Cem Uzan, kurucusu olduğu Genç Parti'nin olası bir seçimde "mutlaka bir ittifakın içinde yer alacağını" söyleyerek ilgiye mazhar oldu. Fransa'da 11 yıldır sürgünde olan Cem Uzan, mevzubahis ittifakın Millet İttifakı veya Cumhur İttifakı ya da "üçüncü bir ittifak da olabileceğini" belirtti.
Adam 2002'deki seçimlere bir dalmış, Türk siyasetinde dengeler baştan aşağı değişmişti. Nice partiyi baraja gömmüştü. Mevcut durumun ortaya çıkmasında büyük rolü olmuştu. Şimdi ilk seçimde yine ortalığı karıştırmaya hazırlanıyor. Babacan, Davutoğlu, İnce ve Uzan ilk seçimde çarşıyı neşelendirecek gibi...
Siyasette aksiyon doludur memleketim...
XXX
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi'ni savunan kadınlara "fahişeler" diyerek hakaret edince 81 ildeki AK Partili kadınlar savcılığa suç duyurusunda bulundu.
"AK Parti'nin papatyaları" yazısında akla, mantığa ve terbiye sınırlarına aykırı ifadeleri vardı Dilipak'ın!..
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık da konu hakkında topa girdi ve "CHP'nin yapamadığı kötülüğü bizimkiler yaptı!" başlıklı yazısıyla kavgaya dâhil oldu:
"AK Partili kadınlar fahişe ise onların fahişeliğine göz yuman kimdir? Açık açık söyleyin de bunu biz de bilelim olmaz mı?"
Kendi ülkesinde rızasıyla imzaladığı sözleşme üzerinden bu denli polemik yaşayan bir ülke daha görülmedi herhalde! Yoksa İstanbul Sözleşmesi'ni de FETÖ mü bela etti başımıza? Sözleşmeyi imzalatarak bizi bir kez daha kandırdılar mı? Kredi kartı sözleşmesi misali küçük yazılar mı vardı en altta? Onlara bakmadık da o yüzden mi tongaya geldik?..
Olabilir! Bunlardan her şey beklenir!..
XXX
Antalya'da şiddet davasına bakan kadın avukat, adliyede müvekkilinin kayınpederi tarafından darp edildi. Şiddet gören kadının avukatı, şiddet mağduru oluverdi!
Bir kez daha gördük ki kadınların can güvenliği hakikaten yok. Adliyede kadın avukata saldırmaya cesaret eden kişi adliye dışında neler yapmaz?
Gözü dönmüş erkek mekân falan dinlemiyor! Yasa da hak getire!.. Caydırıcı değil... Takmışız kafayı İstanbul Sözleşmesi'ne... Bir kısım erkeğimize göreyse sanki İsrail Sözleşmesi yürürlükte. Canın sıkıldığında vur odunu, bas tekmeyi, kır çenesini gitsin!
İsrail Sözleşmesi öldürür!..
XXX
Bursaspor'da yeni başkan adayı henüz net ortaya çıkmadı. Son tahlilde Hüseyin Akdemir'in işi çok zor. "Görev verildiği takdirde yaparım" diyor. Yani icazet bekliyor. Verirler mi icazet? Bilinmez...
Timur Noyan ismi ortaya atıldı ancak attığı geri adım unutulmadı. Eski başkan Ali Ay vaziyeti izliyor. 100 milyon civarı alacağı vardı. Alacağını kurtarmak için bir 50 daha harcayabilir. Kumar gibi. Giden paranı kurtarmak için biraz daha harcarsın. Mantıksız değil aslında. Bu defa hata yapmayabilir. Çünkü hata yapma lüksü yok. Son koyduğu 50 de gidiverir yoksa. Sonuçta mali bir kara deliğe çok yakınsınız.
Mevcut Başkan Mesut Mestan ise sürpriz hamleleriyle önce Mustafa Gönden'i sportif direktör yaptı. Ardından Hakan Cenkçiler'i de altyapının başına getirdi!
İyi hoş da bu hamleler neden 6 ay önce yapılmadı?
Serkan Erdoğan "Ben başarısızım" diye adeta bas bas bağırırken neden Mustafa Gönden düşünülmedi? Gönden'in bilgisine, kalitesine diyecek bir sözümüz yok...
Seçimden 10 gün önce yapılan hamleler büyük soru işaretleri doğurdu haliyle!..
Mestan harici biri seçilir ve yeni başkan "Ben seninle çalışmayacağım" derse Mustafa Gönden gibi tertemiz bir isim yıpranmaz mı?
Açıkçası Mustafa Gönden'in yerinde olsam kabul etmezdim teklifi!..