka coğrafyada da Yahudilerin ekonomik ve sosyal hayatta belirli roller üstlendiğini, servet ve etki sahibi olduklarını gören bir söylem geliştirdi. Düşünün: kendi ülkesinde, kendi vatandaşları Almanlar bir şekilde Yahudi sermayesinin altında çalışıyordu. Bu durum, Hitler’in bahsettiği “tehdit” algısını besledi; ona göre Yahudi sermayesi, dünyada bütün kötülüklerin kapısını açan anahtardı! Bu mantıkla, o ırktan insanları dünya üzerinden silmeyi amaçladı.

Bu cümleleri yeniden okumak bile insanı ürpertiyor: ekonomik kaygılardan, kıskançlıktan, komplocu mitlerden beslenen bir öfke, sistematik katliama dönüşebiliyor. Söylenmesi gereken “neden anlamlıydı” değil; bu mantığın ne kadar sapkın ve tehlikeli olduğudur! Çünkü bir topluluğu “sorun” diye tanımlamak, onu insanlıktan çıkarmaya açılan kapıdır. O kapıdan içeri girildiğinde, mantık, hukuk ve vicdan hızla aşınır; geriye sadece suçun makinesi kalır.

Bugün Gazze’de yükselen sessiz çığlıklar, tarihten ders alınmadığını acı bir şekilde hatırlatıyor. Geçmişte acı çekenlerin bugünde acı çektirmesi; travmanın nesilden nesile intikamla aktarılması, insanlığın çözmeyi başaramadığı döngülerden biri. Acı, eğer empatiye dönüşmezse, yeni acılar üretir. İşte o yüzden tarihle yüzleşmek, sadece geçmişi anlatmak değil; geçmişin neden olduğu mekanizmaları tanımak ve kırmaktır.

Gazze’de yıkılan her ev, kaybolan her isim, dünyanın vicdanına yöneltilmiş bir sorudur: İnsanlık bir daha nasıl böyle bir noktaya izin verdi? Bir annenin çocuğuna bakarken söylediği “Ne olur, yaşasınlar” cümlesi, bütün ideolojilerin, bütün hesapların üstündedir.

Bu yaşama hakkı, tarihin hiçbir hesabıyla ölçülemez. Ekonomik sebepler, siyasal hesaplar veya “güvenlik” söylemleri, masum bir insanın ölümü için asla örtü olamaz.

Bir toplum, ötekileştirmenin diline teslim olduğunda geriye yalnızca çürümüş argümanlar kalır. “Onlar fazla zengindi”, “onlar kontrol ediyordu”, “onlar dünyayı yönetiyordu” gibi sözler, gerçekçi bir analiz değil; korkunun ve cehaletin söylemleridir.

Tarih, bu söylemlerin nereye varabileceğini acı bir şekilde göstermiştir: kitlesel zulme, yok etmeye, soykırıma. Bu yüzden bu söylemlerle mücadele etmek sadece ahlaki değil, hayati bir zorunluluktur.

Küçük hikâyelerdir bizi insan yapan: bir babanın çocuğunu korumak için verdiği mücadele, komşunun elindeki son ekmeği paylaşması, bir yaşlının torununa anlattığı hatıralar. Rakamlar arasında kaybolan bu hikâyeler, her kayıpta geri gelmez birer boşluk bırakır. Gazze’de her kayıp, bir ailenin hikâyesinin yarıda kalmasıdır; onlar sadece istatistik değil, gözleri, sesleri, rüyaları olan insanlardır.

Geçmişin utanç sayfalarını, yeni utançlarla örtemezsiniz. Bir insanın yaşam hakkı, hiçbir ideolojiye ya da hesaba kurban edilemez. Hitler’in sapkın ideolojisi bize bunu acı biçimde öğretti: ötekileştirmenin ve korkunun siyaseti, en sonunda insanlığı yerle bir eder. Bugün Gazze’de yükselen sessiz çığlıkları duymak; geçmişin hatalarını hatırlamak ve her türlü nefrete karşı açık, aynı zamanda insani bir duruş sergilemek, insan kalmanın şartıdır.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.