RTÜK Başkanı: Kararlarımızı sosyal medya değil, kanun belirler

Şahin, RTÜK’ün sosyal medya baskılarıyla değil, 6112 sayılı Kanun kapsamında kamu yararını gözeterek hareket ettiğini vurguladı. RTÜK'ün, milletin temel değerlerine yönelik saldırılara asla geçit vermeyeceğini belirten Şahin, “Millî ve manevi değerlere hakaret eden, mezhep çatışmasını körüklemeye çalışan, kin ve düşmanlığı teşvik eden, kutsallara ve devlet büyüklerine saygısızlık içeren yayınlara göz yummamız beklenemez. RTÜK, hukukun gereğini yapmaktadır” dedi.

“Tek taraflı algı operasyonlarına karşıyız”

RTÜK Başkanı, son dönemde alınan kurul kararlarının bazı kesimlerce kamuoyuna tek taraflı bir şekilde yansıtıldığını ve algı operasyonlarıyla kuruma yönelik kara propaganda yürütüldüğünü söyledi. Türkiye’nin bu tür senaryoları geçmişte de yaşadığını ifade eden Şahin, “Toplumun sinir uçlarıyla oynayan yayınların masum gibi gösterilmeye çalışılması kabul edilemez” şeklinde konuştu.

“Defalarca uyarı yapıldı, ancak ihlaller sürdü”

Halk TV, Tele1 ve Sözcü TV gibi yayın kuruluşlarının defalarca uyarıldığını dile getiren Şahin, bu uyarıların ısrarla dikkate alınmadığını ve ihlallerin sürdürüldüğünü belirtti. “Bazı yayıncılar kanunla adeta bir inatlaşma içerisine girmiştir. Verilen cezalar keyfi değil, tamamen yasalara dayalıdır” dedi.

“Toplum huzuruna yönelik her türlü yayına karşıyız”

Açıklamasında net bir duruş sergileyen RTÜK Başkanı Şahin, “Toplumun huzurunu bozan, inanç değerlerine saldıran, kin ve nefret diliyle yayın yapan hiçbir kuruluşa müsamaha göstermedik, göstermeyeceğiz” sözleriyle açıklamasını tamamladı.

RTÜK’ün kamu yararı doğrultusunda, tarafsız ve yasalara uygun şekilde görevini sürdüreceği vurgulandı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, sosyal medya baskıları ile hareket etmez, kanunla konuşur.

6112 sayılı Kanun bize açık bir görev vermiştir: Yayıncılığı kamu yararı doğrultusunda denetlemek ve milletimizin temel değerlerine yönelik saldırılara geçit vermemek.

Bu kapsamda… pic.twitter.com/bAQCvuaANO

— Ebubekir Şahin (@ebekirsahin) July 4, 2025