Yenişehir Kirazlıyayla, Büyükorhan Karaağız gibi eski köyler, şimdilerde madenciler ile katı atıktan enerji elde etmek isteyenlerin baskısı altındalar.
Karaağızlılar, büyük bir mücadele ile köylerinden püskürttüler katı atıkçıları.
Yenişehir Kirazlıyayla'da ise insanlar köylerinde maden işlenmesini istemiyor.
Direniyorlar.
Ama Ankara'dan alınan izinlerle Ürdün menşeli firma Kirazlıyaylalıların bütün itirazlarına rağmen köyde çinko, bakır ve kurşun zenginleştirme tesisi ve atık barajı için çalışmalarına koronavirüs salgınını umursamadan devam ediyor!
Köyüler ise direniyor.
Jandarma kuvvetleri eşliğinde bölgeye giren madencilerle Kirazlıyaylalılar arasındaki gerilim sürüyor.
Köy muhtarının madencilerle birlikte hareket etmesi de ayrı bir sorun olarak Kirazlıyayla'da ortaya çıkıyor!
Köylüler, "O bizim muhtarımız değil, madencilerin muhtarı!" diye tepki gösteriyor!..
Kirazlıyayla meydanında toplanan köylülerin yanına gelemediği gibi ortalıklarda da pek gözükmüyor.
Garip bir durum var!
Kirazlıyayla'da yaşanan bu durum akıllara Kenya'nın kurucu devlet başkanı Jomo Kenyata'nın şu meşhur sözünü akıllara getiriyor:
"Misyonerler Afrika'ya geldiğinde bizim topraklarımız, onların İncilleri vardı.
'Dua edelim' dediler.
Gözlerimizi kapattık.
Açtığımızda, bizim incilimiz, onların toprakları vardı!.."
Düne kadar kimsenin yüzüne bakmadığı kervan geçmez kuş uçmaz yerlerde yaşam kuran insanların yaşadığı dağ köyleri günümüzde madencilerin, taş ocağı işletmecilerinin katı atıklardan enerji elde etmek isteyenlerin istilasına uğruyor!
Kimi köylüler, üç beş lira daha fazla kazanırım duygusuyla bu tip girişimcilerin tuzağına düşerken doğa bilinci güçlenmiş insanların çabasıyla bütünleşen yüzlerce köylünün mücadelesiyle Bergama'da, Kosova'da, Karaağız'da son olarak Yenişehir Kirazlıyayla'da yaşayan insanlar doğalarını, çevrelerini korumak için büyük bir mücadele veriyorlar.
Dün onlara CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ile İYİ Parti Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu kulak veriyordu.
Yanlarındaydılar.
Ancak görülen o ki doğanın talanı durmayacak!
Üstelik orada asırlardır yaşayan insanların hiçbir önemi yok!
Ankara'dan alınan izinler devreye giriyor, asırlardır o toprakların sahibi olan insanların istekleri, arzuları yok sayılıyor!..