Gündeme dair yaklaşımlar

İstanbul'da yıllar sonra gerçekleşen Formula 1 yarışı olabildiğince yerli ve milli sona erdi.

Formula 1'de gelenekselleşmiş olan zaferi şampanya ile kutlama geleneği ve kazananın başından aşağı patlatılan şampanya köpüğü dökülmesi bu kez gerçekleşmedi.

Zaferi şekerli gazoz ile kutlamak zorunda kaldı. Olay yabancı basında şöyle yer aldı:

Şampanya köpüğü banyosu olmayınca, şişeyi eğip Hamilton'un boynundan aşağı boşaltan Wolff, "Benim için kötü bir performans değildi. Podyumdaki diğerleri de daha iyisini yapamadı. Ama başka bir problem şişenin içinde şampanya yerine şekerli gazoz olmasıydı. Eh biz Türkiye'deyiz. Ve şekerli gazoz öyle köpürmüyor. Ben de Lewis'in boynundan içeri döktüm" diye konuştu."

Yapış yapış oldu yani pilotlar...

İstanbul etabı bizim etap... Para bizden çıkıyor nasılsa... Ne yaparsak yaparız.. Kime ne?

Helal Formula 1 düzenleyerek tarihe geçtik...

Gururluyuz...

XXX

Düşük faizli krediler bitti, konut satışları düştü...

Hem de bıçakla keser gibi bir düşüş söz konusu!

Faizler pandemi nedeniyle düşürüldü, konutlara yüzde 50 zam geldi. Şimdi hem konut fiyatları hem de krediler yüksek. Alınacak gibi değil.

Keza ikinci el otomobil fiyatları da astronomik fiyatlara ulaştı. 8 ay önce araç almak çok kolaydı, şimdi lüks oluverdi.

Son derece tuhaf bir ülkede yaşıyoruz. Berat Albayrak'ın da dediği gibi "Allah sonumuzu hayreyleye!.."

XXX

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na, Kanal İstanbul'a karşı çıktığı için devlete karşı çıkmaktan soruşturma açıldı! Kanal İstanbul'a karşı çıkmak yasaklandı yani!..

Devletin projesine karşı çıkmak 'bölücülük' sayıldı ve İmamoğlu hakkında inceleme başlatıldı.

Dünyanın en sağlam ve tartışılmaz projesi de olsa karşı çıkmak ifade özgürlüğü değil midir? Kaldı ki tartışmalara son derece açık bir proje Kanal İstanbul...

Projeye destek verenlere de 'devlet üstün hizmet madalyası' verilmeli o vakit. İyiyle kötüyü madalyasına bakarak ayırt edelim!

Peki, diyelim ki proje yapıldıktan sonra 50 yıl geçti ve Kanal İstanbul'a karşı çıkanların haklı olduğu anlaşıldı. Bölücü ilan edilenlerin itibarını kim nasıl iade edecek?

Bölücü ilan edenler de dünyada bulunmayacak haliyle...

Ne olacak o vakit?

Birileri okur belki yıllar sonra bu yazımı ve yaklaşımımı gelecek nesiller görür...

Haklı çıkarsam da trajikomik olur...