Ahlat’tan yükselen mesajlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabinesini bir kez daha Ahlat’ta topladı. Malazgirt ruhunun merkezinde yapılan bu toplantı, yalnızca bir “gündem değerlendirmesi” değil; aynı zamanda iktidarın Türkiye’ye ve dünyaya vermek istediği güçlü mesajların bir özeti gibiydi.

Ahlat…

Sadece taşlarla değil, tarihle konuşan bir şehir. 1071’in yankılandığı, Sultan Alparslan’ın gölgesinin hissedildiği, Anadolu’nun kapılarının açıldığı yer. Erdoğan’ın burada yaptığı konuşma da bu tarihi ruhtan besleniyor. Bir yandan Malazgirt’in hatırlattığı “beka” söylemi, öte yandan güncel politikaya gönderilen net uyarılar…

Şimdi konu başlıklarına göre özetlemeye çalışalım!

EKONOMİDE MEYDAN OKUMA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomide son iki buçuk yıldır uygulanan programın “stres testini başarıyla geçtiğini” söyledi. Muhalefeti ise yine “ülkeyi yabancılara şikayet eden acizler” olmakla suçladı.

Buradaki mesaj çok açık…

Hükümet, krizi geride bıraktığını ve 2026’yı bir reform yılı ilan ederek “yeni bir sayfa” açacağını duyuruyor. Erdoğan’ın “fırsatçılara papuç bırakmayacağız” vurgusu ise, önümüzdeki dönemde ekonomi üzerinden sert bir siyasetle karşı karşıya kalacağımızın işareti olduğunu gösteriyor.

GAZZE VE ZENGEZUR HATTI

Konuşmanın bir diğer önemli boyutu, dış politika üzerineydi. Gazze’deki katliamı sert sözlerle eleştiren Erdoğan, bir yandan da Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu ile Türkiye’nin “yeni bir stratejik kapı” araladığını ilan etti. Bu, sadece bir ulaştırma projesi değil; Türkiye’nin Doğu’dan Batı’ya uzanan ticaret koridorunda “kilit ülke” olma iddiasının somutlaşmış hali olduğunu belirtti.

Sözlerinin devamında…

Son 23 yılda 64 milyar dolar yatırım yapıldığını, 2 bin 251 kilometresi yüksek hızlı tren hattı olmak üzere toplam 13 bin 919 kilometreye çıkarılan demiryollarına yeni hatlar eklemeyi sürdürdüklerini vurguladı Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Ve dedi ki,"Hedefimiz demiryolu ağımızı 2028'de 17 bin 500 kilometreye, 2053'de ise 28 bin 600 kilometreye çıkarmaktır”

YANGINLARLA MÜCADELE KONUSU…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle üzerinde durduğu bir başka başlık orman yangınlarıydı. Rakamlar ortada…

Bu yıl 5 bin 473 yangın, bunların 4 bin 195’i son üç ayda… Buna rağmen Erdoğan, “Türkiye yangınlarla mücadelede parmakla gösterilen bir ülke” derken, hem muhalefete sitem etti hem de dünyaya meydan okudu.

Buradaki satır arası önemli…

İktidar, yangınları yalnızca bir çevre sorunu değil, aynı zamanda siyasi bir tartışma alanı olarak da gördüğünü söylüyor.

DİASPORAYA SAHİP ÇIKMA

Erdoğan’ın Ahlat’taki konuşmasını incelediğimizde…

Burada en yüklü cümleleri gurbetçilere yönelik olduğunu söyleyebilirim. Erdoğan, “Kimsenin kum torbası değiller” diyerek hem muhalefeti hedef aldı hem de yurtdışındaki vatandaşlara sahip çıkma mesajı verdi. Bu vurgu, yaklaşan seçimlerin sadece Türkiye sınırlarında değil, Avrupa’daki Türklerin sandığa yansıyan iradesinde de kazanılacağına işaret ediyor.

Bu bağlamda…

Konuşmayı bir bütün olarak ele aldığımızda şu net tablo çıkıyor:

İçeride: Ekonomide toparlanma söylemi, muhalefete sert eleştiri, fırsatçılara gözdağı. Dışarıda: Gazze’de sert çıkış, Zengezur projesiyle stratejik hamle. Toplumsal alanda: Yangınlar üzerinden millî birlik mesajı, gurbetçiler üzerinden diaspora siyaseti, yaz Kur’an kursları üzerinden muhafazakâr tabana moral verme.

Nitekim…

Ahlat’tan yükselen bu ses, aslında bir seçim manifestosu gibi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem geçmişin destanını hatırlattı, hem de geleceğe dair yol haritasını çizdi. Malazgirt’in gölgesinde dile getirilen bu mesajlar, siyasetin önümüzdeki aylarda nasıl şekilleneceğine dair ipuçları taşıyor.

Özetle…

Bir yanda “fırsatçılara papuç bırakmayacağız” kararlılığı, öte yanda “Türkiye’yi küresel koridorun merkezine oturtacağız” iddiası…

Ahlat, bu yıl da sadece bir tarih durağı değil; aynı zamanda Türkiye siyasetinin yeni yol ayrımlarından birinin adresi oldu diyebiliriz.

SAĞLIKLA KALIN!