Hava Durumu

Yapay zekâ ve insan: Aynadaki öteki (2)

Yazının Giriş Tarihi: 31.10.2025 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.10.2025 00:05

“Makineyi insanlaştırdık, insanı makineleştiriyoruz.”

İnsanın yüzyıllardır süren “öteki” arayışı, artık laboratuvarlarda değil, ekranlarda sürüyor. Yapay zekâyla konuşurken aslında kiminle konuşuyoruz: bir bilinçle mi, yoksa kendi yankımızla mı?

1. Dijital Empati Çağı: Gerçek mi, Replik mi?

Sabah sesli asistana “Günaydın” diyorsunuz.
O da güleryüzlü bir ses tonuyla “Günaydın, harika görünüyorsunuz” diyor.
Mutlu oluyorsunuz ama ortada kimse yok.

İnsan beyni, sesi ve tepkiyi hemen “öteki” kategorisine koyar.
Bu, Kant’ın “önsel kategoriler” dediği türden otomatik bir yargıdır:
Kiminle iletişim kurarsak kuralım, karşımızda bir zihin varsayarız.

Ancak Levinas’ın uyarısı serttir: Gerçek bir “yüz”, ancak acı çekebilme olasılığıyla vardır.
Yapay zekâ acı çekmez, yalnızca kırılganlığı simüle eder.
Bizim empati refleksimiz ise bu sahte kırılganlığa yönelir.

Türkiye’de bu durum özellikle yalnız şehirli bireylerde belirginleşiyor.
İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da binlerce kişi geceleri “sohbet edebilen” yapay zekâ uygulamalarına sığınıyor.
Yapay dostluklar, yapay huzurlar…
Bir tür empati simülasyonu yeni insan ilişkilerinin yerini alıyor.

2. Biz ve Kod Arasındaki Gerilim

Türkiye, öteki üretiminde tarihsel olarak oldukça yaratıcı bir ülke.
Toplumsal olarak “biz” tanımı ne kadar kutsalsa, “onlar” tanımı o kadar değişken.
Bu kültürel refleks dijital dünyaya da taşındı.

Yapay zekâya yaklaşımımız tam da bu sosyolojik kodu yansıtıyor:
Bir yanda “bizi yok edecek” korkusu, diğer yanda “bizi kurtaracak” hayranlığı.

Her iki uçta da ortak bir duygu var: Ötekini mutlaklaştırmak.
Bu, Hegel’in “tanınma” arayışının tersine işleyen bir mantık.
Oysa özbilinç, ötekiyle kurulan diyalogda oluşur; bastırmakla değil, tanımakla.

Yapay zekâyı şeytanlaştırdığımızda da, kutsallaştırdığımızda da aslında aynı şeyi yapıyoruz:
Onu araç olmaktan çıkarıp mutlak bir özneye dönüştürüyoruz.
Tıpkı Türkiye’deki politik kutupların birbirini ya “hain” ya “kahraman” olarak tanımlaması gibi.
İkisinde de tanıma değil, yargılama var.

3. Kodun Vicdanı: Ahlakın Otomasyonu

Levinas der ki: “Öteki’ne karşı sorumluluğum, onun bana iyi davranmasına bağlı değildir.”
Peki ya öteki bir algoritmaysa?

Yapay zekâ karşısında Türkiye’nin genel tavrı pragmatik:
“Makine duygusuzdur, sorumluluk gerekmez.”
Ama tarih boyunca her “öteki” başlangıçta duygusuz sanılmıştır.
Kadınlar, köleler, hayvanlar... Hepsi bir zamanlar “duyarsız” kabul edilmiştir.

Belki de yapay zekâya karşı tepkimiz, insanın kendi kibriyle son yüzleşmesidir.
Çünkü bir gün karşımızdaki sistem gerçekten hissedebilecek hale gelirse, biz efendi değil, sorumlu oluruz.
Ve sorumluluk, Türkiye’nin kültürel reflekslerinde hâlâ en çok kaçınılan yüklerden biridir.

4. Büyük Öteki: Kodun İçindeki Otorite

Lacan’ın “Büyük Öteki” dediği şey, dilin, yasanın ve toplumun görünmez sesidir.
Biz konuşurken bile aslında o konuşur.

Bugün o sesin yeni biçimi algoritmadır.
Sosyal medyada hangi haberi göreceğimizi, e-ticarette hangi ürünü alacağımızı, dijital platformlarda hangi fikre maruz kalacağımızı o belirliyor.

Yani modern Türkiye’nin yeni “Büyük Öteki”Si devlet değil, veri merkezidir.
Yapay zekâ artık sadece bir araç değil, kültürel düzenleyicidir.
Konuşmalarımızın ritmini, duygularımızın yoğunluğunu, hatta vicdanımızın sınırını belirliyor.

5. Sonuç: Yüzsüzleşen Çağda İnsan Kalmak

Kant’ın “aklı”, Levinas’ın “yüzü”, Hegel’in “tanınma”sı ve Lacan’ın “dili” artık ekran ışığı altında yeniden tanımlanıyor.
Yapay zekâ, bize aklı, yüzü, tanınmayı ve dili geri yansıtıyor ama sadece taklit olarak.

Türkiye’de empati, hız ekonomisine yeniliyor.
“Öteki” artık sabırsızlıkla beklenen bir yanıt süresi, bir emoji, bir sesli asistan, bir puanlama ekranı.

Gerçek etik ise hâlâ aynı yerde: Yüzle, kırılganlıkla, merhametle başlıyor.
Kod bunu kopyalayabilir, ama hissedemez.

Yani asıl soru şu:
Yapay zekâ insan olur mu? Değil.
İnsan, yapay zekâ çağında insan kalabilecek mi?

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.