Evliya Çelebi vakti zamanında Bursa’yı iyice bir gezdikten sonra tarihine ve yeşiline methiyeler düzmüş, ancak son sözünde şehrimizi “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” diyerek özetlemiş.
Ne kadar doğru bir söz, bir zamanların Bursa’sı termal suları, kaynak suları, dereleri, gölleri, denize olan kıyısı ile gerçekten de sudan ibaret bir şehirmiş.
Miş’li geçmiş zaman kipini kullandığımı, artık bu ‘ibaretlik’ durumunun bir masaldan öteye geçemediğini anlamışsınızdır sanırım sevgili okur.
Bu masaldan ailecek uyanmamız acı dolu bir hikaye ile oldu.
Pek çoğumuz gibi eskiden köşe başlarında akan çeşmelerden doldurduğumuz içme suyumuzu şimdilerde moda olduğu üzere damacanalarla su şirketlerinden satın alıyoruz biz de.
Gerçi çeşmelerimizin sanayide kullanılmak üzere açılan kuyular nedeniyle bir bir kuruması ve artık su bidonlarını dolduracak gürlükte akmıyor olması da bunda etkili elbette, ama şimdilik konumuz bu değil.
Konumuza geri dönelim. Efendim, damacana su için bir su şirketine abone oluyorsunuz, sipariş veriyorsunuz, su kapınıza kadar getiriliyor. Mesele bu kadar basit, basit olmayan taraf ise bu su için ödediğimiz paranın son zamanlarda sürekli artıyor olması.
Kapınıza kadar gelen damacana bir araçla geldiğinden ve bu damacana bir petrol türevi olan plastikten yapıldığından olsa gerek sürekli zamlanıyor. 2021 yılının başlarında 11 liradan başlayan fiyat önce 12 lira 50 kuruşa, ardından 14 liraya, sonra da 16 lira 50 kuruşa çıktı birkaç ay içerisinde.
Alışkanlıktan olsa gerek su alırken her defasında fiyatlara zam gelip gelmediğini sorar olduk.
Hemen belirtmek isterim bahsettiğim orta kalite bir su ve orta kalite bir su şirketidir, yani Türkiye normalleridir sözü edilen konu.
Geçtiğimiz günlerde yeniden su siparişi vermek gerektiğini fark ettim, siparişi verdim ve suyu alacak olan kızıma da bunun için biraz para bıraktım.
Gün içinde kendisinden aldığım mesaj şöyleydi;
Sevgili ailem; damacana suya elveda, çeşme suyuna merhaba. Bir damacana su olmuş 20 lira!
Gözlerim büyüdü! Bir anda yüzde 21.8 oranında fiyatı artan damacana su kızımı şair yapmıştı!
Daha bir yıl olmamıştı ki, 11 lira ile başladığımız damacana su yolculuğu 20 liralık bir bedele ulaşmıştı.
Zaman zaman ekonomiyi yöneten bakanlarımızın sorduğu “Sizin dolarla en işiniz var?” sorusuna burada hemen yanıt vermek istiyorum; ‘Efendim Türk halkı olarak dışarıya o denli bağımlı bir ülke haline gelmişiz ki, o kadar üretemeyen ve sadece tüketen bir ülke olmuşuz ki, aldığımız nefes bile dolarla!’
Bir damacana suyun şişesi petrol türevi olan plastikten ve petrol fiyatları dolarla belirleniyor, damacananın kapımıza gelmesi de deposuna akaryakıt koyulan bir araçla mümkün olduğundan ve akaryakıt fiyatları da dolarla belirlendiğinden dolar burada da devreye giriyor. Dövizdeki artışa dayalı olarak yaşanan ekonomik kriz ve enflasyon sonucunda asgari ücrete yapılan zamlar da tüketiciye yansıtılıyor.
Eeeee… Ne oluyor?
Efendim bizim damacana 20 liraya çıkıyor!
Araştırdım su piyasasını ve fiyatların ortalamasının 18 ile 20 lira arasında dolaştığını tespit ettim. Elbette altı var üstü var bu rakamların, ancak ortalama böyle.
Bizim için bu noktada dengeyi bozan su şirketinin Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Bursasu olduğunu da belirtmek lazım. Bursasu’da 19 litrelik damacana suyun fiyatı 11 lira. Şişelenmiş su konusunda Bursalılara uygun hizmeti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş veriyor.
Su meselesi vakti zamanında sudan ibaret olan Bursa’da hayli karışık ve görüldüğü gibi hayli de pahalı bir konu olmuştur.
Son söz: Bursa artık sudan ibaret değildir!
Aynen, çeşmeye devam.