BTÜ'de afet paneli: Yapı güvenliği, zemin etüdü konuşuldu

Bursa Teknik Üniversitesi Yıldırım Bayezid Yerleşkesi Yeşil Salon’da gerçekleştirilen “Afetsiz Yarınlar” başlıklı panelde, afetlere karşı dirençli bir toplum ve şehir yapısının nasıl mümkün olabileceği çok yönlü olarak ele alındı.

Moderatörlüğünü Şehir Plancısı Füsun Uyanık’ın üstlendiği panele, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, Şehir Plancısı Doç. Dr. Ersan Koç, İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Merve Karaburun, Sosyolog Dr. Öğr. Üyesi Sercan Eklemezler konuşmacı olarak katıldı.

Koordinatörlüğünü Bursa Teknik Üniversitesi’nden İsmet Korkut’un üstlendiği etkinliğe katılan uzmanlar, dirençli kentler ve afetlere karşı şehir planlaması, zemin etüdünden kent planına uzanan süreçte güvenli bir gelecek, yapı güvenliği ve mühendislik bakışıyla afet dayanıklılığı, afetlerin birey üzerindeki psikolojik etkileri ve zihinsel dayanıklılık, toplumsal kırılganlık ve dayanışma kültürü ile afet sonrası mekansal iyileşme ve mimarlıkla yeniden inşa başlıkları altında değerlendirmelerde bulundu.

“Tüm süreç doğru yönetilmeli”

Panelde tasarım hataları ile ilgili konuşan Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, “Yapılarda karşılaşılan tasarım hataları yalnızca mimari perspektiften ele alınamaz. Bir yapının güvenli, işlevsel ve sürdürülebilir olabilmesi; mimari, statik, mekanik, elektrik ve altyapı gibi tüm disiplinlerin eşgüdüm içinde çalıştığı multidisipliner bir süreç gerektirir. Yapı üretiminde tasarım süreci bütüncül yaklaşımla ele alınmalıdır." Yapının dayanıklılığı açısından ilgili meslek disiplinleri arasındaki iş birliğinin önemli olduğunu vurguladı. Başkan Şimşek, “Bir yapı doğru üretim süreçlerinden geçmiş dahi olsa, takibi yapılmadığında zamanla hasara uğratılan bir taşıyıcı sistem elemanı sebebiyle çökebilir” dedi.

Başkan Şimşek, özellikle deprem bölgelerinde edindikleri saha gözlemlerini de katılımcılarla paylaştı. “Kahramanmaraş’ta sıvılaşma potansiyeli yüksek ovada yapılan ruhsatlı birçok yapı doğru zemin tadbikleri yapılmadığı için yıkılmış; ama dağ yamaçlarına yapılan 'kaçak' dediğimiz gecekondu benzeri yapılar ayakta kalmış. Bu bize gösteriyor ki mesele yalnızca yapıların ruhsatlı yani projeli olup olmaması değil, yapı üretiminin tüm süreçlerini ilgili mevzuatlara ve günün teknolojisine uygun olarak doğru yönetmek” dedi.

Panel, diğer konuşmacıların değerlendirmeleri ve etkinliğe katılan öğrencilerin sorularının cevaplandırılmasıyla sona erdi.