Korona morona gündem

"Doğal gaz ve elektrik sayaçları 3 ay okunmayacak" haberi ilk geldiğinde ahali heyecanlandı lakin kazın ayağı öyle değildi! Ortada sevinilecek pek de bir şey yoktu. Sayaçlar okunmayacak ama  tüketiciye geçmiş dönem ortalamalarına göre fatura gönderilecek!..

Yani daha çok sayaç okuyan görevlileri ilgilendiren, onları salgından koruyan bir durum. Sayaç okuyucular çalışmayacaklar. Evde oturacaklar. Kimseyle temas etmeyecekler. Aboneler yine faturalarını ödeyecekler. Belki 10-15 TL eksik olacak o kadar...

Elektrik ve doğal gazı ödeyeceğiz elimiz mecbur! Hem aboneler hem de devlet ödemesini kuzu kuzu yapacak. Enerjide dışa bağımlı olmanın yarattığı durum! Kendi göbeğimizi kesemezsek, eloğlu gelir göbeğimizi en kritik günde de keser. Acımaz!..

Bu arada en büyük enerji şirketleri fedakârlık yapamıyorsa vatandaştan nasıl fedakârlık isteyeceğiz? Bunu da sorgulamak gerekmiyor mu şimdi?..

XXX

Sonunda maske konusunu bir karara bağladık. Eskiden maskeyi sadece enfekte olmuş vatandaşlarımızın kullanması tavsiye ediliyordu şimdiyse herkesin takması gerektiğini söylüyor çoğu uzman!

Çünkü herkes potansiyel taşıyıcı. Semptom görülmese de hepimizin taşıyıcı olma riski mevcut. Hele bazıları var ki "Süper yayıcı" tabir ediliyor. Yüzlerce kişiye birden bulaştırma kapasitesine sahip. Kendi hasta olmuyor ama resmen fahri olarak koronavirüs nakliye hizmeti veriyor!..

Yani herkes maske kullansın ama doktorların kullandığı N95 maskelerden değil. Normal günlük cerrahi maske. Özellikle markete gittiğinizde, asansöre bindiğinizde, pazara gittiğinizde takın.

Ve sanıyorum aylar boyunca da maskeyi takacağız. Aşı geliştirilene kadar "maskeli süvari" misali gezeceğiz. Soygun yapmadığımız sürece maske takmak ayıp değil!

XXX

Korona salgını ile meşgul olurken Van'da 4.2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bir taraftan virüs bir taraftan deprem. Çift forvetle saldırı misali...

Van'a büyük geçmiş olsun. Bereket versin ki daha yıkıcı bir deprem yaşanmadı. İşler iyice sarpa sarardı!

Vaziyetimiz böyleyken gördüğüm bir duvar yazısı çok anlamlıydı:

"Ölmeden önce biraz yaşasak be!.."

XXX

Maçların durumu ne olacak? TFF sonunda resmi bir açıklama yaptı.

Türkiye Futbol Federasyonu, Koronavirüsü sebebiyle askıya alınan liglerin başlayabileceği tarihi "En erken haziran başı oynanacak" şeklinde azirduyurdu ve 10 alternatifli senaryo, plan, programın hazır olduğunu da belirtti.

En kötü senaryo neyse o gerçekleşecek gördüğüm kadarıyla. Öncelikle topçular canını garanti etmeden maçların oynanması hayal. Gladyatör mü ki bunlar her şeye rağmen arenaya çıkıp dövüşsünler. Hepsinin ailesi, çocuğu var. Kimse aklını peynir ekmekle yemedi.

Ne zaman ki virüse karşı güven ortamı tam manasıyla tesis edilir, maçlar da o zaman başlar. O tarihi de ağustos olarak görüyorum. Yani yeni sezon...

Bu sezonun kalanını oynamak anca yüzde 10 ihtimal dahilinde.

Kanaatimce oynanmama üzerine de senaryolar şimdiden hazırlanmalı. Tescil şartları kulüplere kabul ettirilmeli. Hiç kendimizi üzmeyelim, var olan durumu onaylayıp yeni sezona yelken açalım.

Gereksiz risk almanın ve özellikle futbolcuları germenin alemi yok...