Hava Durumu

Kriz ama hangi kriz?

Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2020 06:00

Korona krizine karşı alınan önlemler ne denli yetecek bunu zaman gösterecek ancak kanaatimce çok daha etkin önlemler alınmalı!

Ve 'önlemler ne denli doğru?' diye de kendimize samimi şekilde sormalıyız.

Particiliği bir yana bırakarak yanıt vermek zorundayız bu soruya...

Açıkçası ekonomik bir kriz değil korona krizi. Salgın bir hastalığın yaşattığı küresel bir kriz ve krizin ekonomide yarattığı etkiler söz konusu.

Siz tutar sadece ekonomiye yönelik önlem alır, diğer yerleri ıskalarsanız krizin etkilerini azaltmazsınız.

20 bin öğretmen ataması moral verici olabilir lakin aslolan 10 bin yeni sağlık çalışanı almak değil midir? Asıl ihtiyaç sağlık personeliyken öncelik öğretmen alımı olabilir mi?

Kriz virüs kaynaklıysa yeni sağlık personeli alırsınız. 5 bin veya 10 bin yeni personel. Diken üstündeki kamuoyunu böylece rahatlatıp umut dağıtırsınız.

3 gün sonra da 20 bin öğretmen müjdesini verirsiniz. Daha fazla moral gönderirsiniz hem insanlara hem de piyasalara.

Sağlıktaki krizi halletmeden ekonomiyi halletmeye çalışmak tam olarak verimli olabilir mi?

O yüzden krizin adını baştan koymak aklın ve mantığın gereği...

Ve vatandaş bazında tedbirler de daha fazla alınmalı.

Patronlar bir zahmet olağanüstü şartlarda ellerini taşın altına koymalı. Sizi yıllardır sırtında taşıyan işçinize bir zahmet sahip çıkıverin olağanüstü koşullarda!

Her şeyi devletten beklemeyelim. İşadamları bu dönemde bunu yapmayacak da ne zaman yapacak?

Çok güzel örnekler geliyor kimi patronlardan...

Çalışanlarını mağdur etmeyeceklerini açıklayanları ve elini taşın altına koyanları görüyoruz.

Diğerleri de iyilerin arasına katılıversin korona krizi döneminde...

Paralarınızı harcayacak bir dünya kalmayabilir çünkü 3 ay sonra!..

Rahşan affı gibi olmasın!

2000 yılında MHP, DSP ve ANAP'ın imzasının bulunduğu 'Rahşan Affı'nın bu millete bedelini hatırlayın!

Rahmetli Rahşan Ecevit'in "baklava çalıp içeri giren çocuklar ve kader mahkûmları" için çıkartılmasını istediği af, kapsamının genişlemesi nedeniyle, katillerin, cinsel suçları işleyenlerin, hırsızların yararlandığı bir affa dönüşmüştü!..

Rahşan Ecevit, büyük tartışmalar üzerine "Ben affı garibanlar için istedim, katiller yararlandı" demişti.

Şimdi yine benzer bir durumla karşı karşıyayız. İnfaz yasasıyla yine iş ekseninden kayarsa, niyet başka sonuç başka olursa toplum vicdanı bir kez daha yaralanır.

'Buna da mı af çıktı?' cümlesini çok fazla kurarız gelecekte muhtemelen.

O yüzden çok ama çok iyi düşünmeli...

Aslında ilk olarak ekonomik suçlardan cezaevinde olanları dışarıya çıkarmalı.

Çekten dolayı içeride yatanlar mesela... Borçlarını 50 taksitte ödemek şartıyla salıverin gitsin.

Hem alacaklı da aftan faydalanabilir bu durumda. Çekten yatanların şu an kimseye hiçbir faydası yok.

Niyet cezaevlerini hafifletmekse ekonomik suçlarla başlamak en mantıklısı...

Vicdanları en az yaralayanlarla işe başlayalım!

Sonra diğerlerini düşünelim...

Haksız mıyım?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.