Uludağ OSB'den tablet desteği

Okula dönüş yavaş yavaş başlıyor. Uzaktan eğitimle yüzyüze eğitim bir arada devam edecek. Süreç sıkıntılı da olsa devam edecek...

Elbette Türkiye çapında milyıonlarca öğrencinin bilgisayara, tablete ve internet erişimine ihtiyacı var. Yükün altından kalkmak için elele vermek durumundayız.

Bursa'da yaraları sarmak için ön plana çıkan OSB, yine Uludağ OSB oldu... Sosyal projeleriyle sürekli gündeme gelen, kamu kuruluşlarına katkısını esirgemeyen Yunus Aydın başkanlığındaki Uludağ OSB, şimdi de Bursa'da binlerce ihtiyaç sahibi öğrencinin tablet sıkıntısını giderecek.

Başkan Yunus Aydın ile yönetimi harekete geçti ve bölgedeki 240 firmanın katılımıyla ciddi bir sayıya ulaşılacak. Ortalama 10 tabletle en azından 2400 öğrencinin sıkıntısını giderecek Uludağ OSB...

Sayı daha da artabilir... Uzaktan eğitime verecekleri katkının altını çizmek gerek..

Sürekli araştıran, OSB'deki firmaların ihracatını artırmak için uğraş veren Yunus Aydın, Kırım'la bir ticaret köprüsü kurmayı da hedefliyor. Yakın gelecekte Bursa-Kırım ticaretini geliştirmek üzere adımlar atılacak.

Ve pandemi döneminden etkilenen tekstil firmalarının önünü açmak üzere de sanal fuarın Kasım ayında yapılacağını duyurdu Uludağ OSB. Yine bir ilke imza atılacak ve 2 Kasım - 11 Kasım arasında sanal tekstil fuarıyla salgının olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi sağlanacak.

Firmalar ziyaretçilerle anlık görüşecebilecek ve ticari temas ortamı yaratılacak...

Tüm iş dünyasını Uludağ OSB'yi her alanda örnek almaya davet ediyoruz.

İş bitiricilik

Bizim memlekette ahali işini bilir. Bir yerlerden kazanım elde etmeyi hedeflemiş kişinin önünde farklı yollar vardır... Siyasi partiye üye olabilir önce. Oradan bir kazanım elde etmeye gayret eder. Oğlunu işe aldırmaya vs uğraşır.

Siyasi parti olmadı diyelim sonuçta garantisi yok. Vatandaş tarikatlardan güçlü olanlarına kapağı atar. Bu defa tarikat ve şeyhi marifetiyle işlerini halletmeye uğraşır.

Hepsine dahil olmanın ana sebebi iş bitiriciliktir. İş bitirmektir...

Tabii sadece dinini daha doğru yaşamak için tarikatlara dahil olan samimi kesimler de bulunmaktadır. Kuran'ı anlamadığından şeyhinin söylemlerine kulak verir. Dinini şeyhinin anlayışına göre yaşar. Onun yolundan gitmeye gayret eder.

Hatta zaman içinde büyük çoğunlukta "Şeyhsiz cennete gitmek hayaldir" anlayışı genel ve yerleşik bir kanı olur.

Devlette planlı yapılanma olmadığı sürece sakıncası yoktur bu hallerin ama zaman içinde büyüyen her tarikatta güç kirlenmesi olması doğaldır.

Etrafındaki 200 kişi alkışlarken varken farklı, 20 bin kişi alkışlarken farklıdır insanoğlu... Doğası böyledir... İyi niyetle de yola çıkılmış olsa da etten kemikten insan etkilenir ve "Ben ciddi bir gücüm... Ben işte buyum... Küçük dağları ben yarattım" gibisinden havalanır...

Bunca insanın toplandığı yer oy deposu olduğundan iktidarlar da önce iyi geçinmeye gayret eder.

Sonrasında ister istemez bir yerlerde yapılanma hali başlar...

Dış odakların manipülasyonuna da açık haldedirler. Kapanın elinde kalırlar anlayacağınız...

Holdinge de dönüştükleri vakidir. Tarikattan ticarete yani... Dönüşüm hali...

Vaziyetimiz budur...

İş bitiriciyizdir çok...