DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, terör örgütü PKK'nın kongresini toplamasının ardından yaptığı açıklamada, "Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 09.05.2025 17:51
Haber Güncellenme Tarihi: 09.05.2025 17:57
Kaynak:
İHA
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, terör örgütü PKK'nın kongresini toplamasının ardından 8 maddelik bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bugün Türkiye yakın tarihinin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi bir tanıklık içindeyiz. PKK'nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte 50 yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır. Öncelikle uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk'ün, Kürt'ün, Çerkez'in, Arap'ın, Alevi'nin, Sünni'nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz; tüm yitirdiklerimizin anısını kutsal bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz. Şimdi, ortak ve eşit yaşam iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete, evrensel hukuka derinden inanma, demokratikleşme için çalışma ve adımlar atma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkarın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin."
"Bu tarihi adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak en temel sorumluluğumuzdur"
Açıklamanın devamında ise şu ifadeler yer aldı: "Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz. Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi yükselmelidir. Toplumsal barışın inşası için Meclisin önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihi adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak, şu an en temel sorumluluğumuzdur. Bu tarihi anda Türkiye'nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkinin de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır."
"Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz"
Sürece dair sorumluluklardan bahsedilen açıklama şöyle devam etti: Açıklamada bu sürecin gelişmesinde Abdullah Öcalan'ın tarihi bir sorumluluk üstlendiği ifade edilerek, "Barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli'ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki Türkiye'nin barışı Ortadoğu'ya umut, dünyaya ilham olsun. DEM Parti olarak Mezopotamya ve Anadolu halklarına kutsal bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları ve taşıyıcıları olacağız. Bugün bir yandan büyük bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder'i bir kez daha anarak tamamlıyoruz. Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
DEM Parti: Ortak geleceğimizi inşa edeceğiz
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, terör örgütü PKK'nın kongresini toplamasının ardından yaptığı açıklamada, "Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz" dedi.
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, terör örgütü PKK'nın kongresini toplamasının ardından 8 maddelik bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bugün Türkiye yakın tarihinin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi bir tanıklık içindeyiz. PKK'nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte 50 yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır. Öncelikle uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk'ün, Kürt'ün, Çerkez'in, Arap'ın, Alevi'nin, Sünni'nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz; tüm yitirdiklerimizin anısını kutsal bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz. Şimdi, ortak ve eşit yaşam iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete, evrensel hukuka derinden inanma, demokratikleşme için çalışma ve adımlar atma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkarın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin."
"Bu tarihi adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak en temel sorumluluğumuzdur"
Açıklamanın devamında ise şu ifadeler yer aldı: "Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz. Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi yükselmelidir. Toplumsal barışın inşası için Meclisin önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihi adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak, şu an en temel sorumluluğumuzdur. Bu tarihi anda Türkiye'nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkinin de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır."
"Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz"
Sürece dair sorumluluklardan bahsedilen açıklama şöyle devam etti: Açıklamada bu sürecin gelişmesinde Abdullah Öcalan'ın tarihi bir sorumluluk üstlendiği ifade edilerek, "Barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli'ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki Türkiye'nin barışı Ortadoğu'ya umut, dünyaya ilham olsun. DEM Parti olarak Mezopotamya ve Anadolu halklarına kutsal bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları ve taşıyıcıları olacağız. Bugün bir yandan büyük bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder'i bir kez daha anarak tamamlıyoruz. Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz."
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler
Bursa'da ‘Marmara Denizi'nde Müsilaj ile Mücadele' toplantısı
Devrilen traktörün sürücüsü hayatını kaybetti
Bursaspor'da Ensar Duman profesyonel oldu
Mudanya “Milli Mücade Rotası”nda
Yıldırım 'Aile' için yürüdü
Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi'nde halter rüzgarı
Trendyol 1. Lig play-off 2. tur rövanşının hakemi açıklandı
Bursa Emniyeti'nden 19 Mayıs'ta narkotik farkındalık etkinliği
Şahinkaya Gençlik Festivali Dünya Gençlerini Bursa’da Buluşturdu