Hava Durumu

Birileri bizi öpüyor!

Yazının Giriş Tarihi: 14.11.2018 06:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.11.2018 06:07

Gergin gündeme girmeyeyim diyorum, neşeli yazılar yazayım diyorum... Zorla arkadan itekliyorlar... Al birini vur ötekine dedirten hareketleri arka arkaya izlemeye devam ediyoruz memleketimizde...

Çok merak ediyorum bu didişmeler ne kadar devam edecek? Eloğlu uzaya adam gönderme yarışında, bizim adamlar uzağa idrar gönderme yarışında!

İlk tuhaf hareket CHP'li Öztürk Yılmaz'dan geldi. "Türkçe ezan okunsun" denildiğinde kıyamet koptu. Partisinde disipline verildi, Kılıçdaroğlu'na ağır hakaretlerde bulundu Yılmaz...

Seçimlere 3 ay kala Yılmaz neden iktidara böyle bir koz verdi? Doğrusu anlamak mümkün değil. Çıkışın sebebi nedir çözmek olası değil.

CHP'li vekil günler sonra geri adım attı:

 "Ben 'Arapça ezan okunmasın' demedim. Biri derse ona ilk karşı çıkan ben olurum ama 'Türkçe ezan okunsun' dedim. Dinle ilgili değil, dille ilgili bir çıkıştı."

İzahına rağmen yine anlayamadım... Zekâm kıt herhalde. Ezan Türkçe okunursa Arapça okunmamış olur. Arapça okunursa Türkçe okunmamış olur. Doğru değil mi? Bir dilde okunmasını öneriyorsanız öteki dilde okunmasına karşısınız demektir.

Yoksa bir ara yol formülü mü bulsak?

Yarısı Türkçe yarısı Arapça okunsun, herkesin gönlü mü olsun?

Katılırsınız veya katılmazsınız önemli değil... Ahalinin çoğunluğu Arapça ezan istiyorsa öyle okunur. Daha fazla tartışmaya gerek yok...

Gelelim Diyanet İşleri Başkanı'nın hocaların hocası Mısırlıoğlu'nu 9 Kasım'daki ziyaretine...

Büyük kamuoyu oluştu bu konuda. Diyanet İşleri Başkanı'na MHP Lideri Bahçeli de çok sert çıktı ve istifaya çağırdı.

"Günler sepete mi girdi? Tam da 9 Kasım'da gitmenin ne gereği vardı? Cumhuriyet'ten ne istiyorsunuz? Diyanet İşleri Başkanı gereğini yap!" dedi Bahçeli...

Grup toplantısında günün manşetini verdi...

Keza Meral Akşener de dün çok sertti:

"Cuma hutbesinde Cumhuriyet'in kurucularına bir Fatiha'yı çok görenler bir müptezele ziyarete gitti. Dün sosyal medyadan sordum bugün buradan da soruyorum. İşgal altındaki 18 adamıza atanan papazlara da gidecek misin? Atatürk'e hakaret eden bir adama gidecek başka bir gün yok muydu?"

Hem Bahçeli hem Akşener "Andımız" davasında temyize giden Milli Eğitim Bakanlığı'nın dilekçesini de gündeme taşıdı.

"Türk ulusal kimliği tarih sahnesine çok geç çıkmıştır. Türkler kendi çağdaşı unsurlara göre, ulus bilincine en geç ulaşan topluluktur."

Hakikaten insanı yerinden zıplatan bir ifade... Bir Yunan mahkemesinde bu tip bir cümle kurulsa isyan edip savaş nedeni sayarız yahu!..

Öyle değil mi?

Kendi bakanlığımız Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine bunu yazıp, kayıt altına aldırabiliyor...

Oysa biz hep Orta Asya'dan bu yana tarihimize sahip çıkan, devlet düzenini kurabilen bilinçli bir toplum olmakla övünmez miyiz? Gel de kendini uçurumdan atma!..

Bu arada Mısırlıoğlu'nun en yeni "bilgilendirici" konuşmasında; Diyanet İşleri Başkanı'nın ziyaretiyle itibarının kendisine iade edildiğini belirtti ve "Aslında Mustafa Kemal devlet kurmadı. Devlet vardı. Rejim değişti. Gâvurluk rejimi getirdi" dedi.

Hepi topu 5 gün içinde yaşandı hepsi...

Birileri sanki düğmeye bastı gibi...

Bayram değil seyran değil lakin birileri bizi öpüyor.

Tarifsiz acılar, şaşkınlıklar, bunalımlar içindeyiz seçim arifesinde nedense...

Hayır olsun bakalım!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.