Hava Durumu

Bursa Veteriner Hekimler Odası'ndan sokak köpekleri açıklaması

Bursa Veteriner Hekimler Odası, sahipsiz hayvanlarla ilgili basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada söz konusu kanundan dolayı popülasyonun hızla artacağı, sorunun içinden çıkılmaz bir hal alacağı kaydedildi.

Haber Giriş Tarihi: 13.02.2025 15:16
Haber Güncellenme Tarihi: 13.02.2025 15:23
Kaynak: (BÜLTEN)
Bursa Veteriner Hekimler Odası'ndan sokak köpekleri açıklaması

Bursa Veteriner Hekimler Odası'nın açıklaması şu şekilde:

"Değerli basın mensupları, değerli meslektaşlarım, değerli hayvansever dostlar,
Bugün burada, 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren, 13 Aralık 2024 tarihinde de yönetmeliği yayımlanan 7527 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile ilgili son durumu ve odamızın bu konudaki görüşlerini sizlerle paylaşmak için toplandık.

Daha önce de değişik platformlarda ve basın açıklamalarımızda paylaştığımız gibi, Türkiye’de Hayvanları Koruma Kanunu, yani 5199 sayılı kanun, 2004 yılında yayımlandı. Bu kanun, “yakala, kısırlaştır, aşıla, yerine bırak” temeli üzerine kurulu, hayvanların yaşam hakkını önceleyen, popülasyonun azaltılmasını insani yöntemlerle sağlayacak bir kanundu.

Bu görev belediyelere ve il özel idarelerine verildi. Büyükşehir yasasıyla birlikte, büyükşehirlerde il özel idareler kaldırıldı ama diğer illerde görevi devam etti.

Ancak, 2024 yılının Mayıs ayında bir anda medyadan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili bir çalışma yaptığını öğrendik ve bugün o sürecin sonuçlarıyla karşı karşıyayız.

Yayımlanan bu kanunun kendi içinde barındırdığı çelişkilerin, muğlak ifadelerin ve kanun yapma ilkeleriyle örtüşmeyen birçok bölümün ileride daha büyük sorunlara yol açacağını defalarca söyledik. Şu anda bu sorunların belediyelere ve hayvanlara yansıyan kısımlarını görüyoruz ama pek yakında topluma yansıyacak sorunları da hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Belediyelere yansıyan sorunlar nelerdir?

Kanun, bakımevi olmayan belediyelere 31 Aralık 2028 yılına kadar bakımevi yapmakla ilgili süre tanıdı. Kanuna göre belediyeler, sahipsiz hayvanlar için ayırdığı bütçenin yüzde 50’sini bakımevi kurmaya, eğer bakımevi varsa koşullarını iyileştirmeye ayırmakla yükümlü tutuldu.

Bu arada, 5199’daki “yakala, kısırlaştır, aşıla, yerinde yaşat” maddesi kaldırıldı, yerine “yakala, kısırlaştır, tut, sahiplendir” gibi dünyada örneği olmayan bir cümle eklendi. Dolayısıyla bakımevi olan belediyeler, kısırlaştırma ya da tıbbi-cerrahi müdahale için aldıkları köpekleri gerekli işlemleri yaptıktan sonra tekrar yerine bırakamaz oldular ve kapasiteleri kısa sürede doldu. Bir süre sonra doğal olarak sokaktan köpek almamaya çalıştılar. Bu defa da Sağlık Bakanlığı hastaneleri bahane ederek, bir yandan da Tarım Bakanlığı kanunu hatırlatarak illere genelgeler göndermeye başladı.

Tarım Bakanlığı diyor ki: “31 Aralık 2028’e kadar bakımevi yapmakla yükümlü olabilirsiniz ama bu köpekleri toplamak için o tarihe kadar bekleyeceksiniz anlamına gelmiyor, şikayet edilen köpekleri alacaksınız ama barınakta tutacaksınız.”
Bir yandan da nüfusu 25 binin altındaki belediyelere barınak yapma görevi vermiyor. Onlara da “Sokaktan aldığınız köpekleri, en yakındaki barınağı olan belediyeye götüreceksiniz.” diyor.

Soru 1: Bu koşullarda hangi belediye barınak yapmaya çalışır ? 2028’e kadar vakit varken, o zamana kadar beklemeye çalışıp bu sorumluluktan kurtulmaya çalışmaz mı?

Kanunun genel gerekçesinde şu yazıyordu: “Ülkemizde 105 bin köpek kapasiteli 355 barınak vardır, dışarıda da 4,5 milyon civarında sahipsiz hayvan olduğu düşünülüyor.”

Soru 2: Kapasite 105 bin ise ve dışarıda 4,5 milyon hayvan varsa, geri kalan 4 milyon 395 bin köpek ne olacak?

Yerel yönetimlerin köpekleri toplaması ve kısa zamanda sahiplendirmesi bekleniyor. Aldığı bir köpeği tekrar yerine bırakırsa, yerel yönetim hayvan başına 71 bin 965 lira para cezasına çarptırılacak. Aynı şekilde sahipsiz hayvanlar için ayrılan kaynağı bu alanda kullanmayan ya da başka alanda kullanan belediye başkanı ve yetkililer altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaklar.

Bu konuda da sıkı denetimler yapılacak.

Soru 3: 20 yıl boyunca barınak ya da bakımevi yapmayan, kısırlaştırma yapmayan, 5199 sayılı kanuna muhalefet eden belediye başkanlarının yarattığı bu kaos, barınakla ilgili yapım izni süresi 2028 yılına kadar uzatılmışken, kapasitesi yetersiz belediyelerde bu kadar kısa sürede çözülebilir mi?
Geçmişte görevini yerine getirmeyen belediye başkanlarının yaptıkları yanlarına kâr mı kalacak?

