Domuz "gibi ve gribi"

Biri size "Domuz gibiyim" deseydi düne kadar ne anlardınız?

Domuz gibi güçlüyüm... Domuz gibi dayanıklıyım... Domuz gibi hastalıklara karşı kuvvetliyim... Turp misaliyim... Demir gibiyim...

Böyle anlam çıkarırdınız. Domuz dediğin onca pisliğin, mikrobun içinde olmasına rağmen hayatını idame ettirir. Bana mısın demez...

"Hasta numarası yapma, aslında domuz gibisin. Kimseyi kandıramazsın" deriz misal.

O yüzden domuz gibi olabilmek mühimdir. Domuz gibi olana virüs vs hiç etki etmez. Vız gelir tırıs gider...

Geçen gün bir arkadaşım kendini halsiz hissedip 1 gün dinlendi evinde. Nasıl olduğunu soran arkadaşlarıyla arasında geçen diyalog şu şekilde:

- Nasıl oldun bugün? Dinlendin mi?

- Domuz gibiyim...

- Vah vah domuz gribine mi çevirdi? Eyvah ki ne eyvah...

Oysa "domuz gibiyim, iyileştim... Çok zindeyim" demek istemiş hasta olan...

Başka biri de şöyle anlattı:

Geçen gün hastanede yaptırdığım testin sonucunu alacağız. Domuz gribi endişesiyle gittik, kanı verdik, bekliyoruz. Çok da heyecanlıyız. Sonra doktor geldi. "Nedir hocam sonuç?" dedik. "Domuz gibi" dedi. "Hocam iyi bak, harf hatasıdır, yanlış okumadır filan olmasın?" dedim.  "Bilgisayar yazıyor bunu, biz doktorların el yazısı olsa endişende haklısın genç" dedi ve yolladı. Çok babacan adamdı.

Yani doktor "Teşhisimize göre domuz gribi değilsin, domuz gibisin" demiş. Malum doktorlar çok nüktedan kesimdir. Sürekli hastalıklarla haşır neşir olduklarından, rahatlayacak zemin ve kaçacak yer ararlar. Uygun ortamda espriyi patlatırlar. İlgili doktor da böyle yapmış.

Domuz gibi olmak ve domuz gribi olmak birbirinden çok farklı şeyler lakin arada sadece tek bir harf farklı. Tuhaf ama gerçek...

Domuz gribi olayında Twitter hesabından açıklama yapan Tilbe ise farklı bir yaklaşım sergiledi:

"Domuz yemiyoruz, neden domuz gribi oluyoruz? Bu virüsten kurtulmak, sağlıklı olmak istiyoruz. Millet olarak hastayız, ne olacağız böyle, bize yazık değil mi? Hastalıktan yorgun düştüm. Sağlık Bakanlığı bize bedava hayrına Allah rızası için ilaç dağıtsa ya, valla, lütfen."

Öncelikle Yıldız Tilbe'nin anlayacağı şekilde açıklayalım.

Nasıl Behçet hastalığına yakalanmak için Behçet yemek gerekmiyorsa domuz gribi olmak için de domuz yemek gerekmiyor. Çok basit bir mantık...

Bir zamanlar domuzları grip eden virüs şimdi insanları da hasta ediyor. O yüzden hastalığın adı domuz gribi.

Domuzdan insana değil, insandan insana geçiyor şimdilerde. Yakın temastan kaçınacağız hasta olanla... Maske takacağız, elimizi sık sık yıkayacağız vs...

"Domuzu hasta eden grip nasıl olup mutasyona uğradı ve insana bulaştı" sorusu ise komplo teorilerine çok müsait.

Yıldız Tilbe aslında bu sorunun yanıtının peşine düşse çok yerinde olur...

Domuz gribi olmayın, domuz gibi olun sevgili okur!

Sağlıklı günler...