Depremzede değil “binazede”

Son 3 yılda yaşadıklarımızı bize 5 yıl önce söyleselerdi herhalde gülüp geçerdik…

Salgın, deprem, seller, orman yangınları…

Ardından yüzyılın en büyük felaketlerinden biri düzeyinde olan 2 deprem birden… 10 ili etkileyen felaket…

Hepsi arka arkaya geldi ve yine de ayakta durmaya çalışıyoruz…

Gelelim son büyük deprem sürecine…

Daha önce de yazdık Türkiye bu büyüklükte bir afete hazır değilmiş. Artık herhalde bu bir milat olur ve afet planlarımızı gözden geçirip gerekeni yaparız. Hoş 1999 depremi için de “milat olur” demiştik ama milat falan olamamış. Anladık ki unutkan insanoğlunun davranışı 24 yıl sonra da aynıymış…

Öncelikle terminolojiyi de değiştirmemiz elzem.

“Depremzede” yerine “binazede” demek çok mantıklı.

Deprem ülkesinde yaşıyorsun ve bilime uygun bina yapmıyorsun. O zaman depremin ne suçu var?

Depremler insanlık tarihi boyunca vardı ve var olmaya da devam edecek. İnsan aklını kullanacak ve bir zahmet sağlam bina yapacak. Zeminini iyi etüt edecek ve ona göre inşa edecek. 2 kere 2 dört…

Deprem tehlikesini bilmeyen var mı? Yok…

Bilinen tehlike tehlike değildir de demiyor muyuz? Bilinen tehlikeye rağmen fütursuzca insanları çürük binalara doldurmak nasıl bir vicdanın ürünüdür? O projelere imza atan müteahhitler, mühendisler ve onay verenler…

Hepsi suçlu değil midir?

Birileri kasalarını doldurup “Binazade” olurken birileri de “Binazede” oluyor…

Kader midir bu?

Malum 1999 depreminde sadece Veli Göçer hakkında ciddi bir dosya hazırlandı. Diğer müteahhitler hakkında verilen cezalar hep ertelendi. Trajikomik kaçtı mahkeme süreçleri… Yine 2-3 günah keçisi müteahhit bulup yolumuza devam edeceğiz gibi duruyor maalesef…

Tüm hata zincirini 3-5 müeahhitin sırtına yükleyip sıyrılmak mümkün mü oysa?

Seçim öncesinde imar barışı bekleniyordu ve herhalde artık yeni bir imar barışı gündeme gelmeyecek. En azından yakın süreç içinde… 3 yıl sonrasını bilmem…

Peki ya eski imar barışları?

Yüzbinlerce affedilen bina?

Onların sorumluluğu kimde?

Kendi çıkarttığımız imar yasalarının yanından dolaşıp uygulamıyoruz ve yıllar sonra imar barışı çıkartıp tüm hataların üstünü örtüp sıfırlıyoruz. Sonrası malum… Binaların foyaları depremde ortaya çıkıyor… Nerede hata varsa depremin tespit etme gibi bir huyu söz konusu… İmar barışları imar cinayetlerine dönüşüyor…

Ha bir de muhalefet de kendini soyutlayamaz bu işten kanaatimce…

İmar barışları çıkartılırken konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan oldu mu? Olmadı…

Niye? Çünkü imar barışından nemalanmayan yok…

Topyekün bir fayda söz konusu… Kimse sesini yükseltemiyor. Rant çok büyük…

Milyonlarca kişi rant peşindeyken vatandaş ise daire yerine mezar aldığının farkında bile değil… Aileler çocuklarına oturacak ev değil kalıcı bir mezar alıyorlarmış meğer…

Çok acı…

Öte yandan deprem sonrasında yardımlaşma ve dayanışmada üstümüze yok. Bu konuda çok iyiyiz, çok duyarlıyız…

Keşke depremden önce de aynı duyarlılığı gösterebilsek…

Aynı sivil toplum kuruluşları örgütlü tepki gösterebilse…

“Binazede” olmasa kimse…

Keşke…