2023 yılında Bursa’da toplamda 18.336 kısırlaştırma yapılmış, 2024 yılında ise 15.018. Yani kısırlaştırma sayıları düşmüş, çünkü belediyeler geri bırakamadıkları ve yerleri de olmadığı için öldürmek zorunda kalmamak adına köpekleri toplamıyorlar.

Soru 4: Bir belediyede çalışan bir veteriner hekimi, koşulları zorlaştırarak ve kanunlarla çıkmaza sokarak bir canlıyı öldürmeye kim zorlayabilir? Bu, ne etik ilkelere, ne kanunlara, ne de insan haklarına uyar. Bu anlamda, yerel yönetimlerde mobbing oluşturacak koşulları hazırlayan bir kanun değil midir bu?

Bursa’nın Durumu

Bursa’da Büyükşehir Belediyesi dahil 18 ilçe var. Ne yazık ki Bursa, yıllarca bu konuda üstüne düşeni yapmadı. 16 Mart 2024 tarihinde Bursa Büyükşehir Belediyesi bir bakımevi açtı, fakat kapasitesinin sadece 150 hayvanlık olduğunu öğrendik.

Dağ ilçelerinden Orhaneli, Harmancık, Büyükorhan ve Keles, nüfusları 25 binin altında olduğu için bakımevi kurmakla yükümlü değiller. Yani 18 ilçenin yükünü 14 belediye çekecek ki diğer belediyelerin de kapasiteleri yeterli değil.

Son İl Hayvan Kurulu Toplantısı’nda paylaşılan bilgilere göre:     

- Bursa’daki tüm belediyelerin toplam köpek kapasitesi: 2.605
- Sokaktaki tahmini köpek sayısı: 100.000’in üstünde
- Bakımevlerinde bulunan köpek sayısı: 2.282

Soru 5: Yıllarca görevini yerine getirmemiş Bursa Büyükşehir Belediyesi ve bazı ilçe belediyeleri nedeniyle kapasite bu kadar yetersizken, bir yandan da şikayet halinde bu köpeklerin mutlaka barınağa alınması istenirken, bu köpeklere ne yapılacak?

Sonuç

Bu kanun, Anayasa Mahkemesi’nden geri dönmeli, yönetmeliği iptal edilmeli, 5199 sayılı kanun etkin olarak uygulanmalı ve uygulanmaya kırsaldan başlanmalı.
Bu süreçte:
- Köpek satışları durdurulmalı
- Hayvanların mikroçiple kimliklendirilmesi işlemi hızlandırılmalı
- Merkezi hükümet, yerel yönetimlere destek vermeli Köpek başına verilen ve kısırlaştırma, aşılama, mikroçiple kimliklendirme işlemleri için geçerli olan 2025 bütçesi 400 TL’dir ve kesinlikle yeterli değildir. Bir an önce barınak yapabilecekleri alanlar gösterilmeli, ortak projeli barınaklar için hibe veya uzun süreli krediler sağlanmalıdır. Ayrıca agresif, çok yaşlı ve çok hasta hayvanların bakımevlerinde kalması, diğerlerinin ise yaşamlarını alışkın oldukları sokaklarında sürdürmesi sağlanmalıdır. Bugün tüm köpekler toplansa bile, kırsalda üretim durmadığı, kaçak hayvan satışları kontrol altına alınmadığı, kaçak üretimler devam ettiği ve kimliklendirilmemiş hayvanların terk edilmesinin önüne geçilmediği sürece bu sorun asla ve asla çözülemeyecektir.

Tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz:

Bu kanuna gerekçe gösterilen en önemli konulardan biri çocuklar, diğeri ise kuduzdur.
Hiç kimse bir çocuğun hayatını hiçe sayamaz. Bununla birlikte, bu kanun bu şekilde olduğu sürece popülasyon hızla artmaya devam edecek ve bu konu daha da içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.

Kuduza gelince:
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de kuduz vakaları artmamaktadır. 
- 2018 yılında 437 olan kuduz vakası, 2023 yılında 86’ya gerilemiştir. 
- Yabani hayvanlarda 2018 yılında 16 olan vaka sayısı, 2023 yılında 5’e düşmüştür. Yani kısırlaştırma ve aşılama, evcil hayvanlarda; oral aşılama ise yabani hayvanlarda işe yaramaktadır.

Tarihe Not Düşmek Gerekirse
1. Ötanazi kavramı, ağrısı ve acısı dindirilemeyen, yaşamının sonuna gelmiş bir hayvanın, sadece o hayvanın acılarını dindirmek için veteriner hekimin tıbbi olarak vereceği kararla, hayvanın önce anesteziye alınarak, uykusunda ve hiçbir acı duymadan yaşamının son bulması halidir.

Beceriksiz ve sorumsuz yöneticilerin, görev ihmalleri nedeniyle artan popülasyonun azaltılması için yapılan işleme ötanazi değil, öldürmek denir.
Bu kanunda yer aldığı gibi, ötanazi “kanuni ve tıbbi gerekçelerle” değil, sadece “tıbbi gerekçelerle” alınabilecek bir karardır.
Bu kanunu hazırlayanlar, işlerine geldiği gibi bir kavramın anlamını ve bağlamını bile değiştirmekten çekinmemişlerdir.
Hiçbir veteriner hekim bir hayvanı öldürmeye zorlanamaz.
2. Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak, avukatımız aracılığıyla yönetmeliğin durdurulması ve iptali talepli davamızı açtık. Bunu da sizlerin aracılığıyla kamuoyuyla paylaşmak isteriz."

Kaynak: (BÜLTEN)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.