Ne olacak bu küskünlerin hali?

Memlekette vekil sayısı belli... Belediye sayısı belli... Hani reklamlarda "kampanya stoklarla sınırlı" diyor ya aynı hesap... Hepsinin limiti, sınırı var... Toplasan toplasan 2 bin makam ediyor...

Meclis üyelikleri, danışmanlıklar, yardımcılıklar derken hadi hepsi 80 bin olsun...

İlgili makamlara kendini layık gören vatan evladı sayısıysa milyonları geçiyor. Elbette hepsi donanımlıdır. Diyecek bir şey de yok. Lakin sistem her 3-4 yılda bir sayısı artan milyonlarca küs yaratıyor... Yan sanayisiyle birlikte 4-5 milyon olumsuz duygularla bezenmiş insanımızdan söz ediyoruz...

Hele tek parti iktidarlarında küsenlerin yüzde 90'ı da iktidara küsüyor haliyle. 3-4 kez arka arkaya vatan görevine talip olup görevi alamayınca "Neden ben Allahım. Neden hep benim başıma geliyor? Bu da benim sınavım herhalde" diye depresyona giriyor. Kendini dibe vurdurtuyor maalesef...

Kimisinin depresyonu en diplerde olursa gidip rakip partiye çalışmaya başlıyor. "Öyle olmaz böyle olur" gibisinden... "Siz beni aday yapmadınız ama işte kıymetimi bilen parti de var" diyerek başka partiden aday olup intikam peşinde koşanlar da görülüyor.

"Bizim trenden inen bir daha binemez" gibisinden gözdağı veriliyor kimi küsküne ama tren sanki kötü bir örnek. Tren kazaları malum! Belki de trenden inmek bu dönemde küskünün hayatını kurtarıcı bir adımdır.

Kimi küskün üzüntüsünü içine atıp köşesine çekiliyor. İdeal küskün işte buna deniyor. Kimi küskün ise son derece agresif karakterde... CHP Eyüp örneğinde olduğu gibi parti ilçe binasına sevenleriyle birlikte "Beni neden aday göstermediniz! Ben ki tüm adaylardan üstündüm" diyerek taarruzda bulunuyor.

Camı çerçeveyi indiriyor. İlçe başkanı ve yönetimini yumruk darbeleriyle "daha demokratik davranmaya" davet ediyor. Tekmeliyor ki aday belirleme yöntemindeki çarpıklıklar idrak edilsin. Her uçan tekmede, sillede, tokatta siyasi partilerin aday belirleme sistemlerine ağır eleştiriler mevcut. Anlayana tabii...

Üstüne bir de ittifaklar çıktı şimdi. Aday sayısı daha da düştü. Kendini dışlanmış hissedenlerin sayısı 2 kat arttı. Durduk yerde daha da artırdık küsleri. Yurt sathında  "Filanca neden aday gösterildi yahu? Hem de bizim buralardan değil. Bizim memlekette adam mı kalmadı da o geldi" diyenlerin sayısı çok ama çok arttı.

"Seçimi kazanmak için stratejik hamle yapmak zorundayız... Ne yapalım? Devletin bekası için seçimi almak zorundayız. Böyle yapmaya mecburuz" şeklinde izaha çalışılıyor ama kimse de anlamak istemiyor.

Kavga gürültü kıyamet devam ediyor...

Küskün de haklı tabii... Adam 5 yıl önce kendine uzun vadeli hedef koymuş. Yerel seçim için çalışmaya başlamış... Ne bilsin ittifak olacağını? İttifak çıktı adam da taca atıldı. Üzücü tabii... Tüm çalışmalar da çöpe gitti. Çok hazin çok...

Yazı boyunca empati yapıp durdum küskünlerle ve benim de hayata küsesim geldi.

Sıkıntı bulaşıcıdır malum. Sıkıntı yazdıkça ben de fena sıkıldım yeminle...

Ne kötü şeymiş küskün olmak yahu...

Lütfen devletimiz acilen bir çözüm bulsun. En azından her küsküne bedava psikolojik destek versin devlet hekimleri...

Yoksa huzur muzur kalmayacak memlekette...