Hava Durumu

Kentsel dönüşemiyoruz!

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2020 06:00

Memleketimin her ferdi kentsel dönüşümünden farklı şey anlar... Normalde büyük ölçekli yapılması gereken kentsel dönüşüm bizde 'bina yenileme' olarak uygulanır.

Müteahhitlerin anlaşabildikleri ev sahipleriyle binalarını yıkıp yenisini yapmalarıdır bizde kentsel dönüşüm..

Anlaşmaları da hiç kolay değildir. Çünkü ortada bir kazanç vardır...

Ev sahipleri ve müteahhitler için 'rant kavgası' demektir kentsel dönüşüm.

"Müteahhitler kim bilir kaç milyon kazanacak bizim site üzerinden" diyen ev sahipleri astronomik para talebinde bulunur. "Ne koparırsam kâr" derler!

Hele bazı bol keseden vaat veren müteahhitler de kaynak gösterilir. "Filanca sitede daire başına 50 bin vermişler, bizde niye 10 bin" diye kazan kaldırır apartman sakinleri.

Müteahhitler de "25 yıllık bina yerine sıfır dairede oturacaksınız, ne parası!" diyerek ekstra para vermekten imtina ederler. Böyle sürer gider...

Emsal artışı olan projelerde çok büyük kavgalar çıktı misal Bursa'da...

Ev sahiplerine verdiği çeki "Maliyetler çok arttı, ödeyemeyeceğim" diyerek 1 yıl sonra geri isteyen anlı şanlı inşaat firmaları dahi gördük.

Yani bizde rant için verilen kora kor mücadeledir kentsel dönüşüm. Onlarca site rantta anlaşamadığı için dönüşemedi 3 yıl önceki furyada!

Şimdi emsal artışı da yok.

Mevcutta 110 metrekare dairesi olana 90 metrekare yeni daire teklif edecek mecbur müteahhitler. Ya da aynı metrekare isteniyorsa üste para talep edecekler.

Ev sahipleri de küplere binecek haliyle...

Sonuçta yine kentsel dönüşemeyeceğiz...

Olaya para odaklı baktığımız sürece didişmeler bitmeyecek. Dönüşmeyi beceremeyeceğiz sayın okur!

Oysa depreme dayanıklı binada oturmak...

Ailesini güvene almak...

Gece biraz daha rahat uyuyabilmek...

Bunları dönüşümün merkezine almalı!

Peki, şimdi ne yapmalı?

Herhalde bu kadar geç kaldıktan sonra kısa vadede eşsiz bir kentsel dönüşüm hamlesi yapacağımız yok.

Devletin zorlamasıyla artık bir dönüşüm başlamalı. Ve depremde ilk yıkılacak en eski, en yorgun, en riskli binalarla işe girişmeli.

Futbol tabiriyle kale sahamız içindeki gollük atakları savuşturmalıyız. Orta sahadaki toplara pres yapacak güce sahip değiliz. Kale çizgisi üzerindeki gol olmak üzere olan topları taca veya kornere atmak durumundayız.

Ve bunu da anca devletin hem zorlaması hem de desteğiyle yapabiliriz. Düşük faizli uzun vadeli krediler işin içine girmeli.

Pandemi döneminde yüzlerce müteahhidin dairelerini satması nasıl kolaylaştırıldıysa, benzer katkı dönüşüm isteyen ev sahiplerine de verilmeli!.. Hatta vade 20 yıla çıkartılmalı.

Kendi binasını kendi yenilemek isteyenin yanında olmalı devlet. Onlara danışmanlık, müteahhitlik ve kontrol hizmeti verecek bir oluşum da gündeme gelebilir.

Kısacası devletin dayatması olmadan dönüşemeyiz. En riskli binaları tespit edip "Benim desteğimle dönüşün, yoksa yıkacağım" demesi elzem.

Ha bir de şu apartman altı süper marketler bir denetlenmeli! Kolon kesen varsa ilgili binalar acilen eski hallerine dönüştürülmeli.

Tabii olabiliyorsa...

Adam daha fazla deterjan standı olsun diye kolon kesiyor yahu!..

Yukarıda kimse yokmuş gibi... Binanın sahibi kendisiymiş gibi...

Bizim memlekete özgü olsa gerek.

Her şeyimiz yarım, her şeyimiz tuhaf...

Sesimi duyan var mı?!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.