-Islak mendil kullanıldığında asla çöpe atılmaz. Ya ayakkabı ya da masa silinir.
-Misafirin önüne sunulan peçetelerden kullanılmayanlar temizlik yapmak için saklanır. Misafiri kaç saat oturursa otursun, "Bunu saymayız yine bekleriz" diye uğurlamak.
-Fotoğraf çekinirken arkadaşının kafasına arkadan iki parmağı ile işaret yapmak.
-Yolda çirkin biri gördüğümüzde arkadaşımıza dönüp "Bak senin ki geçiyor" demek.
-Türk evlerinde oturma odası ve misafir odası diye iki ayrı bölüm vardır. Misafir odasına alınan yepyeni eşyalar yılda sadece belki 10 ya da 20 kez kullanılır.
-Yabancıyla bağırarak konuşmak... Oysa karşımızdaki sadece dilimizi bilmiyor, sağır değil...
-Uyuyan birine en iğrenç şakaları yapmak. (Kulağına iplik sokmak, ayağını gıdıklamak, tokat atıp kaçmak, üstüne su dökmek...)
- Kapı önünde muhabbeti uzatmak... Bunu özellikle en fazla kadınlar yapar.
-Kapısını çaldığınız ev sahibi "kim o" diye sorduğunda "beeeeen" diye yanıt vermek.
-Ev telefonundan aradığımız kişiye "evde misin?" diye sormak.
-Anahtarı içeride unuttuğumuzda çilingire para vermemek için pencereden, balkondan ya da apartman boşluğundan girmeye çalışmak.
-Erkeklerin göbeğini sevimli gibi göstermeye çalışması.
-Duvarlara şiir, mani yazma hastalığı...
-Haftalarca diş fırçalamamak ve dişçiye giderken kokmasın diye fırçalamak.
-Adres sorulduğunda bilinmese dahi anlatmaya çalışmak. Eğer adres biliniyorsa karşısındaki anlamamış gibi 3-4 kez tekrar etmek.
-Bozulan elektronik aletleri vurarak onarmaya çalışmak.
-Yeni beton dökülmüş zemine ayakkabıyla iz bırakmak ya da yazı yazmak.
-Telefonla konuşurken önünde duran kâğıdı, gazeteyi ya da broşürü karalamak.
-Ayrılırken "sen benden daha iyilerine layıksın" diye teselli etmeye çalışmak.
-Gelin, görümce, kaynana, elti arasındaki ilginç tartışmalar ve diyaloglar da Türk milletine özgü nadide durumlardandır. (Özellikle evlilik aşamasında)
-Genç kızların çeyizlerine hiçbir zaman kullanmayacakları veya çok da gerekli olmayan enteresan eşyalar koymaları. (tüylü terlik, kenarı dantelli havlu...)
-Televizyon, bilgisayar, vestiyer gibi birçok eşyanın üzerine dantelle kaplamak.
-Maaşından daha fazla ücrette cep telefonları satın almak ve sürekli yeni modeliyle değiştirmek.
-Şampuan veya bulaşık deterjanları az kaldığında kutunun içine su katıp, içindekini ziyan etmeme anlayışı.
-Araba arkalarına yazı yazmak.
-Bitmek üzere olan ketçap ve mayonez kutusunun dibine vurarak çıkarmaya çalışmak.
-Çayımız bittiğinde üzerine bardağın üzerine kaşığı kapatarak "daha içmeyeceğim mesajı vermek"
-Başkasının elindeki gazeteyi okumak.
-Annelerimizin plastik kutuları lazım olur düşüncesi ile sürekli biriktirmeleri.
-"Yok" cevabına "hiç mi yok?" şeklinde karşılık vermek.
-Kapıyı açınca "sen mi geldin" demek.
-Sarı ışıkta geçmeye çalışmak.
-Gazeteyi okumaktan ziyade cam silmek için kullanmak.