Hava Durumu

NKT’den yeni oyun

Yazının Giriş Tarihi: 13.04.2024 00:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2024 17:41

“Oyuncular neden mikrofon kullanıyor.” (NKT, Kaza Köpek Kahvaltı ve Yumurta)

“Film seyretmek isteseydim sinemaya giderdim.” (NKT, 1984)

“Oyuncular amatör mü?” (NKT, Yangınlar)

“Yönetmen oyunu Sirk’e çevirmiş.” (BDT, Othello)

“Ayıp ayıp, çok küfür var.” (NKT, Vur Yağmala Yeniden)

Oyunlardan sonra seyircilerden duyduğum sözler.

Bursa’daki tiyatro seyircisi, dünya tiyatrosundan o kadar uzak ki, sözle anlatmak mümkün değil. Son yüz yılda tiyatrodaki değişimi, dramatik tiyatrodan postdramatik tiyatroya geçişi öğrenmek, anlamak istemiyor.   

Piscator’un adını duymamış.

Brecht’in günlüklerini okumamış.

Meyerhold, o da kim?

Grotowski desek…

Heıner Müller…

Thomas Ostermeier…

Son yüz yıl boyunca Avrupa tiyatrosu büyük bir değişim geçirdi. Bursa ise bu değişimin çok ama çok dışında kaldı. Seyirci uzun yıllar boyunca oyuncunun gerçeği nasıl taklit ettiğine baktı. Tiyatro yöneticileri seyirciyi tiyatro ile eğitmek için çabaladı. İstatistiği yükseltmek en önemli amaç oldu.

Bursa Devlet Tiyatrosu’nda çağdaş oyunlar veya klasiklerin çağdaş rejiyle sahnelendiği sezonlar da oldu (Godot Geldi, Cadı Kazanı, Orkestra, Kadın Oyunları, Bernarda Alba’nın Evi, Woyzeck, Othello gibi), ancak bir türlü devamı gelmeyince, tiyatroyu seven ancak tiyatronun nereye gittiğini bilmeyen seyirci profili ortaya çıktı. Halbuki Youtube sayesinde çağdaş rejiler konusunda fikir sahibi olunabilir.

Murat Daltaban NKT’nin sanat yönetmeni olduktan sonra şehrin tiyatro hayatı bir başka yola girdi. Öncesinde Yangınlar’ı yönetmişti. Bu oyun, Bursa’daki ilk postdramatik oyun olabilir mi? Bu konuyu tartışmamız lazım. Hikâyenin giriş-gelişme-sonuç olarak ilerlemesine alışmış, oyuncunun üst perdeden konuşmasını bekleyen, rol ile kendini özdeşleştirince oyunu beğenen seyirciye uzak bir oyundu.

Osmangazi Belediyesi gezi olaylarından önce oyun yazma yarışması düzenliyordu. İki kere yapıldıktan sonra siyaseten vazgeçildi. Nilüfer Kent Tiyatrosu bayrağı devralıp, 2017 yılında, Mitos Boyut Yayınları ile birlikte Sahne Eseri Yazma Yarışması düzenlemeye başladı. Murat Daltaban’ın sanat yönetmeni olmasının ardından Oyun Yazma Programı adıyla yeni bir yapılanmaya gidildi. Yazarlar kısa metinler ile başvuruyor, başarılı bulunan dört kişi, dramaturg (Prof) Süreyya Karacabey’in danışmanlığında oyun yazıyor.

Geçen sene yazılan oyunların arasından seçilen Kaza Köpek Kahvaltı ve Yumurta, genç yazar Aslı Ekici’nin oyunu, 6 Nisan’da prömiyer yaptı. Yıllardır oyuncu olarak seyrettiğim Gökhan Kum’un yönettiği ilk oyun. Oyuncular ise Ayşe Gülerman Kum, Mesut Özsoy, Batuhan Pamukçu ve bu sene tiyatroya katılan Rabia Zehra Şafak.

Aslı Ekici klasik tiyatro metni gibi yazmamış. Oyuncular (Adam, Kadın, Kadından daha genç kadın, Kasiyer, Çocuk ve Öbür Çocuk) hem içinde bulundukları durumu hem de sonrasında yapacaklarını söylüyor (şimdiki zaman ve gelecek zaman). Bu durumun benzerini daha önce Vur Yağmala Yeniden’in ikinci bölümün ikinci oyununda, başı kesik asker ve çocuk hikayesinde “demiş” olarak seyretmiştik.  

Karşılıklı konuşmaların çok az olması, repliklerin kısalığı eklenince hareketli bir oyun ortaya çıkmış. Oyunun içinde karakterlerin birbirlerine ne olacağını söylemesi, devamında ne olacağını anlatması, olayın farklı açılardan birkaç kere oynanması güzel bir düşünceydi. Yinelenen kelimeler, cümleler…  Oyunun önemli handikabı ise hareketin, ışığın, görselliğin, dekorun içinde bir zaman sonra ne anlatıldığının, konusunun unutulmaya başlamasıydı.

İki yıl önce başlayan süreç dünya prömiyeri ile sonuçlandı. Bu tarz oyunların devamının gelmesini diliyorum. 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.